ÜLKEYİ yönetme iddiasındaki Erdoğan, son yıllarda hangi hesapların peşinde, nereye koşuyor, inanın anlayabilmiş değilim? Uluslararası ilişkilerin karşılıklı çıkara dayalı olduğu ve geneldeki bu ilişkilerin küresel anlamda da, bir dengeye...
ÜLKEYİ
yönetme iddiasındaki Erdoğan, son yıllarda hangi hesapların peşinde, nereye koşuyor, inanın anlayabilmiş değilim?
Uluslararası ilişkilerin karşılıklı çıkara dayalı olduğu ve geneldeki bu ilişkilerin küresel anlamda da, bir dengeye oturtulması gerektiğini bilmek için, siyaset bilimcisi olmaya da gerek yok.
Geçmişte iki kutuplu bir dünyadan söz edilirken, bir kutupta yer alarak bir dengenin parçası olabiliyordunuz.
Bugünse, tek kutuplu bir dünya gerçeği ile karşı karşıyayız.
Ama gene de, tek kutuptan söz edilse de, bölgesel belli dengelerin olduğunu da kabul etmek zorundayız.
Son yıllarda özellikle de Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra tüm dengeleri görmezden gelip, neredeyse tahterevallinin ortasına oturup, dünyanın dengesini kendisi kurmaya kalkabiliyor!
Her gün kamera karşısına geçip, saatlerce nutuk çekip, ABD’ye, Rusya’ya, AB’ye meydan okuyarak, Türk insanına neyi ispatlamaya çalıştığı belli değil!
Çok daha ilginci ise, ülkenin ve ülke insanının bir sürü sorunu varken, teröre her gün teröristlerin kalleşçe tuzakları yüzünden şehit verirken, sürekli ekranların karşısına geçip, anlamsız çıkışlarıyla, hem yurt içinde, hem de yurt dışında siyaseti sürekli germekle meşgul.
İmamlar baş tacı edilirken, hatipler siyasetin en önemli aktörleri olma yolunda.
Dünyevi sorunlarımız dağ gibi büyürken, uhrevi jargonlara dayalı dinsel söylemlerle, insanlarımız avutulmaya çalışılıyor.
Allah’la kul arasına kimse giremez denilmesine rağmen, Allah ve din adına olmadık saçmalıklara imza atılıyor ve bu saçmalıkları yapanlar da toplumun en gözde aktörleri olabiliyorlar!
AK Parti’nin kimi aktörleri, yeni bir nesil yetiştirmekten söz ederken, bu nesle öncelikle, bilimi mi, dini mi öğretmeyi düşündüklerini sormaya gerek var mı?
Öteden beri, dini siyasete alet eden siyasetçiler, sürekli inançlı gençlikten ve yeni bir nesil inşa etmekten söz edip dururlar.
Tabii burada inanç derken, vatanına, milletine inanan yurtsever gençlikten söz edenler olduğu gibi, salt din temelli eğitimden geçmiş gençlerden söz eden siyasetçilerimiz, son günlerde giderek çoğalmaya başladı!
AK Parti’nin kuruluşu ve sonrasında toplumun bir kesimi, bu yapının belli takiye içinde olduğundan, ajandalarında din temelli bir Türkiye hesabının varlığı iddiasıyla AK Parti'ye hep karşı çıkmışlar, çıkmaya da devam ediyorlar.
Sanırım AK Parti tavanında yer alan Erdoğan, son dönemlerdeki çıkışlarıyla, AK Parti’ye kaygıyla bakanların ne kadar haklı olduklarını kanıtlarcasına bir yaklaşım sergilemekle meşgul!
Bu yaklaşım, Davutoğlu’nun başbakanlığında zirveye tırmanmıştı.
Umarız yeni başbakan, inancını kendisi yaşar, siyasete taşımaz.