Yeni bir yıla daha girdik

YENİ bir yıla daha girmenin mutluluğunu yaşayanlarımızın sayısı oldukça fazla olmalı! Yeni bir yılla birlikte, bir yaş daha yaşlanmanın burukluğunu, benim gibi yaşayanların sayısının da, oldukça fazla olduğu kanısındayım. Hele hele...

YENİ

bir yıla daha girmenin mutluluğunu yaşayanlarımızın sayısı oldukça fazla olmalı!

Yeni bir yılla birlikte, bir yaş daha yaşlanmanın burukluğunu, benim gibi yaşayanların sayısının da, oldukça fazla olduğu kanısındayım.

Hele hele 20. Yüzyılın ikinci yarısıyla 21. Yüzyılın ilk yarısında yol alan ve bir asrın üç çeyreğini tamamlamış birisinin, her yılbaşında bayram edip göbek atmasını beklemek mümkün mü?

Bir asrın, yani yüz yılın üç çeyreği diyerek yaşımın 75 olduğundan söz etmeye çalıştığımdan dolayı, bizim tombiş, tombiş olduğu kadar yakışıklı ve sempatik espri cephaneliğine sahip Genel Yayın Müdürümüz Ferit Kesen’in, çizgi filmdeki Değerli gibi bıyık altından kıs kıs güldüğünü görür gibiyim.

Neden mi?

“Hala 75 misin?” diyeceğinden eminim.

O ne kadar gülse de, ben 75’de ısrarlıyım.

Doğrusu ne mi?

Doğrusu.

Ben genelde, rakamlar yuvarlatırım, bir yıl önceden bir yıl sonrasının yaşını söylediğimden iki yıl aynı yaşı dinlendirebiliyorum.

74, 76 küsurlu 75 rakamı yuvarlak olduğu için, 2015 yılında aslında 74 yaşında olmama karşın 75 dediğimden, 2016 yılında da 75 yaşımdayım dememde bir sakınca yok gibi!

Siyasetçiler gibi rakamlarla biraz fazla oynadıktan sonra, yeni yılın herkese hayır, uğur, sağlık, mutluluk getirmesini diliyorum.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, kimi yobazların yılbaşı ile ilgili bir sürü saçmalıklara imza atacaklarından adım gibi eminim.

Geçmişte de bu rezilliklerle sık sık yüz yüze gelmiştik.

Ramazan’da oruç tutmayanlar dövülür, ya da açık lokantalar taşlanırdı.

Yılbaşları eleştirilir, saçma sapan değerlendirmeler içine girilir.

İçki içilen yerlere saldırılır.

Her koyun kendi bacağından asıldığına göre, birinin ya da birilerinin, farklı bir inanca sahip olması, farklı bir yaşam sergilemesi, içki içmesi, farklı şekilde giyinmesi kimi ilgilendirir ki?

Milletin keyfinin kahyalığına soyunmak, onun yaşamına müdahale etmek kadar saçma ve yanlış ne olabilir?

Olayı inanç bağlamında ele aldığınızda da, sanki bu beyinsizler, Yaradan acizmiş gibi onun adına onu savunma saçmalığı içine girdiklerinin farkında bile değiller.

Dünyada sayısı belli olmayan birçok din var.

Tarihteki peygamberleri ise saymakla bitiremeyiz.

Ama tüm bu dinlerin ve peygamberlerin özde amacı Yaradan’a dönük bir arayış olduğuna göre, farklı dine mensup insanların hatta farklı mezhep mensuplarının bir birlerine düşman olmalarının anlamını anlamak mümkün mü?

Yılbaşı kutlamalarının herhangi bir dinle ilgisi olmadığını salt yeni bir yıla girmenin kutlanması olduğunu hala bilemeyen beyinler var.

Kaldı ki bu kutlama Hıristiyanlıkla ve İsa peygamberle ilgili olsa, Müslümanlarca kutlanmasının ne sakıncası olabilir?

Müslümanlık İsa’yı peygamber olarak kabul etmiyor mu?

Ne ise, kim ne düşünüyor ve kim nasıl yaşıyorsa yaşasın beni ilgilendirmez ama birilerinin de bir başkalarının yaşam biçimine baskı kurmalarını da kabul etmiyorum.

Dünyalı ve insan olma çabasıyla, tüm insanların yeni yılını içtenlikle kutluyor, istisnasız herkese sağlık ve mutluluklar diliyorum.