BİTMEK
ve dinmek bilmeyen büyük acılar. O kadar çok kaza oluyor ki adeta zamanla yarışıyor kazalar. Yerde ayrı, gökte ayrı, demiryollarında ayrı hangi birine yanalım, hangi birine ağlayalım. İlki iki pilotun yaşamını yitirdiği 30 Ekim’deki elim uçak kazası. Ölenlerden biri de torunum Deniz Adalı. Serkan Dilci ve hayatım kadar değerli torunum Deniz Adalı’yı bu kazada kaybettik. Yine aynı ayda tek motorlu bir eğitim uçağı kazası daha yaşandı ve bu kez bir kadın, bir erkek iki genç pilotumuz ölüyor. Yine büyük bir acı kalpleri yakıp acı çığlıklar atıyor. Bu acı öyle büyük ki ne dil anlatabilir ne kalem anlatabilir. Onu çeken bilir. Anne, baba, kardeşler. Düşen uçaklar kullanılıyorsa neden incelenip en iyi şekilde elden geçmemiş? Her ihtiyaca birçok para harcanıyor. En büyük ihtiyaç bu uçakların bakımıydı. Bir de büyük ihtiyaç olan pilotlarımız. Onların hayatları her zaman güvencede olmalı. Baba ve anne çocuklarına iyi bir hayat sağlamak için çalışır. Yemez yedirir. Giymez giydirir. Her evlat büyük zorluklarla yetişiyor. Bir çiçek ekersiniz, ara sıra yoklarsınız çıktı mı diye. Ta ki çiçek açıncaya kadar, açınca çok mutlu olursunuz. Fırsat buldukça onu sevgi ile izlersiniz. Güzel sözcükler söylersiniz. Solunca üzülürsünüz. İşte evlat da öyle. Çünkü doğduğu günden beri ona adarsınız hayatınızı. Varlığınızla, ilginizle, kalbinizin titreşimi ile ona bakarsınız. Ailenin her ferdi için bu sözlerim geçerli. Anne, baba, eşler, çocuklar, kardeşler, sevgi ve şefkat dolu insanlar. Ben hala şoktayım. Yerdeki paramparça uçağın korkunç enkazını görüyorum. Hislerimle aynı anda üşüme titreme geliyor. Sanki Deniz bana üzüntülü bakıp "Babaanneciğim ağlama, bak ben ölmedim” diyor. Bunu okumak başka, yazmak başka, helikopterin kazası da beni çok çok üzdü. Tüm kaza geçiren ailelerin acısı kalbimin doruğunda hissettim. Kimi yıllarını uçuşa vermiş. Kimi hayatla umuda bakarak yeni atılmış. Hepsi aydınlık yüzlü güzel insanlar, ruhları şad olsun. Yaralılara şifalar ve ailelerine sabırlar diliyorum. Ne yapsam acılarını hafifletemem. Bunun bilincindeyim. Çünkü bunu yaşayan bilir. Bu öyle yakıcı ki ona benzer duygu yoktur. Torunumun düştüğü uçak ve aynı ayda düşen evvela uçak, sonra helikopter, 3’ü akraba sayılır. Aynı yıllarda kullanımdan kalkmış ta seneler evvel bu kaderi aynı ailelerle paylaştık ama ateş düştüğü yeri yakar. Ve inanın bana sizlerin acısı bize de sıçrayıp acı biber gibi yaktı. Ne olsa uçaklar akraba ve gençler bizim çocuklarımız. Hem de çok değerli pilot ve askerlerimiz. Giden gitti. Ve yeri doldurulamaz. Aynı anda olan kazalar kalbime yılan gibi çöreklendi. Deniz’in uçak kazası raporu bozuk. Bu acı ihmali hep durmadan dile getirmek istiyorum. Dünyanın en büyük sorunu acımasız canavar trafik. İstemeyerek televizyon haberlerini açar olduk. Çünkü bir çok acı haber dinleyip göreceğiz. Ekrana gelen korkunç görüntüler bir müddet kafalardan silinmeyecek. Bilhassa, yemekte yiyor iseniz lokmalar boğazınızda dizilecek. Gözyaşınızı zor tutabileceksiniz, zira giden gitti. Ya ailelerin ölümsüz acısı.