YALAN
söylemeyi neredeyse meslek edindiler. Özellikle kendileri hakkında ayyuka çıkmış yolsuzluk iddialarını bir kenara bırakıyorum ama şu son olanlarda haydi iç kamuoyunu her zaman yaptığınız gibi medyanız aracılığı ile kandırdınız, inandırdınız ya dışarıyı nasıl inandıracaksınız? Bunca gelişmiş teknolojiye sahip olanları ve bu kadar eli kolu her yere uzanabilenleri yalanlarınızla kandırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? İçeriyi anladık, zaten anlamak istemeyen, ikna olmak istemeyen bir vatandaş profili ile karşı karşıyayız. Bir de bunca yanlışlarınızı hatta süper mi süper yanlışlarınızı yeterince anlatamayan bir muhalefet var. Ama her şeyden haberdar olan dışarıyı ne yapacaksınız beyler? Güler misin ağlar mısın? Yüz bir günlük ayıbı, utancı bize zafer olarak takdim ediyorlar. Günlerdir malum medya görüntülü, yazılı ve köşe yazarları ile seferber olmuşlar, bu utancı el birliği ile “zafer” olarak takdim ediyorlar. Adama sormazlar mı, “Aradan aylar geçtikten sonra, rehine dahi diyemediğiniz bu “alıkonulanlar” hangi tavizler verilerek teslim edildiler?” Elbette rehinelerin kurtarılması hepimizi sevindirmiştir. Ama bir de madalyonun öbür yüzü vardır. Bunu unutmayalım. Başından beri hep yazdık ve hala da yazacağız. Suriye politikamız başta olmak üzere dış politikamız yanlışlar üzerine bina edilmiştir. Korkarım bu yanlışlar sadece yanlışı yapanları değil aynı zamanda millet olarak hepimizin başını ağrıtacaktır. Hayal ve masal ile dış politika yapılmaz. Çapulcu ve ruh hastası katiller ile devlet muhatap edilmez. Böyle aykırı tipler ile iş tutulmaz ve dost olunmaz. “Sıfır sorun” denilen ucube bizi sıfır komşu ve sıfır dosta götürdü. Maalesef acı ama gerçek budur dostlar. Yanlışın neresinden dönerseniz kardır. Suriye politikamız ABD, İsrail ve diğer sömürgecilere hizmet etmektedir. Suriye politikamızın Müslümanlara hizmet etmediği aşikardır. Bu yanlıştan derhal dönülmelidir. Yalan diye başlıkta da belirtmiştim. Malum tırlarda Suriyeli Türkmen kardeşlerimize yardım gittiğini söylemişlerdi. Oysa Suriye’deki Türkmen yetkili “Bize bugüne kadar hiç yardım gelmedi” diye anında yalanladı. Şimdi ise şu maskaralık dahi denilemeyecek duruma ne dersiniz? Yezidi’ye, Arap ve Kürt’e kapıları sonuna kadar açanlar, Iraklı Türkmen kardeşlerimiz söz konusu olunca “Pasaportla geleceksin” demektedirler. Acaba bu pasaport sadece neden Türkmen’e sorulmaktadır? Suriyeli Türkmen kardeşlerimize yardım edildiği seçim meydanlarında söylenen bir yalandır. Zira yalan söyledikleri pasaport istenmesinden de anlaşılmaktadır. Hem Türkiye’ de Türk izini silmek isteyenler, Türk kelimesinden dahi rahatsız olanlar hiç Irak veya Suriye Türklerine yardım ederler mi? Lütfen bu yalanlara inanmayalım.