Söylenilen 72 saatlik kritik zaman artık bitti.. Fakat umutlar daha tükenmeyip. İlk depremin 76. saatinde Gaziantep'teki 8 katlı binanın enkazı altından 3 kişinin sağ çıkarılması umutlarımızı daha da artırdı. Daha sonra 80'lerde, 90'larda umutlandıran isimler. 101'inci saatda hepimizi sevinc gözyaşlarına boğan 13 yaşlı Fatma balamız…
Geceler -10 derece soğukta, ac-susuz, enkaz altında kalanlar.. Neler yaşamış o insanlar? Heleki hiçbirşeyden habersiz hiçbirşeyin farkında olmayan çocuklar, gençler. Adıyaman'da enkaz altından çıkarılan 6 yaşındakı Ahmet Erdem'in “Sakız istiyorum” demesi. Bir başka çocuğun “Siz evimize nasıl girdiniz?” sorması…
Film sahneleri.. Fakat ne aktörü var, ne yönetmeni, ne de yazarı. Deprem olduğu andan itibaren hiç kimsenin umrunda değil televizyondakı en ünlü diziler, herkes kardeş Türkiye'deki film gibi sahneleri izliyor, gözlerinden yaş gelerek. Bugünlerde her birimiz aynı durumdayız. Bakamıyoruz o sahnelere diyoruz fakat yine de televizyonda gözümüz “acaba kaç kişi enkaz altından sağ çıkarıldı” müjdesini arıyor…
Türkiyeli profesör Kerem Karabukut'un sosyal medyadaki paylaşımını okudum. Gözlerim doldu:
"MİLLETİME SESLENİYORUM!
NE OLUR BU ACIDAN DA ÖTEKİLİK TÜRETMEYELİM.
BAŞTA AZERBAYCAN OLMAK ÜZERE DÜNYANIN HER YERİNDEN TANIDIKLARIMIZ İÇLERİNİN KANADIĞINI VE BİZLER İÇİN NE YAPABİLECEKLERİNİ SORUYORLAR. BUNUN ANLAMI, BİZİM ACIMIZ İNSANLIĞI BİRLEŞTİRMİŞTİR. BİZ DE ACIMIZI BİRLİKTE YAŞIYORUZ. BUNDAN SONRA BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE ÖNCE KENDİ ÜLKEMİZ SONRA DA TÜM İNSANLIK İÇİN; AYRIM YAPMAZSAK, KUL HAKKI YEMEZSEK, İNSAN AYIRMAZSAK, HAKSIZLIK YAPMAZSAK,
ADALETLİ OLURSAK, İLMİN VE BİLİMİN GEREĞİNİ YAPARSAK, KANUN DEVLETİ OLUSAK, YARALARIMIZ İYİLEŞECEKTİR. YOKSA GİDEN BU CANLARIMIZIN ELİ KALANLARIN YAKASINDA OLUR. NİYE DERS ALMIYORSUNUZ DİYE!"
Iğdırlı hocamızın “BAŞTA AZERBAYCAN” olmak üzere seslenişi hem de gururlandırdı bizi. Evet bu günler Azerbaycan'ın kalbi hem de Türkiye'de, Hatay'da, Gaziantep'te, Kahramanmaraş'ta, Şanlıurfa'da. Dehşet verici depremin olduğu 10 ilde atıyor! Türkiyemiz de aynı hassaslığı gösterirdi, Allah korusun burada da böyle bir felaket yaşansaydı. 44 günlük Vatan muharebesinden önce, savaş zamanı ve sonrakı dönemleri hatırlamamız yeter… Cumhurbaşkanından, vatandaşına, gazetecisine kadar her bir Türk kardeşimizi Azerbaycan'ın yanında gördük. Gecenin bir vakti Gence'nin bombalanmasından sonra “küçük bir çocuk, elimle dokundum” diyerek suçsuz insanların öldürülmesini dünyaya yayan Fulya Öztürk bu günlerde Türkiye'nin deprem bölgesinde, doğal afetin kurbanlarından röportajlar hazırlıyor… Azerbaycanlı gazeteciler de deprem bölgesindedirler…
Şu ana kadar arama kurtarma ekiplerimizin kurtardığı insanların sayısı 37'ye ulaşmış durumda! Cumhurbaşkanımızın talimatıyla arama kurtarma ekipleri, doktorlar, gönüllüler olay yerinde, 24 saat çalışıyorlar…
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev şubatın 8’i Türkiye’nin ülkemizdeki büyükelçiliğinde olarken “Bu ağır günlerde Türkiye'nin yanında olmak bizim için büyük bir şereftir” demesi herbirimizin kalbinden geçen kelimelerdir. Tesadüfi değilki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Azerbaycan başta olmakla” yardım gönderen tüm ülkelere teşekkürünü iletti.
