Sayın Müdürüm, tanışma fırsatımız olmadı.
Ancak başarılı çalışmalarınızı yakından izliyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
Yirmialtı yıldır. bu köşede ve çeşitli dergilerde yazmaya çalışan, amatör bir yazarım.
Yazılarımın ağırlığını çevre ile ilgili yerel sorunlarımız oluşturur.
Yirmialtı yıldır, yılda en az dört beş kez, bu köşede, Alanya’mızın en önemli sorunlarından biri olan “gürültü kirliliği” konusuna değinirim.
Değinirim de ne olur?
Koca bir hiç. Değindiğimle kalırım sadece.
İki tekerlekli kent ayıları, özel olarak deldirdikleri egzozlarını patlata patlata giderler.
Çünkü ekiplerinizin tek denetlediği husus, “kask”…
Kafasında o tas varsa, gürültü de yapabilir, ortalığı da inletebilir, hastaları yatağından da fırlatabilir, bebeleri uykularından da uyandırabilir!
Yüksek hoşgörünüze inandığım için yazdım bunları.
İnanın en ufak bir abartı yok yazdıklarımda.
Lütfen Sayın Müdürüm, lütfen “dur” deyin bu adamlara, Alanya tarihine kazınsın adınız.
Kameralı bir ekibinizi Çimen Otel başına konuşlandırın.
Bakın görün bu iki tekerlek üzerindeki kent ayıları, yeşil ışık yanar yanmaz, dağları taşları inleten bir gürültüyle (yer yer altlarındaki aracı, tek tekere de düşürerek) nasıl fırlıyorlar.
Çok geç kalınmakla birlikte, artık birilerinin bu adamlara “dur” deme vakti, geldi de geçiyor bile…
Bu zamana değin yazdık, çizdik; umursayan olmadı.
Burası ülkemizin dünyaya açılan kapılarından biri.
Milyonlarca yabancı girip, çıkıyor bu kapıdan.
Ve bu kapıdan girip, otelinde uyuyan yabancılar da gecenin bir yarısında (bizim gibi) yataklarından fırlıyor; bu kent ayılarının, altlarındaki iki tekeri böğürtmesinden dolayı.
Kask denetimi elbette çok önemli ve mutlak yapılması, denetlenmesi gereken bir konu.
Ama bu adamların (ki adam demeye dilim varmıyor) yarattığı GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ’ni engellemek, “bunlara insanlığı öğretmek” hepsinden çok daha önemli.
İlginizi istirham ediyorum Sayın Müdürüm.
Lütfen.