Veda seansı - 2

BİRİYLE vedalaşırken ona el sallarken hiç düşündünüz mü? Bir daha dönmeme ihtimalini , bir daha o elin havaya kalkama ihtimalini , hoşçakal sesini yavaş  yavaş  unutma ihtimalini.Ayrılıktan bahsetmiyorum bu başka bir şey. Hayatta...

BİRİYLE

vedalaşırken ona el sallarken hiç düşündünüz mü? Bir daha dönmeme ihtimalini , bir daha o elin havaya kalkama ihtimalini , hoşçakal sesini yavaş yavaş unutma ihtimalini.Ayrılıktan bahsetmiyorum bu başka bir şey. Hayatta değiştiremeyeceğiniz şeyler vardır. Değiştirebildiğimiz birçok şeyi alıp götüren bir şey. Ölüm.
Farkında olmadan her an bizi de bu dünyadan alıp götürebilen bir şey. Daha 5 yaşındasındır ama anne diye gidip omzunda ağlayabileceğin bir annen yoktur, 6 yaşındasındır bisiklet alır mısın diyebileceğin bir baban yoktur. O zamanlarda bunun acısını kavrayamazsın. Dinlenmek için gittiğin parkta bir annenin kızını sallarken gözüne gelen o sahnede içini kaplayan acıyı anlatacak bir cümle bulamazsın. İçinde uğurlayamadığın annen seni asla yalnız bırakmaz. Sol yanında seninle birlikte atar adımlarını. Her geçen gün içinde bulunduğun yalnızlığınla ölecekmişsin gibi gelir sanki bedenin ile ruhun farklı dünyalardadır nefes alanın kendin olduğunu kavrayamazsın. Ölüm olmasa da ölüm gibi bir şey yaşarsın gidenlerin ardından.
Bir bomba patlar ölürsün, gece yarısı tek başına otobüse bindin diye öldürülürsün, eşinin şiddetine karşı geldiği için öldürülürsün, namus kavramına ait olmayan bir zihniyete sahipsindir ama sen yine de namus diye diye öldürürsün , Fenerbahçelisin diye öldürülürsün . Bu ülkede ölmek ve öldürülmek böyle bir şey işte ‘sen kimsin’ dediğin için 16 yerinden bıçakla öldürülürsün.. Ölümün bile güzeli ve çirkini var bu dünyada basit, sıradan.
İşin en kötüsü ne biliyor musunuz içinde ciddi travmalar yatan tüm bu olayları 1 günde unutup alışmak.
Yaşadığımız tüm acıları dindirmenin elbet bir yolu var. En güçlü anti depresanlardan, en kuvvetli ağrı kesicilerden daha güçlü bir şey var; zaman.
Zamanın bir şey unutturduğu yok ama insan zamanla yaşamak zorunda olduğu tüm acılara alışıyor. Askere gönderdiğin ağabeyi şehit oluşuna, kanserden kaybettiğin babana, her şey mükemmelken ani bir kalp kriziyle kaybettiğin annene, kaybettiğin seslere, hissedemediğin duygulara alışıyorsun. Bazen küçük bir an alıştığın şeyleri yerle bir ediyor sonra zaman geçiyor yine alışıyorsun. Sahi alışmasak nasıl yaşardık. Durduramıyoruz, engelleyemiyoruz. Bu acının önüne geçemesek de, acıyı hafifleten şeyler vardır. Henüz hayatta olan sevdiğin her insana iyi olmak ve öyle kalabilmek gibi. İçten bir günaydın, güzel bakmak, değer vermek ve sevmeyi bilmek gibi.
Bazen bir vedaya dünyaları vermek istersiniz ama o bir veda ellerinizden uçup gider.