Ucuzluk tuzağı mı, tüketiciye saygısızlık mı?

​SEVGİLİ okurlar,

​Birçoğumuz, özellikle artan hayat pahalılığı karşısında, market reyonlarında “indirim” ve “kampanya” kelimelerinin peşinden koşar olduk.

Ancak, bazen bu ucuzluk arayışımız, tahmin ettiğimizden çok daha pahalıya mal olabilecek etik dışı uygulamaların perdesini aralıyor.

​Geçtiğimiz günlerde bir okurumuzun yaşadığı ve hepimizi uyarması gereken o olay, zincir marketlerin kâr hırsının tüketici sağlığını ve dürüstlüğü nasıl hiçe saydığını gözler önüne seriyor.

​Olay, evinin karşısındaki bir markette geçiyor. Güler yüzlü bir kasiyer/reyon görevlisi, okurumuzu davetkar bir şekilde “Hoş geldin abla, bonfilem var taze almak istemez misin?” diyerek karşılıyor.

Bu nazik davet üzerine okurumuz, tavuk bonfile reyonuna yöneliyor.

​Ve işte kilit an: Okurumuz, dolabın üst kısmında bulunan ve son kullanma tarihi bir gün sonra dolacak olan ürünleri fark ediyor. Uyanıklıkla, tarihi daha ileri olan, reyonun alt kısmındaki paketi alıp sepetine atıyor. Satış baskısı altındaki kasiyer kız, okurumuza ürünü alıp almadığını tekrar soruyor, o da sırf hatır için aldığını söylüyor.

​Kasaya gelindiğinde, okurumuzdan önce bir beyefendi aynı kasiyerin önerisiyle bonfile almış. Kasiyer, paketi kasadan geçirirken “barkodun okunmadığı” gerekçesiyle ürünü alıp reyona gidip geliyor.

​Müşteri bu sırada fark ediyor: Kasiyerin reyondan getirdiği paket, kendisinin seçtiği paket değil, son kullanma tarihi yaklaşmış olan ürünle değiştirilmiş! Müşteri tepkisini koyuyor: “Bunu değiştirmişsin, neden böyle bir şey yaptın?” Müşteri ürünü almaktan vazgeçiyor, kasiyer ise utancından sessiz kalıyor.

​Bu olay, marketlerin personeli üzerinde kurduğu “ne pahasına olursa olsun satış yapma” baskısının acı bir sonucudur. Çalışanlar, ellerinde kalan, son kullanma tarihi yaklaşan (hatta geçmiş!) ürünleri satmak zorunda hissediyor.

​Şimdi hep beraber düşünelim:

​Etik Değerler Nerede? Tüketicinin seçtiği ürünü, ondan habersiz, son kullanma tarihi yaklaşmış ürünle değiştirmek açık bir hile ve aldatmadır.

Bu, marketin sadece kârını düşündüğünü, etik değerleri hiçe saydığını gösterir.

​O beyefendi, paketin değiştirildiğini fark etmeseydi, o bonfileyi evinde dolaba atıp 3-4 gün sonra tükettiğinde ne olacaktı?

Gıda zehirlenmesi, ciddi sağlık sorunları... Kimsenin umurunda mıydı? Okurumuzun da dediği gibi: “Müşteri mağdur olmuş, kimsenin umrunda değil.”

​Bu sadece bir “ucuzluk tuzağı” değil, tüketici sağlığını tehdit eden organize bir eylemdir.

​Sevgili tüketiciler,

​reyonda seçtiğiniz ürüne bakın. Son kullanma tarihini, ambalajın sağlamlığını mutlaka kontrol edin.

Ürününüzün barkodu okunmuyorsa ve görevli reyona gidip geliyorsa, mutlaka paketinizi kontrol edin! Seçtiğiniz ürünün aynısı olup olmadığından emin olun.

​Hakkınızı.

Eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, sessiz kalmayın! Tüketici hakem heyetlerine ve Alo 174 Gıda Hattı'na şikayette bulunun.

​Unutmayın, bizim dikkatimiz onların tek silahıdır. Sağlığımızı ve paramızı korumak için uyanık olmalı, bu tür düşük maliyetli hilelere karşı durmalıyız.

​Hile, kâr hırsı ve sağlık riski üçgeninde, en ucuz fiyatın bazen en yüksek bedeli ödetebileceğini aklınızdan çıkarmayın.

Esen kalın...