Çanakkale seferi zamanı uzaktan bizleri gören polis çalışanları zafer tebrikleri aldığımız o anları hiçbirzaman unutmayacağım. 1915 senesinde Azerbaycanlı yurttaşlarımızın da savaşarak şehit olduğu Çanakkale'de bu hassaslığı görmek sevindirdi bizleri. Bu bir vefa borcudur, teşekkür beklemeden yardıma koşuyor her bir Azerbaycanlı… Dün herkes eski sovyet arabasıyla yardıma koşan Server kardeşimizden konuşuyor herkes… Herkes biliyor ne kadar böyle tanınmayan comert insanlar var… Belki de tesadüftür, fakat Bakü'deki Zafer geçit töreninde Recep Tayyip Erdoğan “Ay Laçın, can Laçın, can sene kurban Laçın” söylemişti… Server 31 senedir memleketi Laçın'ından ayrı kalmış kardeşimizdir… Bir ülkenin lideri senin yurduna “CAN” diyorsa, sen nasıl ona varını vermeyesin? Hele ki, “Bir bedende iki can: Türkiye - Azerbaycandırsa”…
Türkiyenin ünlü “Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz” dizisinin ünlü oyuncusu Oktay Kaynarca nasıl da doğru söylemiş: “Azerbaycan da dahil herkes deprem bölgesinde olanlar kadar zahmet çekiyor, kalpleri onlarla atıyor, yemekten, sıcak yataktan, ısınmaktan uyanıyorlar”.
Üstümüzü kalın giyindiğimizde, sıcak yemek yediğimizde depremde enkaz altında ölüm kalım mücadelesi veren kardeşlerimiz geliyor gözlerimizin önüne… Utanıyoruz… Elimizden hiçbirşey gelmiyor, enkaz altından yardım için elini uzanan elleri tutamadığımız için utanıyoruz. Herbirimiz yardıma koşmak istiyor. Yatarken üstünü açık bırakmış çocuğun üzerine yorganı çekerken de gözlerimizin önüne enkazdan çıkarılırken “üşüyorum” diye titreyen masum çocuklar geliyor. Utanıyoruz, elimizden dua etmek geliyor sadece…
Azerbaycan'ın her yerinde “Yanındayız Türkiye” söyleyen insanlar yardıma koşuyor… 31 senedir ablukada olan, insanları ekmek parası için Türkiye'ye koşan giden Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'nden ilk TIR'lar yola koyuldu. Başkent Bakü'den gönderilen yardım araçlarının sayısı 30'a varmaktadır. Kazak, Gence (Vatan savaşı döneminde F-16'ların meskeni olmuş bölge), Tovuz Recep Tayyip Erdoğan'ın 2020 senesinde Tovuz'a olunan tecavüze nasıl keskin uyarı verdiği tarihe yazılmıştır, Guba, Gusar, Lenkeren, Zagatala, Kah, Mingeçevir… Tüm Azerbaycan!
Az önce Yardımlı'dan yazar İgban Nehmet aradı: “Bey, 2 araç yardım giyim, yataklar getiriyoruz. Topladığımız paraya da erzak yiyecek almak istiyoruz ne alabiliriz?” Duygulandım! Bu hiçbiryerde çalışmayan, kendi tabiriyle “ninesinin emeklilik maaşıyla geçinen” insandır! Bir kaç günüydü ki, Yardımlı'dan bir qrub Şehit babaları, Gaziler, hem de İqbaç Nehmet Bakü'de kapıları çalıyorlardı, milletvekilleri, memurlarla görüşüyorlardı:
“Yardımlı'ya yardım lazımdır” söylüyorlardı… Fakat Türkiye'deki dehşet verici depremden sonra kendi dertlerini unuttu ve kardeş ülkeye yardım için seferber oldular. Bu arada çoğu kişi bilmiyor ki Yardımlı da deprem bölgesinde, Şanlıurfa-Harran tarafında bir kasaba var, Yardımlı! O kasabada durumlar nasıl bilmiyoruz… Bugün tüm Türkiye için, Türk insanı için ellerimiz havadadır: Allah yar ve yardımcınız olsun, Kardeşler!