ALTEMUR Kılıç usta ile çok hoş anlarımız oldu. Yazılarının içeriğine, dünyaya bakış açısına genelde katılmıyor olsam da, sohbetlerine doyum olmadığının altını özellikle çizmek isterim. Öylesine entelektüel, öylesine zengin bir...

ALTEMUR

Kılıç usta ile çok hoş anlarımız oldu.

Yazılarının içeriğine, dünyaya bakış açısına genelde katılmıyor olsam da, sohbetlerine doyum olmadığının altını özellikle çizmek isterim.

Öylesine entelektüel, öylesine zengin bir birikime sahip, çok ilginç anılara ve çok önemli tarihi kişilerle birliktelikleri olmuş ki, onu dinlemek, bambaşka bir keyif.

Kendisine sürekli söylerdim, sohbetiyle yazılarının bir türlü birbiriyle örtüşmediğini.

Ama işte o öyle, bambaşka kendine özgü, çok agresif çıkışları olan birisi.

Onu öyle kabul edip, olduğu gibi sevip sayıyoruz.

Bazen farklı görüşte olan insanlara karşı çok sert çıkışlarda bulunur, yazılarında da zaman, zaman ölçüyü kaçırırdı.

Hatta bir gün, neredeyse bir başka köşe yazarı arkadaşımıza bastonuyla saldırma noktasına gelmişti.

Bana karşı genelde hoşgörülüydü.

Sanırım hoşgörüsünün nedeni, aynı milli duyarlılığa sahip olmamıza karşın, sadece üslubumuzun farklı oluşuydu.

Birimiz sazın sol teline, diğerimiz de sağ teline vuruyordu!

Altemur Kılıç ustanın rahmetli Bülent Ecevit’le ilgili ilginç anılarını ve arkadaşlıklarını hatta Rahşan Hanımla evlenmelerine vesile oluşuna, ileride bir başka yazımda değinmek istiyorum.

Belli bir süredir sağlık sorunları nedeniyle kendisiyle görüşemiyor olmamızdan dolayı çok üzgünüm.

Kendisine tekrar tekrar acil şifalar diliyorum.

Onunla aynı gazetede köşe yazısı yazmamız çok hoştu.

Tesadüfe bakın ki, Altemur Kılıç’ın abisi, eski milli aynı zamanda Galatasaray’ın efsane futbolcularından Gündüz Kılıç’la da yıllar önce Kastamonu’da futbolla ilgili olarak bir araya gelmiştik.

Osman Mayatepek’e gelince.

Alanya aşığı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kale içinde konutu var.

Sık sık Alanya’ya gelir ve ülkenin tanınmış simalarını misafir edip onları ağırlarken, kimi etkinliklerine Alanyalı dostlarını da davet eder.

Bunlardan bazılarında eşimle birlikte ben de bulundum.

İlber Ortaylı’yı da böyle bir yemekte yakından tanımış oldum.

Açıkça söylemem gerekirse, Ortaylı’ya yakından tanımadan önce çok saygı duyuyor, değer veriyordum ama yakından tanıyınca, onu pek sevemediğimi söylemeliyim.

Nedeni de, dünyayı kendisinin yarattığını sanan kasıntılardan birisi gibi geldi bana!

Sanırım aynı ortamda birlikte olduğumuz Hilmi Tokuş da benimle aynı duyguları paylaşmış, Ortaylı ile vedalaşıp, tokalaşmadan oradan ayrılmıştık.

Bu yazımın asıl amacı Osman Mayatepek’in “Dedem Enver Paşa” kitabıydı.

Kitaptan, Osman Mayatepek’ten söz etmeden önce, Altemur Kılıç ve Şiar Yalçın’dan ve bu üç önemli ismin ilginç birlikteliklerinden de söz etmeden geçemedim.

Yarın da kitabı ele almaya çalışacağım.

- DEVAM EDECEK -