Türkçe ve tabela savaşları

Çoğunlukla turizm bölgelerinde iş yerini müşteriye tanıtmak, faaliyet alanını belirtmek, dikkat çekebilmek için “Yabancı dil tabela ve levha” kullanılmaktadır. Zaman zaman Türkçe'nin korunması için "Yabancı dilde isim, tabela, levhalara" ateş püskürtülmüştür. Yasak kararları alınmış, raflarda tozlanmıştır. 31 Mart 2024, yerel seçimler ardından yabacı dilde değil de, “Arapça tabela-levhaların” sökülüp atıldığı gündeme düşmüştür.

Bir ülkede dil birliği sağlanması milli eğitim müfredatı, basın yayın kuruluşları, yazar-çizer, ilim, irfan sahiplerinin eserleri, siyasi ahlakın kullandığı dilin sırrında gizlidir. Kanunla da bazı stratejik tedbir alınması yararlı olur. Turizm esnafının birkaç yabancı dili pratikte kullanması beceri işidir. Turiste "Dilimizi öğren de gel!" denmesi akıl dışıdır.

Türkiye, stratejik coğrafyada yer alır. Turizm; endüstriyel, ticari sektördür. Ülkemize Latin harflerini kullanan Avrupalı, "İngiliz, Fransız, Alman", Kıril alfabesini kullanan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği coğrafyasından, "Bulgaristan, Polonya, Ukrayna, Rusya ile Türk Dili Konuşan, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan” cumhuriyetlerinden, “Arap harfleriyle” yazıp çizen Ortadoğu ve Afrika kıtasından, "Irak, Suriye, Mısır, Libya, Fas, Tunus, Cezayir vs." vatandaşları turist gelmektedir. Latin alfabesi kullanmayan gelemez denebilir mi?

Yabancı dilde yasaklar, 'Dil' ile mi, 'Harf' ile mi ilgilidir? Anlamak, anlatabilmek lazımdır. İşyerini yabancı dilde isimlendirmek mi? Arapça isimlendirmek mi? Arap harfleriyle yazmak mı yasak? Tabelalar Arapça olduğu için mi? Arapça yazdığı için mi indirilmiştir? Anlatmak lazımdır. Özel isimlerin yabancı hiç bir dilde tercüme, mütercimi yoktur. İş yeri isimleri özel isimdir. İsimler mi Arapçadır? Açıklamalar mı? Yabancı dilde isimlendirme elbette yasaklanabilir ama yabancı harf kullanımı biraz farklıdır.

Arap turizmine hitap etmeyen sektörün ayağı sakattır. Arapça gazete sayfasını "Kur'an-ı Kerim ayeti, yerde kalmasın, günah!" diyen inanç kategorisine, siyasal İslam'ın müslümanlığa dayatması ideolojik yıpratmaya dikkat gerekir. Diğer alfabeler gibi, Arap harflerinin de özel kutsiyeti yoktur. Kutsiyeti yazıda durduğu yerdedir.

Sosyal medyada, haberlerde "Arapça levha ve tabelalar söküldü" ibaresi siyasi şeytanı mutlu eder ve fısıldatır: "İslam düşmanları" iş başında! "Laikler harekete geçti! Niyet Arapça tabela, levha sökmek değil; İslâmafobi, İslam düşmanlığıdır! Arapça konuşmayı dua; Arap harflerini Kur’an-ı Kerim ayeti zanneden kitleye Arapça tabela kaldırmayı anlatmak güçtür. “Arapça” yazıldığı için değil; “Yabancı dilde” yazıldığı için söküldüğü anlatılabilmelidir. “Suriyeli, mülteci, göçmen” politikası ise milli meseledir.

Türk dilinin korunması, dil birliğinin sağlanması yasayla çizilecek sınırla mümkündür. "İşyeri isimleri Türkçe olur. 'Latin' harfleriyle yazılır vs.” Yabancı dilde özel isimlerin tercümesi, mütercimi olmaz, sadece açıklanması olur. Derin siyaset "Din, müslümanlık, İslam" karşıtlığı politikasıyla siyasetçileri zan altında bırakır.

Konuyla ilgili İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı, Dr. Ayyüce Türkeş Taş, CHP Genel Başkanı, Özgür Özel'e, belediyelerce Arapça levha ve tabelaların kaldırılmasıyla ilgili sözlerine, "Türkiye Cumhuriyeti'nin dili Türkçe'dir. Halkına Türk milleti denir. Batı dilleri de dâhil Türkçe dışında her dil yabancı dildir. Türkçe'ye sıradan dil muamelesi yapan her kim olursa, o da bizim için yabancı ve sıradan hükmündedir" karşılığını vermiştir.