Yeni kitabı “Alanya Çarşısındaki Ötedenberiler” ile bir kez daha fark yaratan Feyzi Açıkalın, ‘Neden esnaf öyküleri?’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Esnaf bir şehrin yapı taşıdır. Esnaf yalnızca ticaretle ilişkilendirilmemelidir. Günümüz Alanya’sının mesleksiz olmaya prim verilen, yüksek kâr oranlarıyla kolay kazanç sağlayan insanlarının önemli hale getirildiği bir zaman diliminde, esnafı başka bir yere koymak gerekirdi. "

RÖPORTAJ: FERİT KESEN

Ferit Kesen: Yeni kitabınız “ Alanya Çarşısındaki Ötedenberiler” hayırlı olsun. Bu kez farklı bir çalışma yapmışsınız. Nereden aklınıza geldi böyle bir konuyu işlemek?

Feyzi Açıkalın: Gördüğünüz bir “yerel tarih” çalışmasıdır. Kitabın büyük bölümünü esnaf anlatıları oluşturduğu için, “şehir monografisi” diye de adlandırılabiliyor. Alanya’nın yıllar içinde geçirdiği müthiş değişimi şehrin yerleşik esnafı üstünden anlatmaya çalıştım. Bunun için yaklaşık kırk beş elli yıldır aynı meslek ve iş kolunda yaşamlarını sürdüren yani “ötedenberi” çarşıda olan esnaf ve zanaatkâr ile röportajlar yaptım.

FK: Röportaj yapacağınız kişileri seçerken nelere dikkat ettiniz?

FA: Öncelikle hâlâ ya aktif olarak çalışan ya da işini bir sonraki nesle devretmiş, sağlıklı olarak konuşabileceğim, değerlendirmelerini alabileceğim esnafı tercih ettim. Önsözde de belirttim, kitap bir “kaybolmakta olan meslekler” çalışması değildir. Alanya’daki her esnafı alma kaygım da olmadı. Ama mümkün olduğunca geniş yelpazedeki bir esnaf grubunu kitaba dâhil etmeye çalıştım.

FK: İlk bakışta, “Alanya’da bu nitelikte esnaf mı kaldı?” diye düşünülüyor ama kitabı okudukça şaşırıyor insan. O zaman sorayım, “Neden esnaf?”

FA: Esnaf bir şehrin yapı taşıdır. Esnaf yalnızca ticaretle ilişkilendirilmemelidir. Günümüz Alanya’sının mesleksiz olmaya prim verilen, yüksek kâr oranlarıyla kolay kazanç sağlayan insanlarının önemli hale getirildiği bir zaman diliminde, esnafı başka bir yere koymak gerekirdi. Yıllarca emek yoğun çalışarak mesleğini topluma hizmet etmede bir fırsat olarak gören esnafı, şimdikilerin olduğu gibi “önemli” değil ama “değerli” kılmak gerekirdi. Ben bir anlamda kitabımda onu yapmaya da çalıştım

FK: Kitabınıza aldığınız elli esnafın içinde birçok tanıdık isim var. Onların anlatılarıyla nereye varmak istediniz?

FA: Kendilerini “şehirli” olarak tanımlayan kitaptaki esnaf, iş yaşamlarının büyük bölümünü Alanya merkez çarşıda geçirmiş. Geçmişi gerçek yaşam öykülerine, kendi deneyim ve bilgilerine dayanarak açıklıyorlar. Böylece tarihi ölü olmaktan kurtarıyorlar. Yaşanmışlığa dayalı gerçek veri ve gözlemlerin kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla, bir kimlik arayışında olan kentli aydınlanıyor, böylece şehre olan aidiyetleri de gelişiyor. Aidiyet duygusu, insanların kente olan sorumluluklarını ve onu koruma güdüsünü de artırıyor. Kitapta aktarılan anılar, geçmiş ile bağ kurmak ve geleceği anlamlandırmada önemli araç haline geliyor.

FK: Kitapta bazı cümleleri belirgin hale getirip, öne çıkarmışsınız. Örneğin; rahmetli Sinemacı Turgay Emiroğlu’nun, “Alanya’da önemli bir iş yaptığını zannedersin ama kimse seni ciddiye almaz!” gibi olanları.

FA: Bunun gibi çok sayıda ders niteliğinde sözler var. Bu sözleri değişik bir yazı karakteri ile görünür hale getirmeye çalıştık. Beni en çok etkileyenlerden biri de, İstanbul’a matbaa makinesi almaya giden genç Hasan Akıllı’ya Yahudi olan satıcının yönelttiği sorudur: Toptancı, Akıllı’nın gerçekten Alanyalı olup olmadığını anlamak için Kızılkule’nin kaç köşeli olduğunu sormuştur! Bu müthiş soruyu, kendisini Alanya sevdalısı olarak tanımlayan herkese, hemen yanıtlaması koşuluyla sormak gerekir. Alanya’yı Alanya yapan değerleri bilmek adına böyle sorular önemlidir.

FK: Röportaj yaparken nasıl bir yöntem uyguladınız?

FA: Çok ilkel bir yöntem; söylediklerini hızlıca not ederek… İş yerine gittiğim ve beni iyi tanımayabilecek bazı esnaf ile ses kaydına dayalı bir iletişim gergin olabilirdi. Onun için, yazılmasını istemedikleri konuları konuşurken durdurabileceğim(!) kalemim ile notlar aldım. Fotoğraflarını çektim. Birçoğu çok bonkörce eski fotoğraflarını sağlarken, bazılarında da zorlandım. Ama hepsi yaptığım işin değerli olduğunu anlamıştı ve bana maksimum katkıyı sağlama isteğindeydi.

