Yerli turistinizi nasıl alırdınız bayım?

BAYRAM boyunca, sosyal paylaşım sitesi Facebook, Twitter ve Instagram'da enteresan enteresan fotoğraflar paylaşıldı. Kimi, tatile gittiği yerin resmini çekip paylaşarak dosta düşmana gösterdi. Kimi, memlekette ziyaret edip elini öptüğü...

BAYRAM

boyunca, sosyal paylaşım sitesi Facebook, Twitter ve Instagram’da enteresan enteresan fotoğraflar paylaşıldı.Kimi, tatile gittiği yerin resmini çekip paylaşarak dosta düşmana gösterdi. Kimi, memlekette ziyaret edip elini öptüğü ninesinin, dedesinin, atasının fotoğraflarıyla süsledi sanal âlemi. Kimi de gördüğü olumsuzlukları yazıp çizdi.Fakat bir iki ilginç paylaşım vardı ki, inanır mısınız, ne diyeceğimi, ne yorum yapacağımı bilemedim.En tuhaflarından biri de şuydu.Fotoğrafta, arkadan çekilmiş Konya (42) plakalı beyaz bir Tofaş/Doğan otomobil, bagaj kapağı açık, bagajın içinde ise, belli ki yol yorgunu, 20-25 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir delikanlı mışıl mışıl uyuyor.Gencin üst kısmı çıplak, altında ise kırmızı bir eşofman var.Araç Avsallar civarında yolun kenarına park etmiş, muhtemelen içi eşya ve insan dolu, bu yüzden bu arkadaşa da yazı turada bagaj düşmüş.Fotoğrafın altına da ince bir mizah sosu ilave edilip, “Macera başladı. Beş yıldızlı Doğan Palas” notu düşülmüş.Malum, bayram boyunca Alanya’da otel, motel, pansiyon türü ne kadar turistik tesis varsa ağzına kadar dolup taştı.Hatta civardaki bir iki irili ufaklı çadır ve karavan kamplarının da tıka basa dolduğu bilgisi ulaştı haber merkezlerine.Peki, bu bayram doluluğu en çok kime yaradı?Benim gözlemime göre, en başta küçük esnafa.Sonra da otel, motel, pansiyon türü işletmelere.Bakkal, market, kasap, şarküteri, fırın vb türü küçük ve orta boy işletmeler üç beş günlüğüne de olsa satış rekorları kırdı desek, yeridir.Bu yüzden, ben diyorum ki, yerli de olsa yabancı da olsa, turist ayırt etmeyelim, elitizm yapmayalım.Bunun adı “Espri” bile olsa, “Konyalılar burada denize giremez”, “Angara bebelerine satış yok” türü irili ufaklı tabelalar, afişler, sosyal paylaşımlar ne Alanyalıya, ne de Alanya’da yaşayan bizlere yakışmaz.Gönül ister ki Monte Carlo’ya, Roma’ya, Paris’e, Davos’a giden ayarda paralı turist buraya da gelsin ama şimdilik ne yazık ki çok zor, hatta mümkün gözükmüyor.Üstelik bu turizm işinin bir terzisi olmadığına göre, Alanya’nın üzerine göre turist kumaşı kesip elbise dikecek bir usta da bulamayacağımıza göre, üç beş gün küçük esnafın yüzünü güldüren insanları da kılık kıyafetiyle yargılayıp, arabasını ve parasını küçümseyip küstürmeyelim, başka rotalara yelken açtırmayalım.Hatta sağ olsunlar, Alanya’yı tercih ettiler diye şehrin girişlerine “Hoş geldiniz”, uğurlarken de şehrin her iki çıkışına “Yine bekleriz” yazsak az bile gelir.***

ADEM BAŞKAN’IN BİR ALANYA’SI VAR

Bilen bilir, “Ali Baba’nın Çiftliği” meşhur bir çocuk şarkısıdır.Misal, bir mısrasında, “Ali Baba’nın bir çiftliği var, çiftliğinde inekleri var. Mö mö mö diye bağırır. Çiftliğinde Ali Baba’nın” der.Bizimki de o hesap, “Adem Başkan’ın Bir Alanya’sı Var” der gibi, Adem Başkan bayramda bombayı patlattı ve “Bir Alanya’mız Var” diye çıktı karşımıza.2014 yılı Ramazan Bayramı’nın benim açımdan en ilginç vakalarının başında, Adem Başkan’ın bayramdan bir iki hafta önce tedavüle sokulup, bayramın 1. günü kime ait olduğu açıklanan yeni hizmet logosu geliyor.Kırmızı bir dairenin alt tarafına kavisli mavi ve yeşil şerit atılıp, içine beyaz renkte “Bir Alanya’mız Var” yazılan, “Bir” yazısındaki “i” harfinin noktasına da “Gülümseyen Güneş”in yerleştirildiği logodan söz ediyorum.Adem Başkan’ın yakın çevresinden edindiğim bilgilere göre, logonun nasıl ve hangi amaçla tasarlandığı, içinde barındırdığı renklerinin neyi veya neleri temsil ettiği, “Bir Alanya’mız Var” denilerek hangi kesimlere mesaj verilmek istediği gibi konularda, önümüzdeki birkaç gün içerisinde geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenleneceği ve kamuoyuna bilgi verileceği ifade ediliyor.Bu arada…Bu hoş logo hazırlanırken umarım “Ben yaptım oldu” denilmemiştir, özellikle sivil toplum kuruluşlarının fikirleri alınmış ve büyük çoğunluğu da buna “Evet” demiştir.Hazır laf “Gülümseyen Güneş” meselesinden açılmışken… Bilenler bilir, 1999’da Alanya Belediye Başkanı seçilen, ancak görevini 30 Mart 2014’te şehrin yeni Alanya Belediye Başkanı olan Adem Murat Yücel’e teslim eden Hasan Sipahioğlu, uzun yıllar Alanya’yı “Güneşin Gülümsediği Yer” olarak pazarlamıştı.Yurtiçi ve yurtdışında Alanya denilince akıllara hemen “Gülümseyen Güneş” logosu ile beraber “Güneşin Gülümsediği Yer” sloganı gelirdi.Ama durum onu gösteriyor ki, 30 Mart’ta siyasi kariyerine nokta mı, virgül mü, yoksa noktalı virgül mü koyduğu henüz belli olmayan Sipahioğlu’nun bir hatırasının izleri daha belki ilelebet tarihe karışıyor, belki de “Bir Alanya’mız Var” logosundaki küçük “Gülümseyen Güneş” ile Sipahioğlu’na da Adem Başkan tarafından ufaktan bir selam çakılıyordur.Peki, bunun hangisinin doğru olduğunu nasıl öğreneceğiz?Tabi ki logo lansmanı için düzenlenecek basın toplantısında.Logo güzel, renkler hoş, slogan hepsinden şahane.Adem Başkan’ın maşallahı var, iyi gidiyor.Bir de şu Büyükşehir Belediyesi fobisini yenerse, Adem Başkan’ı tutabilene aşk olsun.Ondan sonra inşallah hep beraber şu şarkıyı söyleyeceğiz.“Adem Başkan’ın bir Alanya’sı var, Alanya’sında seçmenleri var, ‘Hizmet, hizmet, hizmet’ diye bağırır, Alanya’sında Adem Başkan’ın.”