Yalakalıkta sınır tanımayanlar

MESLEK büyüğümüz gazeteci Şinasi Nahit Berker'inçok sevdiğim bir cümlesi vardır,

MESLEK

büyüğümüz gazeteci Şinasi Nahit Berker'inçok sevdiğim bir cümlesi vardır, "Bu memleketuzun laftan battı" der.

Yazdığı fıkralar nedeniyle Ankara Cezaevi’nde uzunsüre yatan Şinasi Nahit, "Her fıkra için yaklaşıksekiz ay hapis cezası verdiler" der.

Aydınlık insan, usta isim Berker, o cümlesiyle çokkonuşup da az iş yapanları eleştirir...

Aslında bu memleket uzun laftan batmadıama yalakalıktan batacağa benziyor! Geçmiştede yalakalık örnekleri vardı, "Bu memleketyalakalıktan da batmaz" diyenleri duyar gibiyimama yazdıklarımı sonuna kadar okursanız bana hakvereceğinizi umuyorum.

GİTTİM, GELDİM, AÇIKLIYORUM

Yalakalığın en yenisinden, iki gün önce Rize'ninİyidere ilçesinin Belediye Başkanı AhmetMete'nin açıklamasından başlayalım. AhmetMete beyefendinin beyni kanamış, 20 gün kadarkendini bilmeden yoğun bakımda yatmış. İyileşincede, İyidere halkını iftar yemeğine davet etmiş,Kaymakam, Jandarma komutanı, muhtarlar,davetliler huzurunda demiş ki:

“20 gün yoğun bakımda yattım, aşağıdakidünyaya gittim, tekrar geri geldim, bu süredebinlerce insan beni ziyarete geldi, hastanede nekadar çok sevenim olduğunu görünce gitmektenvazgeçtim. Aşağıda baba ve dedelerinizi gördüm,onlardan size selam getirdim. Baba ve dedelerinizçok çalışmanızı istedi, 10 Ağustos’ta BaşbakanErdoğan’a oy vermenizi istedi."

Eee millet ne yapsın, kahkahaları koyuvermiş.Bazıları da kendi kendine, "İyi saatte olsunlar" diyemırıldanmış.

AKP'nin seçilmişleri arasında Başbakan'a yapılanyalakalıklarda sınır tanımayanlar var ve varolacaktır. Anımsayalım.

Geçen sene Ocak ayında... AKP Ağrı milletvekiliFatma Salman, "İktidarın nimetlerindenyararlanıp AK partiye oy vermeyenler kulhakkı yemiş olurlar" diye buyurdu. Ardındanekledi, "Erdoğan için canımı bile bağışlamayahazırım."

Ee iki dönemdir milletvekili...

DOKUNMAK İBADETTİR

Recep Tayyip Erdoğan'ı peygamber yerinekoyanlara da rastladık AKP saflarında. Busöylemleri yapanları Başbakan da pek ciddiyealmadı ama 2011 Temmuz'unda, "Başbakanımızadokunmak bile bence ibadettir" diyen AKP Bursamilletvekili Hüseyin Şahin'e, "Ne diyorsun sen?"demedi.

Açıklamanın yapıldığı ay Temmuzolunca, "sıcaklardan etkilenmiş" diye düşünmüşolabilir.

Oysa Bursa Milletvekili Şahin, ciddidir. Kayıtlarageçen konuşmasında şu cümleleri söylemiştir:

"Sayın Başbakanımızla 5 dakikalığına bile olsasohbet etme imkanı bulduk. Fotoğraf çektirmeimkanımız oldu. Teşkilattaki arkadaşlarım sayınBaşbakanımıza yakinen sorular sordular, elinisıktılar. Sayın Başbakanımıza dokunmak bileinanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum.Çünkü varlığı ile bile bizlere enerji veriyor. Çalışmatempomuz ne kadar yoğun olursa olsun artmasıiçin enerji veriyor."

Dokunmak ibadettir, dedi ya o gün Emine ÜlkerTarhan bir tweet attı:

"Başbakan'a dokunmak ibadettir diyenler; sizBaşbakan'ın dokunulmazlığı kaldırın, bizdekiibadet aşkını 'o' zaman görürsünüz."Ama en güzel yanıt şüphesiz Yılmaz Özdil'dengeldi, "Facebook'tan dürtmek de sevaba girer mi"diye.

Öyle ya bizim Başbakan’a dokunma olanağımızyok. Sevabı ancak dokunanlar kazanacaksa veibadetin gereğini yerine getireceklerse bize de birimkan sağlanmalıdır.

Facebook'tan dürtme önce şaka gibi geldi amasevabı varsa neden dürtmeyelim?Yalakalık denilince bizim millet kuyruğa girer.
Girdi de...

Başbakan’ın annesi Tenzile Hanım ölüncegazetelerde sayfa sayfa taziye ilanları çıktı. Dahabüyüğünü, daha iri puntolusunu, daha siyah vekalın çerçevelisini vermek için kuyruğa giren işdünyasının yanı sıra sanatçılar, politikacı eskileri,kurum ve kuruluşlar dikkati çekti.

Gazetelerin ilan sayfaları karaborsaya düştü, arayaaracı koyup gazete genel yayın yönetmenindentorpil isteyenler bile oldu. Bir kısmı da direktgazete patronuna ulaşıp taziye ilanına yer buldu.
O günlerde gazeteci Aydın Özdalga isyan bayrağınıçekti ve "Dünya dünya olalı böyle yalakalıkgörmedi" başlıklı yazı yazdı.

Tenzile hanım ölünce...

Acun Ilıcalı, "Yetenek Sizsiniz" programınıdurdurmuş, "yastayız" demişti. Askerlerimiz şehitolurken programlarını sürdürmekte hiç bir sakıncagörmeyen Ilıcalı, Başbakan’a bağlılığının birörneğini daha vermişti.

ŞARKISI BEĞENİLMEYİNCE...

Doğuş, 2013 yılının sıcak aylarında bir besteyapmış, okumuş klibini de çekmişti. Güftesitepeden tırnağa yalama, bestesi arabeski andıranbir şarkı... Ne umutlarla, ne içten söylemişti,belki de seçim şarkısı olur diye düşünmüştü.Başbakan "Dombra" demiş, Doğuş'un şarkısınıötelemişti.

Oysa sözleri de fena değildi hani:

"Her devrin adamı olan, yürekleri kazanan,

2002'den sonra yeni Fatih olan...

Al yürekler seninle, ak neferler seninle.

Karanlıkta kalan ülkemiz aydınlandı seninle.

İşte Recep Tayyip Erdoğan

Her zaman yola devam..."

Bir ilkokul şarkısından hallice gibi görülen, ancakilkokul çocuklarının bile, "Fatih'e hakaret ediliyor"diye isyan edeceği bir şarkı. Beğenilmedi, tutmadı.
2014 Temmuz'unda yapılan toplantıya Doğuşkatılmadı. Bunun iki nedeni olabilir. Ya şarkı çokkötüydü, Başbakan beğenmedi, Doğuş'un üzeriniçizdi.

Ya da Doğuş şarkısına ilgi göstermeyen Başbakan'akırıldı ve çağrıldığı halde gitmedi. Ama kimsede, "Doğuş çağrıldı sanatçılar arasında niye yok"diye sormadı.

Bu satırlarla bu eksiği de tamamlamış oluyorum.

Yalakalıkta Sınır Tanımayanlar Örgütü kurulursaçok sayıda ünlümüzün genel başkanlık içinyarışacağına da bahse girerim.

Yeni yalakalıkları da sabırsızlıkla bekliyoruz.

Öpüldünüz...