Yaşamak istediğim ülke

​NASIL bir ülke istiyorum?

Bu soru, aslında içimizde taşıdığımız en derin umutların, en samimi hayallerin bir yansıması. Gözlerimi kapattığımda, zihnimde canlanan tabloya bakıyorum: Orada, bir ressamın aynı tuvalde buluşturduğu farklı renkler gibi, her birey kendi özgünlüğüyle parlıyor.

Kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, her sesin duyulduğu bir melodi bu…

Her birey, varlığından, geleceğinden emin bir şekilde yürüyor sokaklarda. Çünkü kimse bir diğerinin özgürlüğüne, hayallerine ve yaşamına kastetmiyor.

​İstiyorum ki, "Aç açıkta" kalmak, "işsiz" ve "evsiz" olmak gibi kavramlar, sadece eski hikayelerde geçen, masalsı deyimler olsun.

Kimsenin yüzünün asık, omuzlarının çökük olmadığı, her sabah güneşe gülümseyerek "günaydın" diyebildiği bir ülke hayal ediyorum.

Çünkü bu ülkede, fırsat eşitliği sadece bir slogan değil, tüm bireyler için gerçeğe dönüşmüş bir yaşam biçimi.

​Sokaklarımızda korku değil, güvenlik ve güven hissi hüküm sürsün. Caddelerimiz, asık suratlı insanlarla değil, yüzlerinde tebessüm taşıyan, birbirine sevgiyle, saygıyla bakan insanlarla dolu olsun.

Ne doğu ne batı, ne kuzey ne güney... Bu ülkenin her köşesi, aynı parlaklıkta eğitimle aydınlansın. Bilimin, sanatın ve kültürün harmanlandığı, farklı fikirlerin çatışmadığı, aksine birbirini zenginleştirdiği bir düşünce iklimi...

İnsanlar, birbirlerini yorgun düşürüp tüketmek yerine, birbirlerini yüceltsin, yeni ufuklara taşıyan birer köprü olsun.

​Bu ülke, kişiler üzerine kurulu değil, meseleler üzerine odaklansın. Mutsuzluğun, kinin ve nefretin değil, sevginin ve kardeşliğin bayrağını en yükseğe çıkarsın.

Şehirlerimiz ve köylerimiz, bu duygularla inşa edilmiş yuvalarımız olsun. İşte, yaşamak istediğim ülke budur.

Bu ülkenin harcında, bir olmak, birlik olmak, birbirini anlamak, korumak ve yaşatmak var. Bu ülke, sadece bir coğrafya değil, bir ruh, bir kalp meselesi.

​Siz de yaşamak istediğiniz ülkeyi hayal ettiğinizde neler görüyorsunuz?

Esen kalın…