21 Ekim 2025 tarihinde saat 14.00 sıralarında Şekerhane Mahallesi’nde bulunan Şehit Çoşkun Nazilli İlkokulu’nda darp olayı meydana geldiği iddia edildi. İddiaya göre, okul öğle arasında olması nedeniyle öğrencilerin binada bulunmaması gerekirken, 2. sınıf öğrencisi M.B.Ç okul binasına girdi. Bu sırada günün bahçe nöbetçisi ve sınıf öğretmeni Z.Ö., öğrenciyi dışarı çıkarmak istedi. Olayı gören M.B.Ç’nin babası M.Ç’nin , öğretmene müdahale ettiği ve Z.Ö’in yüzüne tokat attığı iddia edildi. Polis ekipleri kısa sürede olay yerine gelerek M.Ç’yi gözaltına aldı. Ardından yapılan işlemlerin ardından M.Ç. tutuklandı. Okulda yaşanan olay güvenlik kamerasına yansıdı.
‘OLAY MEDYA’YA YANSITILDIĞI GİBİ DEĞİL’
M.Ç’nin eşi İlknur Çiftçi yaptığı açıklamada idiaları yalanladı. Çiftçi, “Geçen yıldan beri bu okul ve eğitim süreciyle ilgili ciddi problemler yaşıyoruz. Sınıfımızda akran zorbalığı vardı ve bunu defalarca sınıf öğretmenimiz M.B’ye iletmeme rağmen ciddiye alınmadı. Sorunun bende olduğu söylendi, çok kuruntu yaptığım ifade edildi ve “sorunlu, problemli veli” gibi etiketler oluşturuldu. Oysa gerçek şu ki, çocuğum ilkokula başladığında çok heyecanlı ve istekliydi. Yaşanan olaylardan sonra okuldan uzaklaştı. Bu durumu eşime ilettim. Eşim müdür bey ile görüşmeye gittiğinde, müdürün odasında başka bir veliyle görüşme olduğunu öğrendi. Lobiye beklemeye gittik. Bu sırada nöbetçi öğretmen Z.Ö vardı. Çocuğumuz babasının yanına koşmaya çalıştı, öğretmen ise çocuğumun kolundan ve bileklerinden çekiştirerek sarsıldı. Çocuğum pasif ve kendini ifade etmekte zorlanan bir çocuk, olay karşısında kitlendi ve ağlamaya başladı. Bu sırada Z.Ö, çocuğuma bağırarak dışarı çıkmasını söyledi. Bu sözlü şiddet ve psikolojik baskıdır. Çocuğum bu olaylardan ciddi şekilde etkilendi. Baba durumu fark edince çocuğa müdahale etti; o sırada çocuğun hâlâ öğretmenin elinde olduğu anlar da görüntülere yansımış durumdadır. Bu olaydan sonra öğretmen ve çocuk arasında gerginlik oluştu. Daha sonra eşimin üzerine dört erkek öğretmen yürüdü ve tahrik edici sözler söyledi: “Sıkıyorsanız bize de vur” gibi. Eşim müdürün odasına geçti, ardından rehber öğretmen Kübra Hanım’ın odasına yöneldi, çünkü çocuk bu olayları görmüş ve etkilenmişti. Çocuk, “Babamı dört öğretmen dövecekti” dedi. Bu olaylar karşısında biz, toplum baskısıyla kötü ve ahlaksız veliler gibi gösteriliyoruz. Oysa ben çocuğumu koruduğum için mi suçlu sayılıyorum? Olay sırasında bana da ağır sözler sarf edildi: Müdür, “Senin ahlaksız kocan” gibi ifadeler kullandı. Eşime ise “şahsiyetsiz” dendi. Daha sonra Mithat Bey adlı bir öğretmen, polis memurlarının bulunduğu ortamda eşime, “Seni linç etmediğimize şükret” dedi. Bir eğitimci olarak bu sözleri kabul etmiyorum; bir veliye ve babaya böyle konuşulması doğru değildir. Ben adalet istiyorum; hem eşim hem de çocuğum için. Çünkü çocuğum hem psikolojik hem de fiziksel şiddet görmüştür ve elimde kanıtlar vardır. Sosyal medyada haksız bir algı oluşmuş; insanlar hiçbir şey bilmeden yargılıyor. İki gündür yaşadıklarımı yalnızca ben ve Allah biliyor. Şu an hamileyim ve evde yalnızım; eşim tek başına çalışıyor. Bu süreç boyunca maddi ve manevi zarar göreceğim. Evimiz kiralık ve eşim iş seyahatindeymiş gibi davranmak zorunda kaldım, çünkü güvenliğini sağlamak zorundaydım. Bu nedenle ciddi mağduriyet yaşıyoruz. Bir kadın ve anne olarak kadınlara şiddete hayır diyorum, ama çocuklara uygulanan şiddete karşı çok daha güçlü duruyorum. Eğer bir öğretmen çocuğa şiddet uyguluyorsa, onun sevgi ve saygıdan yoksun olduğunu düşünüyorum. Durumumu gerekli birimlere arz ediyorum: Ben mağdurum. Sıradan bir vatandaşım; ne öğretmenim ne memurum; yine de mağdurum. Lütfen bu duruma kulak verin ve gerekenin yapılmasını talep ediyorum” dedi.