Yeni yıla da terörle girdik

TOPLUM olarak, uzunca bir süredir, huzur ve mutluluğun özlemiyle yanıp tutuşuyoruz. Yeni yıla girerken, huzur ve mutlulukla kucaklaşma umudunu taşımanın hayaliyle, en azından 2017 yılını çok güzel dileklerle karşılayıp, ileriye dönük...

TOPLUM

olarak, uzunca bir süredir, huzur ve mutluluğun özlemiyle yanıp tutuşuyoruz.
Yeni yıla girerken, huzur ve mutlulukla kucaklaşma umudunu taşımanın hayaliyle, en azından 2017 yılını çok güzel dileklerle karşılayıp, ileriye dönük olarak da, huzur ve mutlulukla sarmaş dolaş olmanın hayalini kuruyorduk.
Hayvanlar!
Aslında bunlara hayvan demek bile hayvanlara hakaret anlamına gelir.
Bu rezillere nasıl hitap etmemiz gerektiğine bile karar veremiyorum.
Bu mikroplar, yeni yılı belli bir umudu hayal ederek girmemizi bile bize çok gördüler.
Ülkemizde her tür terör örgütü yuvalanıp cirit atmaya başladı.
Bu rezil eylemi gerçekleştirip, insanları tarayarak öldüren pisiğin ya da pisliklerin, hangi terör örgütüne ya da hangi düşünceye, hatta ideolojiye sahip olduğu pek önemli değil.
Zira, bu tür eylemlere imza atanların sağlıklı bir düşünce ya da inanç sahibi olduklarını söylemek de pek mümkün değil.
Bunlar insanlık düşmanı.
Demokrasilerde, her tür düşünceye ve inanca saygı gösterilmesi gerektiğinden dem vurulsa da, şahsen ben, düşüncesizliğin düşünce, saçmalığın ve safsataların hatta ilkelliklerin ve de vahşeti besleyip tetikleyen sözde inançlara da, saygı gösterilmemesi, hoşgörüyle karşılanmaması gerektiği kanısındayım!
Bireysel ve toplumsal cehaletin zavallılığında, dogmaların dar kalıplarından fışkırıp, bilimsellikle taban tabana zıt kimi inançları ve düşünsel açılımları kullanarak, insanı insanlıktan nasıl çıkarttıklarını görüyoruz.
Bunca bela, bunca terör örgütü ne diye bize musallat oldu?
Söylendiği ya da kimi çevrelerce iddia edildiği gibi, neden bizim güçlenmemizi istemiyorlar?
Dünyada bizden çok daha güçlü devletler ve de toplumlar varken salt biz ne diye hedef tahtası haline geldik?
Bizi tehlike olarak görüyorlarsa, bizden çok daha tehlikeli devletler yok mu?
Yoksa biz, kendi kendimizi, kimileri için potansiyel bir tehlikeymiş gibi gösterme saçmalığı içine mi giriyoruz?
Toplum ve birey olarak, tüm sorunlarımızın sorumlusu olarak sürekli birilerini göstererek, sorumluluktan kaçma uyanıklığı içine girip bir düşman icat eder, kendi yarattığımız bu hayali düşmanla uğraşıp dururken, birbirimize sarılalım diyerek sarmaş dolaş olup, sorunlarımızın bizden kaynaklanan yönlerine de gözlerimizi kapatmanın aymazlığında bir sürü sorunla boğuşup durmaya devam edebiliyoruz!
Ortadoğu politikalarımız, Suriye ve Mısır konularındaki tutumumuz, FETÖ rezilliği ve de DEAŞ, PYD, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin bizim ülkemizde taraftar bulabilmelerinin nedenlerini derinliğine incelememizde yarar var.