Türkiye güvendikleri ülkedir

Turist rehberliği göründüğü kadar kolay mesleklerden değildir. Bilmek, sevk ve idare
etmek, anlamak, anlatabilmek gibi kabiliyet, beceri, özveri gerektirir. Kendim de
rehberlik lisansı sahibiyim. Abdülkadir Önüm beyi iyi anlamaya çalışıyorum. Anlattığı
konular zaten durumu ele veriyordu. Dersine iyi çalışmıştı. Anlatmaya devam etti:
“... Bir alternatifimiz kalıyordu: Türk restoranı. Orada onların bizler için hazırlamış
oldukları bir menü var. O menüyü alacağız. O menüyü aldıktan sonra isteyen çarşıda
gezmeye devam eder, isteyen otele gider. (Belgrat’tan bahsedilmektedir) Otelimiz ile
restoranın arası 200-300 metrelik mesafede. Dediğim gibi çarşıda olması bize rahat
bir avantaj sağlıyor. Bu noktada artık gecesini de gündüzünü de görmüş olacaksınız.
Tabii şimdi buralar sisli. Oralar açık gözüküyordu baktığımızda. Hava sıcaklığı
özellikle bu mevsimlerde gece döneminde çok fazla sis oluyor. Sisten dolayı
Saraybosna’dan başlayan turlarımızda uçak gecikiyor arkadaşlar!
Sis ciddi bir yoğunluk yaratıyor, yoğunluk görüş mesafesini tıkadığı için uçaklar 2, 3
saat rötar yapıyor. Hatta bir keresinde aynı kışın bir program için gelmiştim. Geçen
senelerde iki sene önce uçak türbülansa girdi. Bir tane ablamız, Boşnak, uçağı inletti.
Sağında solunda oturanlar da bizim misafirler. Böyle iri yapılı kolundan tutuyorlar
falan. Sakinleştirmeye çalışıyorlar. Ama nasıl! Biz türbülansa alışığız ama bağırışlar
bizi de korkutmaya başladı. Uçak düşüyor zannettik. Bir de hani eyvah! Neler oluyor?
Teslim ol! Ben de, Kelime-i Şahadet getirdim. Beni de korkuttular.
Bakın buralarda otobanlar var. Fakat maalesef daha tamamlanmadı. Demek ki
altyapılar daha tam oturmadı. Çalışılıyor şu an. Saraybosna Belgrat arası bir otoban
yapımı var, o devam ediyor. Pandemi, Korona derken biraz gecikti bu iş. Türkiye
Cumhuriyeti’nin de garantör olduğu bir otobandır. “Barış yolu otobanı” diye geçiyor.
Saraybosna ile Belgrat arasında. Türkiye’nin özellikle hem Sırplarla, hem Bosna
Hersek'le arabuluculuk rolünde olduğunu söyleyebiliriz. Burada hem barışın tesis
edilmesinde ciddi bir katkımız var onu da söyleyeyim. Her iki taraf da Türkiye’ye
güveniyor. Her iki taraf da bize güveniyor yani. Her iki taraf da Türkiye’ye güveniyor.
Türkiye ile Rusya'nın bölgede ciddi bir nüfusu var. Bu coğrafyalarda yöre halkına
sorduğunuz zaman görebiliyoruz. Sırplar dahi Türkiye’den yanadır. Niye? Amerika’ya
karşı biraz tavırlı olduğumuz için. Putin’le birlikte böyle bir çalışma yapıyorlar. Bizim
Sırplarla aramızdaki ilişki; Rusya’yla aramızdaki ilişkinin durumuna bağlı. Rusya’yla
aramızdaki ilişkinin ne kadar iyi olduğuna bağlı. Biz, Ruslarla ne kadar iyi isek
Sırplarla da o kadar iyiyiz demektir. Bozuştuğumuz zaman aramız biraz limoni oluyor.
Gene Kosova’ya İHA verildiği için biraz kırgınlar bize. “Niye verdiniz?” diyorlar. Niye
verdiniz? İşte! Size karşı kullanılmayacak falan! Öyle şeyler işte...”
Drina Nehri üzerinde birden fazla barajın inşa edildiğini görüyoruz. Bu barajlarda aynı
zamanda elektrik üretimi de gerçekleştirilmektedir. Drina Nehri’ni bir yerden
hatırlıyorum. Bir zaman edebiyatta “Drina Köprüsü “ diye bir eser vardı...”