ASLINDA, zor günler bizi bekliyor desek de, zor günlerin kıskacında bocalayıp duruyoruz! Ülke olarak, her anlamda kuşatılmış durumdayız. Hem içte, hem de dışta, bir bakıma savaş ortamındayız. Savaştığımız somut bir ülke olmamasına...

ASLINDA

, zor günler bizi bekliyor desek de, zor günlerin kıskacında bocalayıp duruyoruz!
Ülke olarak, her anlamda kuşatılmış durumdayız.
Hem içte, hem de dışta, bir bakıma savaş ortamındayız.
Savaştığımız somut bir ülke olmamasına karşın, birçok ülkenin desteklediği terör örgütleriyle boğuşup duruyoruz.
İçte hain PKK, FETÖ ve daha birçok terör örgütüyle, dışta da DEAŞ ve PYD terör örgütleriyle boğuşup duruyoruz.
Ciddi anlamda, güçlü bir tek bile dostumuz yok.
Rusya ile uçak düşürme olayından sonra papaz olup, başta turizmimiz olmak üzere tüm ticari ilişkilerimiz dondurulunca ekonomimiz büyük ölçüde çöktü.
Bu çöküşün en somut göstergesi Alanya gerçeği.
Alanya’da sayısız otel kapanırken, turizm sektöründe çalışanlarla birlikte inşaat sektörünün de dibe vurması nedeniyle işsizlik had safhaya tırmanırken, çoğu otellerde de çalışanlar ücretsiz izinli olarak, bir bakıma mağdur oluyorlar.
Basında "Esnaf kan ağlıyor" söylemi sloganlaşsa da, toplumun önemli bir bölümü kan ağlarken, tüm sektörlerde büyük bir çöküş söz konusu.
Ülke böylesine felaket bir tablo ile karşı karşıyken, ülkeyi yöneten siyasi aktörler, sürekli nutuk çekmekle, ona buna meydan okuyarak, düşman cephesini daha da güçlendirmekle meşguller.
Dolar aldı başını gidiyor.
Ekonomi dibe vurmak üzere.
Her ürüne zam üstüne zam yapılıyor.
Ülke genelinde ve de dışarıda, güvenlik güçlerimiz operasyon üstüne operasyon yapmakla meşgul.
Şehit haberleri yüzünden çoğu vatandaş haberleri bile dinlemekten vazgeçmiş durumda.
Böylesine zor ve kritik bir süreçte, Cumhurbaşkanımız fiilen başkan gibi hareket ediyor.
Her gün bir yerde değil birkaç yerde, birbirinin aynısı olan nutuklar çekerek dünyaya meydan okuyup yiğitlenirken, herkesi karşısına alması bir yana, bu çıkışlarıyla bütün dünya Türkiye düşmanı olmaya başladı.
Belli bir genelleme içinde Birleşmiş Milletler'in beş daimi üyesine gönderme yaparken, Avrupa Birliği çok farklı ülkelerin bir araya geldiği bir yapı olmasına rağmen Avrupa’ya da belli bir genelleme içinde veryansın etmekte.
Halbuki AB içinde, AB Komisyonu Başkanı Juan-Claude Juncker gibi bizi savunan ve savunacak olan siyasetçiler ve de Avrupalılar da var.
AB üyesi bütün ülkelerin bize karşı olduğunu düşünmek de saçmalıktan başka bir şey değil.
Siyasilerimiz böylesine kritik bir süreçte bile, belli bir aymazlık içinde birbirlerine veryansın etmekle meşguller.
Türkiye, 2. Dünya Savaşı koşullarından bile çok daha zor durumda!
Allah'tan, ülke genelindeki tüm bu olumsuz siyasi tabloya rağmen, Alanya özelinde tüm siyasi aktörlerimiz ile yöneticilerimizin tutarlı ve de sorumluluk içinde hareket etmeleri nedeniyle biraz olsun teselli bulup, mutlu olabiliyoruz.