Sabah sabah dilimde, 'hayırdır inşallah' dedirten bir şarkı, muhtemelen geceden bilinçaltıma yerleşmiş olacak. Şebnem Ferah söylüyor:"Garip bir hisle uyandım bu sabah,ya bugün o günse hayatın son günüyse...Sevdigim şeyleri düşündüm, sevdiğimi, insanları,Gördüğüm ve görmediğim yerleri.Son kez uyandıysam ve yapamadığım şeyler varsa..."Şarkı dilime dolana dursun, başlıyorum çalışmaya. İş çıkışı güneş mesaisini yavaş yavaş tamamlarken günün mesaisini bitirip buz gibi limonlu soda içmek için bir yere oturdum. Tam karşımda harikulade bir slogan, hem de kocaman yazılmış:
MUTLU OLMAN İÇİN BİRÇOK NEDEN VAR.
Siparişimi verdim, uzun uzun baktım slogana. 'Ne kadar da doğru. Lakin kaç kişi farkında acaba bunun?' dedim, arkama yaslanarak.Sodamdan uçuşan kabarcıklar dudaklarımı serınletirken slogan günün tüm yorgunluğunu inanın attı gitti.Yaklaşık 3 metre arka taraftan gelen vantilatör rüzgarı da tüm bedenimi serinletirken içimdeki coşku giderek arttı. Muhteşem bir ilçede sağlıklı, huzurlu, mutlu, coşkulu olmak ve atılan her adımda evrenin güzel mesajlarıyla karşılaşıp anın tadını çıkartmak inanın muhteşem. İnsan başka ne ister ki?(Çok şükür)Etrafımdaki masalara bakıyorum meraklı gözlerle, acaba kaç kişi fark edıyordur bu sloganı! Ön masada altı kişilik bir grup, sürekli kazanın altına odun atıp dedikoduyu ayyuka çıkarıyor. Büyük ihtimalle evliler ama mutsuzlar, yüzleri gözleri gülmüyor. Hemen arka masada bir çift var, Facebook'ta bunu nasıl beğenirsin tartışması yapıyorlar. -Öyle yüksek sesle ki duymamak imkansız- İçerideki masa da ikişerli oturan birkaç insan var, görebildiklerimin suratı asık. Mutlu olmak için birçok neden varken neden gülmüyolar? Görseler sloganı acaba değişirler mi ki?İnsanlar bir araya gelince mutluluklarını konuşmaya korkuyorlar mı ne? Acılarla yaşamayı alışkanlık haline getirmiş bir toplumda gülmeyi hak görememek ne acı.İzlediğim bir filmde başrol oyuncusu diyordu ki: "Düşündüm, düşündüm. Gülmekten başka ne yapabilirdim ki sonra güldüm..." Tıpkı o oyuncu gibi ben de yıllar yılı her şeye, herkese güldüm. Acıya da mutluluğa da, hüzne de sevince de, kayba da kazanca da güldüm ve şükrettim. Bugün düşünüyorum da bir hayat dolusu iyi ki biriktirmek ne kadar da güzel. İyi ki diyorum, arkama yaslanıp sodamdan son bir yudum daha alırken.Bir süre sonra telefonumu çıkarıp -dikkat çekercesine- sloganın fotoğrafını çekiyorum, millet görsün diye.İyi ki de çekmişim; ön masa, arka masa sohbeti değiştirdi, üstelik gülüyorlar da.Kendimle gurur duydum, insanların dikkatini baska yere çekip bir süreliğine dahi olsa gülmelerini sağladım.Bilseler ki gülmek, araba silecekleri gibidir. Yağmuru durdurmasa da ilerlemeyi sağlar. Yazının başında Şebnem Ferah'ın çok güzel bir şarkı sözünden bahsetmiştim: "... Ya bugün o günse, hayatın son günüyse...Son kez uyandıysam ve yapamadığım şeyler varsa..." Hayatınızın her yeni doğan günle size yepyeni şifalar saçtığını sakın unutmayın. Zor yokuşlarda tırmanışa geçen bir psikolojiniz varsa, onu daha fazla yormayın, arkanıza yaslanın ve en yapıcı, en güçlü, en imrendiren yanınızla bugün hayatınızın son günüymüş gibi gülerek, eğlenerek, keyifle, samimiyane ve doğrudan ayrılmadan "Merhaba" deyin hayatınıza, hayatınızdakilere... Keyifli günler.