Ümmetçi gelenek

Türk toplumu, ümmetçi geleneğinden ve biat kültüründen bir türlü kurtulamıyor. Bu geleneğin kökeninde, hem teslimiyet, hem de şark kurnazlığına dayalı menfaat hesapları var. Bu alışkanlık toplumun önemli bir kesimine hakim. Öyle ki,...

Türk toplumu, ümmetçi geleneğinden ve biat kültüründen bir türlü kurtulamıyor.

Bu geleneğin kökeninde, hem teslimiyet, hem de şark kurnazlığına dayalı menfaat hesapları var.

Bu alışkanlık toplumun önemli bir kesimine hakim.Öyle ki, ilericilik ve devrimcilik iddiasındaki bir partide, idealist çağdaş beyinlerin, örgütün her kademesini, sorgulama hatta yargılama kültürüne sahip olması gerekirken, partideki ciddi anlamdaki kadro ya da lider değişiminde, partinin kendi iç dinamiklerinden çok, diğer unsurlar belirleyici rol oynarken bile, yeni oluşumlara hemen biat edilmeye başlanıyor.İki yıl öncesine kadar CHP’nin lideri Deniz Baykal’dı.Ona dönük parti içindeki eleştiri çok sınırlıyken, partiye mutlak bir hakimiyeti söz konusuydu.Ne olduysa oldu!Birden bire, birkaç gün içinde, hiç akla bile gelmeyen bir isim, Kemal Kılıçdaroğlu birilerince, bir biçimde, partinin başına getirildi.Dün ayakta alkışlanan, etrafında pervane olunan Deniz Baykal bugün sıradan bir milletvekili haline dönüştü.Parti içinde belli hesapları ve mevcut liderden beklentileri olanlar Baykal’dan özellikle uzak durmaktalar.Yeni tabu Kemal Kılıçdaroğlu.Kısa bir süre önce parti grubunda yer alan, ne medyanın ne de CHP’lilerin fazla ilgi duymadığı bir siyasetçi olan Kılıçdaroğlu bugün el üstünde tutuluyor, partililerce yere göğe sığdırılamıyor.Bizim toplumun çok güzel bir sözü var: “Gelen ağam, giden paşam.”CHP’nin yeni ağası Kemal Kılıçdaroğlu, gidenlerse emekli paşalarımız!Bu zihniyet salt siyaset alanına özgü bir şey de değil.Her alanda aynı kurnazlık söz konusu.Bürokrasinin önemli kademelerinde görev yapan devlet memurlarıyla, amir ve memurlarına dönük de aynı ilgi, saygı ve sevgi gösterilir.Görevden ayrıldıklarında ise, genellikle bu yakın ilgiden, sevgi ve saygıdan eser kalmaz.Bu, Nasrettin Hoca’nın “Ye kürküm ye” hikayesine benziyor!