SORU BİR:
Geçtiğimiz Cumartesi-Pazar, özellikle Damlataş Plajı'nda denize giren yerli ve yabancı tatilcilerin deniz yüzeyinde gördükleri çöp ve sintine atıklarının sebebi nedir, sorumluları kim/kimlerdir?
CEVAP BİR:
Bu konuda hem Alanya Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü'nden hem de Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan, bizzat tarafıma, telefonla aranarak veya elektronik posta yoluyla, üstelik en yetkili ağızlar tarafından açıklama yapıldı ama sadece "Görevimizin başındayız" denildi. Cumartesi-Pazar denizi kim ya da kimler kirletti, bulundular mı yoksa sırra kadem mi bastılar, belli değil. "Ne yani, yapanın yanına kâr mı kaldı?" derseniz, pasif agresif olurum, ölüm sessizliğine bürünüp kabuğuma çekilirim.
***
SORU İKİ: Laf hazır deniz temizliğinden falan açılmışken, kafama takılan bir konuyu gündeme getirmek gerek. Soru şu. Alanya'da, başkanlığını Şerefnur Kayhan hanımefendinin yaptığı, plajlar için hayati önem taşıyan Mavi Bayrak gibi bir değerin alınmasında önemli rol oynayan "Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği" deniz kirliliği meselelerinin neresinde duruyor? Neden hiç sesi soluğu çıkmıyor?
CEVAP İKİ:
İddia odur ki, uzun yıllar deniz temizliği ve kirliliği konularında Alanya Kaymakamlığı bünyesinde kurulan bir komisyonun daimi üyesi olan ALÇED, hiç istemediği halde bu komisyondan bu yıl ihraç edilmiş. Sizin anlayacağınız, kuruluş amacı "çevre eğitimi" ve "mavi bayrak" alınması için Alanya sahilleri ve denizinin kriterlere uygunluğunu denetlemek ve bunu ilgili birimlere iletmek olan ALÇED, şu an denizle ilgili komisyonda yokmuş. Elbette bu bir iddia. ALÇED Başkanı Şerefnur Kayhan'ı arayıp bu iddianın doğru olup olmadığını teyit ettirmek istedim, ulaşamadım. Yakınlarından şehir dışında olduğu bilgisini aldım. Size söz, kendisine ulaşır ulaşmaz bu konuyu soracağım ve eğer iddia doğru ise bu kez şu soruyu Alanya Kaymakamlığı'na soracağım: "Sayın Tanrıseven, ALÇED neden Deniz Komisyonu'nda yok! Bir kusurları mı oldu, yoksa Alanya denizi kirli çıkarsa kamuoyuna açıklama yapmalarından mı endişe duyuluyor?"
***
SORU ÜÇ: Alanya'da Suriyeli göçmen var mı? Varsa nerelerde yaşıyorlar? Kaç kişiler? Ne yiyip ne içiyorlar? En önemlisi, nerelerde çalışıyorlar?
CEVAP ÜÇ:
İddia odur ki, Alanya'daki pek çok turistik tesisin veya orta ölçekli restoranın ufak işlerinde çalışıyorlar. Hem de sigortasız ve çok küçük paralara. Özellikle "eskiden belde olan" yeni mahallelerin Toros Dağları'na yakın kuzey kısımlarında, baraka türü evlerde yaşıyorlar. Şimdilik sıkıntı yok. Çünkü şu an turizm sezonundayız, dolayısıyla üç kuruş paraya çalıştıkları oteller ve restoranlar tam gaz faaliyet gösteriyor. İddia odur ki, asıl tehlike Ekim'in sonu Kasım'ın başı gibi, yani tesisler kapanınca yaşanacak. Anne tarafından Suriye'ye yakın "Yerleşik Antepli" bir gazeteci olarak haddim olmayarak şehrin yöneticilerini şimdiden uyarıyorum. Beyler, tehlikenin farkında mısınız?