Evet, 1799’da Rus-Türk donanmasının Korfu’yu alması sırasında, Ruslar ve Türkler ortak düşmana karşı müttefik olarak birlikte savaştılar.
Korfu adası ve ona komşu adaların kuşatması 1798 yılı Kasım ayında başladı, ancak Rus-Türk güçleri, Uşakov’un komutasında, kesin saldırıya yalnızca 18 Şubat 1799’da geçti.
10 Şubat 1799 itibarıyla Ruslara yardım için 4000'den fazla Türk geldi. Rus filosundaki gemilerde yaklaşık 1700 deniz grenadeeri bulunuyordu — bunlar özel olarak eğitilmiş saldırı birimleriydi. Ayrıca yerel Arnavutlardan 2000 asker daha geldi.
Rus ve Türk fregatları, Fransız bataryalarını bombalamaya başladı. Bu bombardıman dört saat sürdü ve sonucunda Fransızların beş bataryası da yok edildi.
Ardından, Vido adasına iki taraftan 2160 kişilik bir çıkarma yapıldı. İki saat süren çatışmanın ardından ada alındı. Ele geçirilen Vido adasından Rus bataryaları, Yeni ve Eski kalelerin savunmasına ateş açtı. Ayrıca, demirlemede bulunan filosu gemileri de ateş desteği sağladı. İlk saldırıya Arnavutlar gitti, ancak geri püskürtüldü. Yeniden saldırıya ise Ruslar ve Türkler birlikte gitti — bu saldırı başarıyla sonuçlandı.
Mart 1799'daki görüşmelerin ardından Uşakov, Fransızların adayı terk etmelerine izin veren ve bir daha askeri operasyonlara katılmamayı vaat ettikleri onurlu bir teslim olmayı kabul etti.
Not: Askeri gemilerde, Türk ve Rus bayrakları birlikte dalgalanıyordu.
Onsekizinci yüzyılın sonunda, Akdeniz'de birçok stratejik nokta, İyon Adaları da dahil olmak üzere, Fransızlar tarafından ele geçirildi. Fedor Fedoroviç Uşakov'un Karadeniz filosu ve Kadir Bey liderliğindeki Türk donanmasına, İyon Adaları'nı kontrol altına alma görevi verildi. Adalar, 1798 yılının Kasım ayının başında ele geçirildi. Sadece Korfu Adası, Adriyatik'e açılan anahtar olarak direnmeye devam etti.
Adadaki surlar, aşılması güç kabul ediliyordu. İki katmanlı bir sur ile kuru hendeklerden oluşuyordu. Korfu’nun ana kalesi, 3.000 askerden oluşan bir garnizonu tarafından korunuyordu ve 650 topa sahipti.
Korfu'nun kuşatılması, Türkiye ve Rusya'nın dikkatlice planlanmış ve kaliteli bir şekilde yürütülen bir birleşik deniz harekâtının örneği oldu. Bu muazzam zafer, Rus ve Türk denizcilerin, büyük ülkelerimizin gurur duyduğu anıtlardan biri haline geldi.