Türk Ocakları Alanya Şubesi Ocak Başı Sohbetleri’nin, 26 Aralık 2024 günkü konuğu,
ALKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Sn. Prof. Dr. Mustafa Uslu idi. "Bağımlılık ile
mücadele" sohbetine ilgi büyüktü. Gençliğin ilgisi çok daha önemliydi. Sohbetin
konusu esasında gençliğin geleceğini ilgilendiriyordu. Her geçen gün yaygınlaştığı,
çeşitlendiği, toplumu salgın halinde tehdit ettiği üzerinde duruldu. Cinayet, cinnet,
saldırı, intihar, yaralama, terör eylemleri gibi olayların altından sigarayla başlayıp,
alkol, uyuşturucu madde kullanımı, ekran, internet düşkünlüğüne uzanan bağımlılığın
çıktığı anlatılmıştır...
Alanya'nın Demirbaş Mahallesi’nden çocukluk yıllarında ayrıldığını ve 50 yaşında
Alanya'ya döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Mustafa Uslu, "Kendi toprağımda bulunmak
ve sizlere hitap etmek beni gururlandırmıştır" diyerek, "Bağımlılıkla mücadele konusu
Türk Ocakları eğitim programı içerisinde Türkiye'nin her yerinde takvime alınan bir
konudur” sözleriyle sürdürmüştür. Bu konunun birkaç tane ayağı vardır: Devlet
politikaları ve eğitim kısmı. Emniyet ve bununla mücadele ile ilgili hukuk yöntemi,
jandarma, polis kısmı. Sivil toplum kuruluşları (STK) yani 140 binin üzerindeki STK’lar
kısmı. Bir şekilde topluma bunları anlatmaya çalışıyorlar…
Uyuşturucu ağırlıklı olarak sigaranın, alkolün davranış bağımlılıklarından
bahsedeceğiz. Muhatapları farklı farklıdır. Toplumun her kesiminde bağımlılığın bir
karşılığı vardır. Tanı bağımlılığı dediğimiz şey iki türlüdür: Bir maddeye bağımlı
olmak, alkol, uyuşturucu, nikotin gibi... Diğeri de günümüzde en çok duyduğumuz
çocukların internet, oyun bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi...
Burada bizi sıkıntıya sokan şey bağımlılığın sonradan ortaya çıkarak oluşturduğu
hasarlardır, sıkıntılardır. Bütün bağımlıların hepsinde; ister davranıştan, ister madde
bağımlılığı başlangıcı; keyiftir. İnsana ‘keyif’ veriyor. Sonrasında keyif kalıcı hale
geliyor. Bu öncelikle beyin mekanizmasını bozduğu için açıklamak isteyeceğim. Ama
bütün bağımlılıklarda ortak dört maddeyi görüyoruz: Kontrol kaybıyla bir müddet
sonra insan o maddeyi ya da o davranışı yapmadan duramaz hale geliyor. Yani eli
sigaraya gidiyor. Ya da uyuşturucu bağımlısı onu içmeden yapamıyor. Telefon
bağımlısı, kişinin eline telefonu verirseniz boşaltmaya başlıyor. Orada sıkıntı başlıyor.
Tolerans; beyindeki birim birim, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra bağımlılığı yukarı yukarı
taşıyor.
Başlangıçta keyif veren nokta bir birim iken bir müddet sonra bir birim yetmiyor, iki
birime ihtiyaç duyuyor. Bir müddet sonra o da yetmiyor, sonra da bir duble ile
başlayıp bir şişenin kesmediği bir insan gibi düşünün!
Önce diyeceksin ki (evet!) “Sanırım ben telefona bağımlıyım” ya da “Ben oyun
bağımlısıyım. Ben, sigara bağımlısıyım.” Kabul ettikten sonra başlıyor bir insanın “Ya
bana bir şey olmaz!” tavrı. Evet! Gençken olmuyor ama daha sonra ciğer yorulmaya
başlayınca oluyor. Beyin dimağı gençken bir yere kadar ama beyin yorulunca oluyor.
Kendin bırakmayı dene! Bırakamadım mı? O zaman bir yardım alınması lazım.
Destek gurupları Türkiye'de çok zayıftır. Dünya’da çok yaygındır. Türkiye'de
AMATEM (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi) var.
Sanırım eski devlet hastanesinin olduğu yerde birimler oluşturuldu. Burada da kontrol
merkezleri var. Eğitim vermeye çalışan psikologlar var. Bu işin peşine düşen sosyal
hizmetler var…” açıklamasında bulunmuşlardır. Denir ya; “Kişi önce beyninde
bitirmelidir...”