LİGDE devre arasına girdiğimiz bu haftada beklentiler, hedefler ve yeni transferler hakkında yazımı hazırlamayı düşünürken bugün yaşadığım bir olay, benliğimi de, yazımın şeklini de değiştirdi. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt...
LİGDE
devre arasına girdiğimiz bu haftada beklentiler, hedefler ve yeni transferler hakkında yazımı hazırlamayı düşünürken bugün yaşadığım bir olay, benliğimi de, yazımın şeklini de değiştirdi. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 4 yıl önce yeniden yapılanma sürecini başlattığı günden bu yana yazılarımın büyük çoğunluğunda yapılanlara teşekkür ettim ve her zeminde takdir edilmesi gerektiğini söyledim. Bu süreçte o kadar çok övdüm ki birçok kesim tarafından yönetimin kalemi olmakla suçlandım. Son 1 yılda ise saha başarısına rağmen saha dışında bazı taraftarlara ve camiadan insanlara karşı mobing uygulandığını gördüğüm için zaman zaman bunun düzetilmesi yönünde eleştiriler yaptım. Bunları yaparken en küçük eleştirimde dahi kötü niyetim olmamıştır. Bugün anladım ki, yaptığım eleştiriler yüzünden liderimiz tarafından düşman ilan edilmişim. Yapılan yorumlar ve taraftarın eleştirilerini dikkate almak gerekir.
Her şeyden önce bilinmesi gerekir ki, bu kulüp 1948'de kuruldu, 2011 yılında değil. Kulüplerde sportif başarı kadar etrafını kucaklamak da önemlidir. Her yanlışta liderler kucaklayıcı olmayıp kindar olursa, her önüne gelene gider yaparsa başarılar, şampiyonluklar suni ve sevimsiz kalır. Her eleştiride "Yapacak olan varsa gelsin" demek sadece güç zehirlenmesidir. Koltuklar gelir geçer, önemli olan bıraktığın izlerdir. Benim yüksek perdeden söylediklerimi camiayı takip eden herkes bilmesine rağmen çekincelerinden dolayı susmaktadırlar. Lider her zeminde "Ben" derse, insanları yönlendirirse, camiaya dün girenler doğruyu göstermek yerine çanak tutarsa, tüm şampiyonluklar sizin olsun. Bir kurumda başarı varsa bunu insanlar değerlendirir ve teşekkür eder. İnsanları rencide edecek şekilde hareket etmek ve hiç empati yapmamak sadece kendimize değil, etrafımıza da zarar verir.
Ben buradan bir kez daha liderimize sesleniyorum. Yıllardır Alanyaspor için çalışıyorsun. Futbol Şube Sorumluluğu yaptığınız dönemlerdekiyle şimdiki tavırlarınız ve davranışlarınız arasını lütfen bir gözden geçirin. Her eleştiri yapan Alanyaspor'u sevmiyor anlamına gelmez. Lütfen tabandan gelen seslere kulak ver. Kötülükten, düşmanlıktan kimseye bir fayda gelmez. Yazımı Hazreti Mevlana'nın sözleri ile bitirmek istiyorum. "Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol."
Saygı ve sevgilerimle.