Geçmişte kralların soytarılarıyla dalkavukları vardı.
Bugün güç odaklarına yalakalık yapanlardan söz edilmeye çalışılıyor.
AK Parti karşıtları, iktidarın olumlu icraatlarını seslendirenlere, yazıp çizenlere, “İktidarın yalakaları” diyerek, karalayıp suçlayarak sindirmeye çalışıyorlar.
Bunda da oldukça başarılılar!
Zira sosyal medyada ve halk arasında, AK Parti’ye oy verenler bile, AK Parti’yi savunmaktan özellikle çekiniyorlar.
Sebebi de gayet basit.
Onlar cazgır.
Sesleri gür çıkıyor.
Çok daha önemlisi, hakaret etmekten çekinmiyorlar.
İktidara yalakalık yaparak nemalanmaya çalışanlar olabileceği gibi, mevcut iktidardan nemalanamayıp, muhalefete yönelip, onun iktidara gelmesi için çaba sarf ederek, ileriye dönük nemalanma adına yalakalık yapanların da olabileceğini düşünmekte yarar var!
Demek ki, yalakalık salt iktidara dönük de olmuyor, muhalefete yalakalık yapanların sayısının da oldukça fazla olduğu ortada.
Aslında bu anlayış bugüne özgü bir şey de değil.
Yıllar boyu devam edip gelen bir gelenek.
Milli görüş çizgisinden gelen AK Parti’nin oyları, Saadet Partisi’yle birlikte yüzde 15-20 dolaylarında olması gerekirken bu yüzde 50’leri aşan oy oranı nereden gelmiş olabilir?
Rahmetli Özal nasıl dört eğilimi kucaklayarak tek başına iktidar olduysa AK Parti’de bu başarısını devam ettirdiği sürece her eğilimdeki sağduyulu, ideolojik fanatizmin batağına saplanıp kalmamış, ülkesini ve ülke insanını düşünen insanlarımızdan oy almaya devam edecektir.
Ülkesini ve ülke insanını düşünme yerine, körü körüne bir ideolojiye ya da bir partiye tapınanlarsa, iktidar ne kadar başarılı olursa olsun onu devirmek için uğraşmaya devam edeceklerdir.
Tarihin her döneminde, egemen güçlerin yani iktidarların yalakaları olmuştur.
Herkes, bir gücün gücünden yararlanmak isterken, kimi de, bu gücü yıkıp yerine kendi gücünü ya da benimsediği, taraf olduğu gücü koymak ister.
Eğer menfaat açısından olaya bakarsak, iktidarı övenler de yerenler de, bir bakıma bir tarafa yalakalık yapıyor demektir!
Zira, iktidardan menfaat sağlayamayanlar, muhalefete yamanıp ileriye dönük yatırım yapmış olmuyorlar mı?
Geçmişte hatta günümüzde bile bazı bürokratlar, belli yerlere gelebilmek için bu yola tevessül edebilmekteler!
Sanırım bu yalakalık en çok Osmanlı’da padişahlara yapılmıştır.
Türkiye, Osmanlı’nın son dönemlerinde çok partili parlamenter rejime geçme başarısını göstermiş, padişah tıpkı bugünkü bazı Avrupa ülkelerinde krallıklarda olduğu gibi sembolik bir hale gelmişti.
Kurtuluş Savaşı sonrasında ise yeni kurulan cumhuriyet, tek partiye dayalı bir parlamentoya ve tek adamın otoritesi altında yönetilmiştir.
Sanırım bu dönemin yalakalığı tamamen egemen güce dönüktü!
İdeolojik yanları ağır basan, olayları ve gelişmeleri tek taraflı olarak ele alan yazar çizerlerle, her şeyi mesleki etik açısından ele alıp, siyasilere ve siyasi yapılara eşit mesafede durup objektif bir yaklaşım sergileyenlerden yalaka olmaz.
Yalakalık, bir biçimde, bir kesimden çıkar sağlamak için yapılır.
Yanlış doğru, bir siyasi yapıya ya da ideolojiye yakın durmak, onu savunmak, kesinlikle yalakalık olamaz.
- DEVAMI YARIN-