PAZARTESİ
günü Antalya'ya gittim.
Akşam karanlığında da geri döndüm.
Hem giderken, hem de gelirken...
Yollarda hummalı bir çalışma gördüm.
Yapanları takdirle karşılayıp dua ettim.
****
Yol deyip geçmeyelim, bu konu mühimdir.
Yol üzerine yüzlerce anlam ve söylem vardır.
Tasavvufta yol tarikat demektir.
Kur'an'da Allah'ın yolu Sırat-el Müstakimdir.
İnsanları savaşlara da aşka da götüren yoldur.
Hasretlerin bitmesine vesile olan da yoldur.
Velhasıl her şeyin ucunda yol vardır.
Kahvenin telvesinde dahi falcı yol görür.
İnanın, sadece yol kelimesinden türeyen...
Deyim ve kelimelerle bir kitap yazılır.
Ne kadar şanslıyız ki bu kitabın yazarları...
Ve dahi uygulayanları bugün yönetimdeler.
Her millete nasip olmaz, kıymetini bilelim.
****
Mesela "yol yapmak" deyimini ele alalım.
Anlamlarından biri yollar inşa etmektir.
Başka biri ise, bir işin istendiği gibi...
Olması için zemin hazırlamaktır.
Sizce başımızdaki yönetim hangisini yapıyor?
Bakıyorum bazen Avrupa'ya doğru yollar yapıyor...
Ne hikmetse bu yol Ortadoğu'ya çıkıyor.
Yol yanlış yere çıkarsa...
Bu durum da yollu mu oluyoruz, yolsuz mu?
****
Yurdun dört bir yanında yol çalışması var.
Köprüler, viyadükler ve kavşaklar yapılıyor.
Bunların her birine yüklüce paralar harcanıyor.
Gerçi milyonlarca araçtan milyonlarca lira...
Vergi, sigorta ve muayene denilerek para alınıyor...
Fakat bunların önemi yok, önemli olan yol.
Parasını millet vermiş olsa da...
Ulusal kaynaklardan karşılanıyor olsa da...
Yolu yapanlar cebinden yaptırıyormuş gibi...
Millet olarak onlara saygı ve minnet duymalıyız.
Çünkü "yolsuzduk", sayelerinde "yollu" olduk.