Turizm'e 'Bakan' böyle olacaksa...

KASIM'IN ortasında Paris'te patlama oluyor, 132 kişi ölürken çoğu ağır olmak üzere 300 küsur kişi yaralanıyor, Antalya'da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nden birkaç gün önce yaşanan bu olayla tüm dünya çalkalanıyor....

KASIM'IN

ortasında Paris'te patlama oluyor, 132 kişi ölürken çoğu ağır olmak üzere 300 küsur kişi yaralanıyor, Antalya'da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nden birkaç gün önce yaşanan bu olayla tüm dünya çalkalanıyor.

Sonra ne mi oluyor?

"Paris katliamı keşifçisi" olduğu iddia edilen 26 yaşındaki Ahmed Dahmani, çok değil, saldırılardan birkaç gün sonra Antalya'da yakalanıyor.

Dahmani ve 2 IŞİD militanının, Belek'te yapılan G-20 Liderler Zirvesi'ne de saldırı planladıkları iddia ediliyor.

Sonra, Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'terör örgütü mensubu olmak' ve 'evrakta sahtecilik' suçlarından yargılanacak olan Ahmed Dahmani ile yanındaki Ahmed Tahir ve Muhammed Verd adlı militanlar, Manavgat'a daha yakın olduğu için Alanya'nın Mahmutlar Mahallesi'nde bulunan L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na gönderiliyor.

Alanya bu bilgiyle yine dünya gündemine oturuyor.

Bitti mi?

Elbette bitmedi.

Durun bakalım, daha yeni başlıyoruz.

Paris saldırıları, militanların Alanya'ya nakledilmesi, "sezon zaten kötü geçti" falan derken, son yıllarda Alanya'nın can simidi haline gelen Rus pazarından kara haber tez zamanda ulaşıyor.

Sınır ihlali yapan 'Rus' uçağı düşürülerek, zaten krizde olan turizmciye sinir krizleri geçirtiliyor.

"Biz Alanya'da Rus düşüremezken, Suriye'de Rus düşüren Türk pilotlarına selam olsun" türü esprilerle içine düşülen kriz mizahla yumuşatılmaya çalışılıyor.

Bir anlamda "izahı olmayan şeyin mizahı olur" deyiminin hakkı teslim edilirken, trajikomik bir şekilde

2016 turizm sezonunun ruhuna çaktırmadan El-Fatiha okunuyor.

Bitti mi?

Elbette bitmedi.

Durun, daha diyeceklerimiz var.

Salı günü bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan 64. Hükümet'in Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Selçuklu ve Osmanlı mirasını barındıran kültür turizminin önemli merkezlerinden Kahramanmaraş’ı pilot şehir yapmayı düşündüklerini dile getiriyor.

Sayın Bakan'ın "dakka 1 gol 1" misali, ilk icraatı ve beyanatı bu oluyor.

Aslen Maraşlı olan İlahiyatçı Turizm Bakanı Ünal, Antalya'yı, Alanya'yı, Fethiye'yi, Bodrum'u, Marmaris'i falan es geçiyor, doğup büyüdüğü Maraş'ın gönlünü almak için olsa gerek, Maraş'ın kültüre yön veren insanların yetiştiği bir yer olduğunu söyleyip, uzun vadede kültür turizminde öneminin daha da artacağına vurgu yapıyor.

Aslında Bakan Bey'e kızmamak gerek.

Çünkü...

Seçimde oy aldığı ve muhtemelen bir sonraki seçimde yeniden oy isteyeceği Maraş halkına daha başka ne diyebilirdi, ne vaat edebilir ki?

Ulaştırma Bakanı olsa "Maraş'a yol yapacağım" derdi.

Sağlık Bakanı olsa "Hastane müjdesi" verirdi.

Orman ve Su İşleri Bakanı olsa kendini "Maraş'ın Barajlar Kralı Adayı" ilan edebilirdi.

Ama "ilahiyatçı" olmasına rağmen kendini bir anda ülkenin "Kültür" ve "Turizm" makamının başında bulunca, ne desin?

İlk vaadini seçim bölgesine yapmış, e giydiği gömlek de "Kültür ve Turizm Bakanlığı" olunca, dövme dondurmasıyla, tarhanasıyla, termik santraliyle, pul biberiyle, cevizli sucuğuyla meşhur Kahramanmaraş'ı kültürün ve turizmin başkenti yapacağını ilan etmiş.

Peki ne yapalım?

Oturup ağlayalım mı?

Yapacak çok fazla bir şey yok.

En azından "Dış İşleri"ne bakıyor olsa da, "Alanya'nın Mevlüt Çavuşoğlu gibi bir hamisi var" deyip teselli bulacağız.