DİKKAT
eksikliği sendromu; farklı yaş gruplarında ve hayatın farklı evrelerinde karşımıza çıkan bir olgudur. “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu” adıyla, çocuklarda ve ergenlerde; dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik ana belirtileriyle dikkat çeken, gerek okul hayatına ve akademik başarıya gerekse aile ve sosyal hayatına yansıyan aksamalar ve dalgalanmalar ile fark edilen bir durumdur. Yetişkinlik döneminde ise, daha çok, konsantrasyon, planlama ve organizasyon becerilerindeki problemlere yerini bırakarak karşımıza çıkar; ve kişinin hem iş hayatına hem de özel ve sosyal hayatına yansıyan aksamalara neden olabilecek potansiyeldedir.
Yetişkinlik döneminde, dikkat eksikliği belirtileri:
- Günlük iş, uğraş ve aktiviteler sırasında dikkat ve konsantrasyon süreleri kısadır; çevresel uyanlar tarafından kolaylıkla ilgileri dağılabilir ve performansları etkilenebilir.
- Söylenen bir şeyi hatırlayamayabilirler. Yönerge ve talimatları bir kerede anlamakta, akıllarında tutmakta ve hatasız uygulamakta zorlanabilirler.
- Konuşkandırlar ancak genellikle konudan konuya atlayarak, hızlı ve karmaşık çağrışımlarla konuşurlar. Bazen odağı kaybederler.
- Bazen istemeseler de kırıcı olabilir ve bu nedenle de, söyledikleri ya da yaptıkları şeylerle ilgili sıklıkla pişmanlık hissederler.
- Zaman planlaması konusunda zorlanırlar; genellikle randevularına geç kalırlar, işleri ya son dakikada yetiştirirler ya da hiç yetiştiremezler.
- Planlama ve organizasyon becerileri zayıftır; işleri ve günlük aktiviteleri önem ve öncelik sırasına koymakta, bir işin ya da aktivitenin alacağı zamanı öngörmekte, günlük programlarını ve ilişkilerinin sınırlarını ayarlamakta zorlanırlar.
- Kolayca hayal kırıklığına uğrayabilir ve sıkılabilirler.
- Duygulanımları değişkendir; bu bazen bazı kişilerde dengesizlik olarak adlandırılabilecek boyutlara da varabilir.
- Yetişkinlik döneminde azalmakla birlikte, bazen bazı kişilerde hareketlilik ve yerinde duramama hali gözlenebilir. Sık sık oturuş pozisyonu değiştirmek, odanın içinde sıkça gezinmek, konuşurken ya da dinlerken göz kontağını kaybetmek gibi davranışlar gösterebilirler.
- Güçlü ve yaratıcı potansiyellerine rağmen öz güven ve öz saygı açılarından dalgalanmalar ve güvensizlikler yaşayabilirler. Bu da, sürekli olarak işleri sürüncemede bırakma eğilimleri, bir işe başlamakta ve başladıklarında sürdürme ve tamamlamada güçlük çekmelerine bağlı olarak karşılaştıkları eleştiriler ve yaşadıkları başarısızlıklarla doğru orantılı olarak derinleşir. Öte yandan bu da genel kaygı seviyelerini arttırır.
Tedavisi:
Kişinin ve yakın çevresinin, bu sendrom hakkında bilgilenmesi en temel gelişim ve yardım aracıdır. Kişi, yaşadığı zorluğa dair farkındalık kazandıkça, bilgilendikçe, yaşamını yapılandırması ve baş etme becerilerini o yönde geliştirmesi kolaylaşır. Psikoterapi ve buna paralel ilaç tedavisi de; kişiye, durumun özelliklerine ve sendromun etki boyutlarına göre yapılandırılarak faydalanılabilecek profesyonel yardım çok önemlidir.