… TAKVİMLER 1 Nisan 2014'ü gösteriyordu. Ve 'şehrin” 15 yıllık 'abisi” Hasan Sipahioğlu yerel seçimi kaybetmiş, şehirde bir ritim bozukluğu yaşanma endişesi baş göstermişti. Buna mukabil, Alanya Belediyesi'nin yeni...


… TAKVİMLER 1 Nisan 2014’ü gösteriyordu. Ve “şehrin” 15 yıllık “abisi” Hasan Sipahioğlu yerel seçimi kaybetmiş, şehirde bir ritim bozukluğu yaşanma endişesi baş göstermişti.
Buna mukabil, Alanya Belediyesi’nin yeni reisi Adem Murat Yücel’in Kestel Belediyesi’nden 10 yıllık bir deneyimi vardı ama hem çok gençti, hem seçime girdiği partisi MHP ülke siyasetinde muhalefette olduğu için mali ve siyasi gücü arkasında bulabilme, hissedebilme olasılığı zayıftı, hem Alanya’nın coğrafyası “beldelerin de katılımıyla” Sipahioğlu dönemine nazaran tam 16 kat büyümüştü, hem de şehrin “underground” polit bürolarında “Bu Kestelli çocuk mu yönetecek bizi?” homurdanmaları çoktan başlamıştı…
***
2012’de geldiği ve göreve başladığı Alanya’da, Sipahioğlu’ndan ötürü “zaten elde hazır deneyimli olanı var” diyerek “Şehrin Abisi” kostümünü bırakın giymeyi, elini dahi sürmeyen Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir, tecrübeli devlet adamı kimliğinin de yardımıyla seçim sonrası oluşan tehlikeyi hemen sezdi ve harekete geçme ihtiyacı hissetti.***İçinden aynen şöyle dediğini tahmin ediyorum: “Asırlardır değişmeyen bir fizik kuralıdır. Kainat boşluğu asla sevmez. Nerede bir boşluk var ise, hava ile bile olsa mutlaka bir şekilde başka bir maddeyle, güçle doldurulur.”
Alanya’yı çok sevdiğini her fırsatta yineleyen Kaymakam Özdemir, “en azından Adem Başkan Büyük Alanya için pişip hazır hale gelinceye dek” bu ulvî görevi geçici olarak üstlenmeye, sizin anlayacağınız “Şehrin Abisi” olmaya karar verdi.***
Aslında Alanya’ya geldiğinde şu acı gerçeğin farkına varmış ama kimselere belli edememişti.Geçimini turizmden kazanan bir şehrin otelcisi de, esnafı da, vatandaşı da, yerel yöneticileri de turizm konusunda ne yazık ki yeterli donanıma sahip değildi.Çalakalem bir turizm anlayışı ile gün geçiştiriliyor, “şimdi burada zikredemeyeceğimiz” bazı iç ve dış mihrakların da bastırması ve engellemesi yüzünden kurumsal bir turizm kimliği oluşturulamıyordu.***Bunu üzülerek gözlemledi ama ilk başlarda kimseyi kırmamak veya “kötü adam” yaftası taşımamak için çoğu kez kan kustu ama soranlara “kızılcık şerbeti içtim” dedi.***Tam bir buçuk yıl boyunca sustu.Herkesi dinledi, gözlemledi.Yanına sokulanların niye sokulduğunu, yanından uzaklaşanların neden gittiklerini analiz etti, zihninin derinliklerine açtığı klasörlere bunları tek tek arşivledi, gizledi.Bunları yaparken de “ne yazık ki” hem “Şehrin Abisi zaten bütün işleri hallediyor” diye, hem de “Benim üzerime vazife değil” diye bazı kritik noktalarda geri planda durduğu için “sessiz” ve “melankolik” olarak görüldü, çoğu kez bu özellikleri yüzünden kapalı kapılar ardında eleştirildi.***Ta ki, takvimler 18 Nisan 2014’ü gösterinceye dek sustu, kafasından geçenleri kimseye belli etmedi.Seçimler yeni bitmiş, otelci olduğu için “turizmden çok iyi anlayan” ve “şehrin” 15 yıllık “abisi” olan Hasan Sipahioğlu oteline geri dönmüş, Büyük Alanya için henüz ehliyet sahibi olmadığı konuşulan Adem Başkan ise dizginleri ele alma sürecine yeni başlıyordu.***
Üstelik… Adem Başkan’ın “doğru hamleleri yapması” koşulu ile “Şehrin Abisi” olması için önünde uzun bir zaman dilimi vardı.***
Kaymakam Özdemir’in önünde ise görev süresi olarak en az 2 yıl daha vardı, yasalar böyle diyordu.
İki koca yıl.
Devlet Adamı kimliği ile geçici süreliğine “Şehrin Abisi” olma kararını 1 Nisan 2014 sabahı veren Kaymakam Özdemir, seçimden 18 gün sonra, yani takvimler 18 Nisan 2014’ü gösterdiği gün, ALTSO Meclis Salonu’nda yapılan ve turizmcilerin katıldığı Turizm Koordinasyon Toplantısı’nda adeta açtı ağzını, yumdu gözünü.
Sipahioğlu gitmişti ama meydanın boş olmadığını, “Şehrin” hâlihazırda bir “Abisi” olduğunu herkese göstermek gerekir diye düşünmüş olabilirdi.
Çünkü… Alanya gibi bir turizm memleketinde, başta turizmciler olmak üzere esnafın da, vatandaşın da, yerel yöneticilerin de turizmden anlamadığını savunuyor, bunu da ortaya koyduğu delillerle pekiştirmek istiyordu.
***
O dönem, yeni görevinde daha bir ayı bile doldurmayan Adem Başkan’ı sağına, ALTSO Başkanı Mehmet Şahin’i soluna, turizmcileri de karşısına oturtup, başladı konuşmaya…
Aynen şu sözler döküldü dudaklarından: “Bir arkadaşımın anlattığına göre 2 İsveçli kıza yürürken 14 kişi laf atmış. Biz sapık mıyız? Sizin kızınıza, karınıza, bacınıza böyle bir şey gelsin ister misiniz? Bu nasıl kepazelik? ‘Alanya en büyük turizm merkezi’ diye hava atıyoruz ama kendi içimize dönüp bunları değerlendirmemiz gerekiyor.”
***
“Şehrin” yeni ama kendi isteğiyle geçici “Abisi”nin bu sözleri salonda adeta soğuk duş etkisi yaratıyor, ulusal haber ajansları bu konuşmayı “Alanya Kaymakamı’ndan Şok Sözler” başlığı ve “son dakika” flaşıyla servise veriyordu.
***
Aslında Kaymakam Özdemir’in sözleri abartılı değildi, şehirde yaşayan herkesin bildiği gerçeklerden sadece biriydi, fakat bu sözler bir Devlet Adamı’nın dudaklarından ilk defa dökülüyordu, insanları şaşırtan belki de buydu.
***
Kaymakam Bey’in hem bu sözleri, hem ileride sarf edebileceği yeni sözler, hem de üstlendiği yeni misyon, doğal olarak kimi çevreleri hayli rahatsız etti ve belki de sonun başlangıcı için düğmeye o tarihte basıldı.

(DEVAMI YARIN)