Yavaşlayan Çin ekonomisi

Dünyadaki tüm devletler gibi, dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip olan Çin Devleti
de zor durumda. Covid-19 kısıtlamalarının 2022 yılı sonunda kaldırılmasına rağmen, Çin
ekonomisinde durgunluk devam ediyor. Önceleri %10’dan fazla büyüyen Çin ekonomisi, son
yıllarda %5 büyüyebildi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong döneminde merkezi planlamaya önem
veren ve dışa kapalı olan Çin ekonomisi, ekonomiyi her şeyin odağına yerleştiren Deng
Xiaoping (1978-1992) döneminde piyasa odaklı bir model izledi. Reformcu Xiaoping
zamanında, Çin hükümeti sosyalizmle olan bağlılığını koruyarak yabancı sermaye ve
teknolojinin ülkeye girmesinde aktif rol üstlendi.
Dışa açık ekonomi politikası izleyen Çin, yabancı yatırımcılar için bir dizi ekonomik bölge
kurdu: Özel ekonomik bölgeler, açık kıyı şehirleri, delta açık bölgeler, ekonomik ve teknoloji
geliştirme bölgeleri, ileri teknoloji geliştirme bölgeleri. Çin’e yatırım yapacak kişi ve
şirketlere bürokratik işlerde kolaylık gösterildi ve vergi indirimleri uygulandı. Hong Kong ve
Tayvan'daki büyük şirketlerin yatırımlarını Çin’de oluşturulan ekonomi bölgelerine
aktarmaları için uygun bir ortam yaratıldı. Çin hükümetinin sosyalist piyasa ekonomisinde
yaptığı değişiklikler sonucunda çok sayıda girişimci ortaya çıktı ve CATL, BYD, Huawei,
Tongwei, Goldwind gibi küresel ölçekli şirketler kuruldu.
1980’lerden itibaren Çin ekonomisi, Çin hükümetinin uyguladığı sanayi politikaları ve
hükümetin ticarete verdiği destek yanında, ucuz ve bol iş gücü ile Çin halkının yüksek
tasarrufu sonucu güçlenmiştir. 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne kabul edilen Çin,
yabancı yatırımlar, hammaddelere olan talep ve üretim gücü açısından büyük bir ekonomidir.
2008 ekonomik krizinde sadece dışarıya ürün satarak büyüyemeyeceğini keşfeden Çin, iç
talebi artırmaya yönelik girişimlerde bulunmaya başlamıştır.
Küresel ekonomik büyümenin en önemli itici güçlerinden biri olan Çin ekonomisi son yıllarda
yavaşlamıştır. Çin emlak piyasasında; Country Garden, Evergrande, Vanke gibi gayrimenkul
şirketlerinin çöküşü ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.
Arzı destekleme konusunda başarılı olan Çin hükümeti, talep konusunda aynı başarıyı
gösterememiştir. Ticaret fazlası veren Çin’de arz-talep dengesi bozulmuştur. Kişi başına
GSYİH’nin 12 bin dolar olduğu Çin’de halkın tasarruf oranları oldukça yüksektir. Çin’de
uzun süre izlenen tek çocuk politikasından dolayı nüfus yaşlanmış, doğum oranları düşmüştür.
Çin endüstrisinin ihtiyaç duyduğu genç nüfus azalmıştır.
ABD ve AB tarafından Çin mallarına konulan yüksek vergiler, Çin’deki üretimi sıkıntıya
sokmuştur. Askeri teknoloji alanında da gelişen Çin, dünyanın süper gücü ABD için tehdit
oluşturmaktadır. Pentagon’un “Çin ordusu ile ilişkili” diye kimi firmaları listeye alması, iki
ülke arasında gerginliklere bir yenisini eklemiştir. Olası bir ABD-Çin savaşı ve orta vadede
Tayvan’ın Çin tarafından işgali gibi siyasi-jeopolitik riskler, yabancı sermayenin Çin’e
yaklaşımını değiştirmektedir.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'e göre, 2024 yılında da büyüyen Çin ekonomisi istikrar içinde
ilerlemektedir. Çin’in bir dizi zorlukla karşı karşıya olduğunu belirten HSBC Global Research
ekonomistlerine göre: “Çin’in ekonomi politikalarının ana odağını iç talebin artırılması
oluşturacak. ABD politikaları ticaret akışlarını yeniden şekillendirebileceğinden, Çin’in
denizaşırı doğrudan yatırımları hızlanıyor. Denizaşırı yatırımların genişletilmesi, yavaşlayan
ihracatı dengelemek için alternatif bir strateji olacak.”
Yukarıda değinmeye çalıştığımız dahili kırılganlıklara rağmen, Çin ekonomisindeki
yavaşlama, Yeni Dünya Düzeni kurulurken “Dünya’yı kim/hangi para birimi yönetecek?”
sorusu ile direkt ilişkilidir.