Yeşil komünistler işbaşında

12 Eylül öncesi iki komünist tipi vardı. Birinci tip kızıl komünist, diğeri ise yeşil komünist tipi idi. Kızılların pek çoğu zaman içersinde komünistliğe tövbe ederek bu ideolojiyi terk ettiler. Ancak yeşil komünistler bu ideolojilerini...

12 Eylül öncesi iki komünist tipi vardı. Birinci tip kızıl komünist, diğeri ise yeşil komünist tipi idi. Kızılların pek çoğu zaman içersinde komünistliğe tövbe ederek bu ideolojiyi terk ettiler. Ancak yeşil komünistler bu ideolojilerini sürdürüp terör estiriyorlar. Zira bunlar hiç ama hiç bir kuşkunuz olmasın

ABD

ve İsrail ortak yapımıdırlar.

CIA

ve

MOSSAD

’ın emirlerindedirler, tasmaları onların elindedir. Sakın ha Müslüman kardeşlerim alınmasınlar, onlara hiçbir sözüm yok, bende inançlı bir insanım. Bununla da her zaman iftihar ederim. Evvelsi gün

TBMM

’de

IŞİD

adlı Müslüman kanı döken çapulcu katillerle alakalı görüşme yapılırken salonda olmayan 2 tane

AKP

’li vekil, varmış gibi sahte imzalarla salonda gösteriliyor salonda olmayan çoğunluk sağlanıyor. Bunun üzerine

MHP

’nin Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak “Sahtekarlar” diye bağırıyor.

MHP

’nin Iğdır Milletvekili Türkmenleri soruyor, vay sen misin Türkmenleri soran, bu iki milletvekilini 60 civarında

AKP

’li vekil linç etmeye kalkışıyor. Saldırıya uğrayan

MHP

’nin iki vekili yaralanıyorlar.Arkadaşlar

TBMM

boks ringi değildir. Ancak son yıllarda maalesef Meclis AKP’li vekiller tarafından boks ringine çevrildi. Acaba niye öfkeliler, niye eleştirilere tahammül edemiyorlar. Tartışmayı kavgaya çevirmek cehaletin göstergesidir. İstanbul başta olmak üzere ülkemiz

IŞİD

çapulcularının yolgeçen hanına dönmüştür. Suriye ve Irak’ta Türkmen kanı döken bu katiller sorulunca niye rahatsız oluyorsunuz. Bu örgüt

ABD

ve İsrail’in kurup yönettiği ve sevk ettiği aşikar olan bir örgüt değil midir? Bizim ne işimize gelir bu çapulculara destek olmak, yarın bu ülkeyi karıştırmayacaklarının bir garantisi var mı? Acaba

AKP

böyle haklı olarak sorulan sorulara cevap yerine neden hakaret ve yumrukla cevap vermektedir. Bu kaçıncı kavga?

TBMM

Tayvan, Ukrayna, Güney Kore veya Gürcistan parlamentosu mudur? Yolsuzluk, rüşvet, yanlış dış politika vs. sorularına niçin tahammül edilememektedir. Bu sorular sorulunca niçin kavga çıkarılmaktadır? Çok merak ediyorum acaba

AKP

Genel Başkanı Başbakan da olarak partisindeki milletvekillerine “Kavga yakışmaz, kavga ettiğinizi görür veya duyarsam gereğini yaparım” türünden gerekli ikazları yapmış mıdır? Ben hiç sanmıyorum, eğer bir parti Genel Başkanına, Başbakana dahası bir devlet adamına yakışır gerekli uyarılar yaptılarsa bu kavgalar niye? İnanınız bu söylediklerimi yapsalardı bu kavgaların hiç birisi yaşanmazdı. Ama nerede, ben de amma safça söylüyorum. Zira bırakınız Meclisi, ülkeyi geren birisi hiç böyle bir davranış sergiler mi?Başbakanımız sürekli muhalefeti suçluyor. “Ana muhalefet, yavru muhalefet” ne demektir? Bu mantıkla o zaman HDP nedir acaba ey Başbakan, ona da bir adlandırma yapınız. Muhalefeti Sivas’ın ötesine gidememekle suçluyorsunuz, bu muhalefetin değil Başbakan olarak sizin sorununuzdur. Ülkeyi muhalefet yönetmiyor ki, eğer yönetse o zaman size hak veririm. Siz Sivas’ı bırakınız da beyim, oğlunuz Bilal’i yanınıza alarak Ankara’ da Ulus veya Kızılay’da bir gezin bakalım. Sürekli Türkiye’de muhalefetin olmadığından bahsediyorsunuz, siz acaba nasıl bir muhalefet istiyorsunuz? Susan, yolsuzluk ve rüşveti dile getirmeyen, hayal kuranlara ses çıkarmayan, dünyada dışlanmış bölgesinde yapayalnız kalmış bir ülkeyi gündeme taşımayan bir muhalefet mi istiyorsunuz? Siz muhalefeti bırakınızda beyim acaba bu ülkede önce iktidar var mı, ben asıl onu merak ediyorum? Acaba bu ülkede iktidar olsa hiç Yunanistan Lozan’a rağmen 5 tanesi Akdeniz’de, 11 tanesi de Ege Denizinde olmak üzere toplam 16 adet Türk adasını 2004’ten bu yana işgal edebilir miydi ki bu utançtan yandaş medya sayesinde vatandaşlarımız haberdar değillerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İşlerine gelmeyen durumlarda Meclis

TV

kapatılıyor, vatandaşlar haberdar olmasın diye. Eğer işlerine gelmez ise bir de yayın yasağı koyuveriyorlar. Zira maalesef rezaletten vatandaş haberdar olmasın. Eğer bu gibi durumlarda muhalefet konuyu gündeme getirirse saldırıya uğruyor. Yani iktidarın yanlışları söylenmeyecek ve eleştirilmeyecek, işte ülkemizde istenen muhalefet türü.

NOT:

TBMM

’de yaşanan son rezaletten sonra mecliste gurubu olan 4 partinin gurup başkan vekilleri

TBMM

Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında bir araya gelerek, bir daha kavga yaşanmaması için gerekli olanları yapma kararı almışlar. İnşallah çok yanılmak isterim. Eğer iktidarın yaptığı süper yanlışları ve hataları dile getirmezler ise o zaman mecliste kavga yaşanmaz. Gerisi hikayeden ibarettir Zira gerginlikten ve mağdur edebiyatı yaparak mağdur edenler hiç bundan vazgeçerler mi? Çünkü arkadaşlar buradan nemalanmaktadırlar, ne kadar acı değil mi?