Dün gene beerde adı geçdi Urumdaşlı Çamırcı Yusufeelin Hasan'ın. Nur içinde yadsın. Bilader, endee irametli Hasan, az irezillig çegmedi. Biz ona "Hasan Efe" derdig. Ayaa yalın sokaklarda feldir, füldür yörür dururdu. Ayaa yalın gezdiinden ayanın altı gön gibidi. Sırtına da bi çoval yükledir, çovalın içinde öteberisi olurudu. Öteberi olup da nolucag sana o, bu geyicek bi şeyler veriridi, onu gordu. Bi de guru egmeelen çökelig olurdu.Bazı deyuslar, Hasan'ı öökelendiriverirlerdi. Garibim Hasan da zil gurbasııbi çırınırdı. İrametli, heç evlenmedi. Ben bir iki kere, sana köyden, kömetden bi gız buluveren, çamaşırını yüer, çorbanı ööne goverir, yargınını gaşıverir dedim. Emme lekin o heç bi zaman avrat isdemedi. "Amat, evim yok, baam yok, bu avrada bagmag goley mi?" deridi.Hasan Efe bi düün arabası geçdimidi "Efe, böön gece, gene yemiş aacı devrilicek" derdi. Gendi yemiş aacını deviremeden endee dünyadan göçdü, geddi.Benden böönlüg bu gadar, hadi galın saalıcaala.