FK: Alanya çarşısı yakınında doğup büyümüş ve hala orada oturmakta olan bir insan olarak anlatılar sizde nasıl bir etki bıraktı?

FA: Çok heyecan verici ve eğlenceliydi. Daha önce görüp bazı sahnelerini unuttuğum bir filmi tekrar izlemek gibiydi. Aynı yaş grubu ya da benden biraz daha yaşlı esnafın çarşıya ait anlattıklarının birebir şahidiydim. Bu yüzden röportajlardan büyük keyif aldım. Alanya’nın bence en güzel zaman dilimi olan 1970’li yıllarını tekrar yaşadım.

FK: Röportajlarda benzer anlatılar, kesişen konular olduğu görülüyor. Buradan yola çıkarak galiba merkez çarşıdaki değişimi de ayrı bir bölümde anlatıyorsunuz.

FA: Evet. Aynı zaman diliminde merkez çarşıda iş yaşamlarına başlayan esnafın anlatıları birçok konuda ortaklaştı. Kendilerine ait bilgiler verirken, Alanya sosyal ve ticari yaşamının kalbi olan çarşının yıllar içinde nasıl değiştiğini de anlatıyorlardı. Buradan yola çıkarak kısa bir tarih anlatımını da başvurdum. Röportaj kısmına başlamadan önce geniş bir önsöz olarak, Alanya ticari çekim merkezlerinin yakın tarih içindeki değişimine yer verdim. Alanya tarihine ilişkin çok sayıda çalışmaya imza atmış değerli yerel tarihçilerinkinden çok da farklı olmayan bilgileri, kronolojik olarak anlatmaya çalıştım.

FK: Fotoğraflarla da desteklediğiniz bu yakın dönem tarih anlatımında, satır aralarında siyasi yorumlara da yer verdiğinizi gördüm.

FA: Haklısınız. Bildiğiniz gibi fotoğraf, anlatımı çok güçlendiriyor. Günümüzde moda olan, geçmişe dönük fotoğrafların yayımlanıp, onun üstünden nostaljik yorumlar yapılması yerine, fotoğrafı olaylarla ilişkilendirerek kullanmayı düşündüm. Burada da kendi arşivimden çok yararlandım. Siyasi yoruma gelince; siyaset hayatımızın her alanında var. Bir yerel tarih çalışmasında nesnel kalmak adına, şehir içinde alınan yaşamsal kararlardaki siyasal ve sosyolojik etkileri görmezden gelemezdim. 

FK: Kitabınızda yer verdiğiniz esnafın birçoğu artık merkez çarşı içinde değil. Çarşı büyük değişim geçirdi. Buna rağmen çarşı kavramına neden bu kadar önem veriyorsunuz?

FA: İşte zurnanın zırt dediği yer bu soru… Esnafın çok az bir bölümü merkez çarşıda kaldı. Çarşı bir ticari merkezden de öte toplumun her katmanından insanın buluşma alanıydı. Çarşılar tarih boyunca bu yönüyle çok önemli olmuşlar. Liman gelirlerine bağlı zenginlik, yerini tarım, daha sonra da turizm kazançlarına bırakınca çarşı merkezinin rantı çok yükselmiş ve geleneksel esnafın orada barınma olanağı kalmamış. Yıllar içinde şehir gelişiminde uygulanan yanlış politikalar yüzünden Alanya’nın her tarafı çarşı oldu. Merkez diye bir şey kalmadı. Alanya çarşısı artık yalnızca, sıradan turistik ürünlerin pazarlandığı, tuhaf eğlence merkezlerinin olduğu bir yer olarak anılıyor. Ve de ne yazık ki bu özelliğiyle turizm pazarlamasında yer alıyor.

FK: Çarşının bir değer olarak tekrar kazanılması için neler yapılabilir?

FA: Alanya tarihsel olarak bir Kale-Kent diye anılmış. Sonra Liman-Kent’e dönüşmüş. Çarşı, Alanya’nın kadim geçmişinde Kale ile ovadaki yerleşim yani mahalle arasında bir kesişme, buluşma noktası olmuş. Bu değer şimdi yok oldu. Onu, büyük meydan projeleri gibi yapay iyileştirmelerle geri getiremeyiz. Siyasi düşüncelerle verilen ödünlerin bugün yol açtığı çirkinlikler, tehdit ve yıldırmalarla da iyileştirilemez. ÇEKÜL Başkanı Mimar Metin Sözen’in ünlü, “Kale düşerse kent düşer, çarşı düşerse hayat biter” sözünü şiar alarak, çarşıda uzun erimli ve planlı düzenlemelere gitmek gerekir. Ama öncelikle, bu konuyu önemli sayan bir siyasi iradenin oluşması gerekir…

FK: Son olarak, galiba ikinci bir imza günü düzenleyeceksiniz. Okuyucu ne zaman ve nerede size ulaşacak?

FA: Cuma günü (7 Temmuz) saat 18.00’de Shakespeare Cafe Bistro’da slayt gösterisi eşliğinde kitap imza günüm olacak. Kitap gelirleri her zamanki gibi yine, organizasyonu beraber yaptığımız Alanya ÇYDD’ye (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) kalacak.

Alanya merkez çarşının helikopterden görünümü.

Feyzi Açıkalın, Ferit Kesen’in sorularını yanıtladı.

Feyzi Açıkalın, yeni kitabı “Alanya Çarşısındaki Ötedenberiler” ile.