ATATÜRK'ÜN Alanya'yı ziyareti ile ilgili değişik anekdotlar anlatılır. Bilindiği gibi bu ziyaret söylenen ve beklenen tarihten üç gün önce yapılmıştır. Bu sebeple Alanya bu ziyarete maalesef hazırlıksız yakalanmıştır. Geliniz, bu ziyaretle ilgili Atatürk'ün çok yakınından olan, bu gezide Atatürk'le birlikte olan Kılıç Ali'nin anlattıklarına kulak verelim. Kılıç Ali, halen Alanya'da yaşayan Gazeteci-Yazar Altemur Kılıç'ın babasıdır. Kılıç Ali, Niyazi Ahmet Banoğlu'nun "Nükte ve Fıkralarla Atatürk" adlı eserine göre, Atatürk'ün Alanya ziyaretine ilişkin şunları anlatıyor:
"Jandarma koşup, Atatürk'ün geldiğini Alanya Kaymakamı Hami Arıkan'a haber verdi. Kaymakam pantolonu, sırtına redingotu, başına melon şapkayı geçirip koşuyor. Fakat yüzü bir hayli sakallıdır. Heyecan ve şaşkınlığı kaymakamın halinden bellidir. Kaymakamın gayet sade ve samimi hali, heyecan ifade eden görünüşü Atatürk'ün pek hoşuna gidiyordu. Bir aralık kaymakam bir şey anlatmaya başladı. "Paşa Hazretleri" diye hitap ederken, Atatürk "Kaymakam Bey, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, paşalık, beylik, efendilik gibi ünvanları bir kanunla kaldırmış olduğunu bilmiyor musun?" dedi. Sonra bizi göstererek ilave etti: "Bu arkadaşlar milletvekilidir. İçişleri Bakanı'na bu hitabını anlatırlarsa ne yapacaksın?" deyince kaymakam bu şakayı ciddiye almış ve "Şu halde size ne diye hitap edeyim?" diye sormuştu.
BUNDAN SONRASINI CEMAL KUTAY'DAN ÖĞRENİYORUZ
Atatürk'e "Paşa hazretleri" diyen Alanya Kaymakamı orta yaşlı, mülkiye müfettişliğine veya valiliğe tayinini bekleyen, tecrübeli bir idareciydi. Hazır cevap ve zarifti. Kaymakam bir an tereddüt etti ve "Saygıdeğer cumhurbaşkanım, yüce kişiliğinize nasıl hitap edeyim paşa hazretleri" diye sordu. Anlaşılan her şeyi göze alarak şöyle devam etti: "Paşaların paşası. Bu millet tazim, tekrim, tebcil duyduğu müstesna evlatlarına paşa der. Anneler çocuklarını bu mertebe niyazı içinde salarlar. Asırlardır bu böyledir. Siz tarih yapmış adamsınız. Bırakınız da benim neslim bu evdad yolunda gitsin. Bizden sonrakiler nasıl olsa kanunların yoğurduğu kuşak olacak. Beni bağışlayınız paşa hazretleri. Kim sizden çok hürmete layıktır?"
Atatürk'ün gözleri dolmuştu. Başını çevirip mevzuyu değştirdi. Ankara'ya geldiğinde İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'dan kaymakamın sicil dosyasını istedi. Gördü ki Kaymakam Hami Arıkan'ın kayınpederi, kendisine kumandanlık etmiş bir paşadır.
KAYMAKAM HAMİ ARIKAN'LA İLGİLİ DUYUMLAR
Kendisi 1892 doğumludur. 1969 yılında vefat etmiştir. Alanya Kaymakamlığı'ndan sonra 1936-1937 yıllarında Antalya Vali Muavinliği yapmıştır. Kendisine tahrirat katipliği yani Yazı İşleri Müdürlüğü yapmış olan Çakır lakaplı Hasan Tahsin Aksoy'un oğlu merhum Kamuran Aksoy'un anlattığına göre ava çok meraklı bir kişidir. Av için günlerce dağlarda dolaştığı olurmuş. Hatta Atatürk'ün Alanya'yı ziyaretlerinin öncesinde uzun süren bir avdan döndüğü ifade edilmişti. Vefalıdır. Alanya'da edindiği dostlarıyla, özellikle tahrirat katibi Hasan Tahsin Aksoy'la ve çocuklarıyla irtibatını kesmemiştir. Atatürk'ün Alanya'ya belirtilen tarihten üç gün önce ani gelişiyle, karşılamanın Kuyularönü Meydanı'nda yapılabilmesinin üzüntüsünü ölünceye kadar taşımıştır. Çünkü ani ve hazırlıksız yakalanmıştır.
ALANYALI GENÇLERİN ABİSİ: KAYMAKAM NİYAZİ AKI
Kendisiyle ilgili dönemin Alanyalılarından övücü sözleri çok dinlemişimdir. Kayıtlarda doğum tarihi Bilecik 1913 yazmaktadır. Mektep-i mülkiyelidir. Ölüm tarihi 1962. Alanya'ya 1939 yılında kaymakam olarak gelmiştir. Alanya'ya geldiğinde çok gençtir ve söylediği şu söz çok anlamlıdır: "Ben Alanya'yı genç bir kaymakam olarak yönetmeye geldim ancak Alanyalılar bana gerçek anlamda yönetmeyi öğrettiler. Alanyalılar'a minnettarım."
Niyazi Akı bir Alanya aşığıdır. 1957-1960 yılları arasında Antalya Valiliği yapmıştır. Alanya'ya verdiği önemin bir göstergesi olarak Antalya Valiliği sırasında Alanya Kaymakamlığı tahrirat katibi yani yazı işleri müdürü Hasan Tahsin Aksoy'u yanına alacaktır ve ona hep "Sen benim sağ kolumsun" diyecektir ve buradan emekli edecektir. 1962-1966 yılları arasındaki İstanbul Valiliği sırasında Alanyalılar'ın İstanbul'daki bir can dostudur. Özellikle İstanbul7da okuyan Alanyalı üniversitelilerin çatkapı uğradıkları Niyazi abileridir. İstanbul Maksim Gazinosu'nda yapılan Alanya Muz Geceleri'nin bilet satıcısıdır. Kendisini rahmetle anıyoruz.