Turizmde 'HD' bir çıkmaz mı?

ALANYA'DA otelcilerin üyesi olduğu

ALANYA'DA

otelcilerin üyesi olduğu "Turistik İşletmeciler Derneği" ile Alanya Belediyesi öncülüğündeki "Tanıtım Vakfı" yöneticileri kent turizminin bir adım daha ileri gitmesi için ellerinden geleni yapıyor.

Görüyor, izliyor, takdir ediyoruz.

Misal, ALTİD yurtdışı fuarlarına katılıp stantlar açıyor, Avrupalıyı Rus'u Alanya'ya çekmek için çabalıyor.

Misal, ALTAV yurtiçi tanıtım faaliyetleri düzenliyor, Alanya'ya en çok yerli tatilcinin geldiği Gaziantep gibi, Konya gibi şehirlerde her kesimle irtibata geçip Alanya'ya bir fazla yerli turist gelsin diye çırpınıyor.

Yeterli mi?
Elbette yeterli değil.

Gönül istiyor ki, Alanya'daki bütün oteller 8-9 ay dolsun, odalar şorta düşsün, hem otelci kazansın, hem de en irisinden en ufağına tüm esnaflar.

Klişe bilgidir, tekrarlayalım.

Turizmde kazanç sıralaması şöyledir.

En önce, turisti ülkeye getirmek için bileti satan acenteci kazanır, ikinci sırada turisti otelinde ağırlayan otelci kazanır, turist otelinden çıkabilirse de butikçisi, simitçisi, dönercisi, diskocusu, yatçısı, cip safaricisi, kısacası herkes kazanır.

Turizmden direkt ya da endirekt olarak tam 54 sektör ekmek yemektedir. Şarkütericisi, ekmekçisi, zücaciyecisi, mefruşatçısı, meşrubatçısı, tekstilcisi, gıdacısı, kısacası aklınıza bir otelde tüketilen ne kadar ürün geliyorsa, o ürünleri üreten ve satanlar da turizmin paydaşıdır.

Alanya sınırları içerisinde yaşayan, buna kırsal da dahil, hiç kimse "Bana ne turizmden" diyemez.

Ama önce turisti ülkeye getirme meselesini, daha doğrusu krizini aşmak, ardından girdiği otelinden çarşıya pazara çıkarabilmek gerekir.

Avrupa ile bir süredir gerginiz, Rusya ile arayı daha yeni düzelttik ama sıkıntılar sürüyor, dolayısıyla buluttan nem kapan Avrupa ile Rusya ile arayı acilen düzeltmeliyiz, bunun için de ülke olarak etkin tanıtım faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermeliyiz, bu bir.

İkincisi...
Zaten zar zor gelen turisti otelinden dışarı çıkarmamız, bunun için de örneğin "her şey dahil sistemi" saçmalığına artık son vermemiz gerek.

Peki bu mümkün mü?
Artık otelcileri de çileden çıkaran ama içine girdikleri bu sarmaldan kurtulamadıkları için devam etmek zorunda oldukları her şey dahil sistemi, yüksek bir otorite tarafından yasaklanabilir mi?

Bu ve benzer sorulara Alanya'da yanıt verebilecek en yetkin isimlerden biri olan ALTİD üyesi ve ALTAV Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Alanya Belediye Meclis Üyesi Şükrü Cimrin'e dün tek bir soru yönelttim.

Dedim ki...

"Türk turizminde artık pek çok otelciyi çileden çıkaran, turisti otelinden çıkarmadığı, dolayısıyla alışveriş yaptırmadığı için esnafı da bitirme noktasına getiren her şey dahil yasaklanabilir mi?"

Ben yasaklanabilir sanıyordum, ne yazık ki kazın ayağı öyle değilmiş.

Aynı zamanda deneyimli bir otelci olan Cimrin, Türk turizminin artık bel kemiği haline gelen her şey dahil sistemini dünyada en iyi uygulayan ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini, milyonlarca turistin sırf bu sistem nedeniyle tatil rotasını Türkiye'ye çevirdiğini söylüyor.

Ve şunları ekliyor...

"Her şey dahil yasaklanamaz ama yüksek bir otorite tarafından disipline edilebilir. Bu otorite Kültür ve Turizm Bakanlığı'dır. Bakanlık tüm otelcileri dinleyerek, geniş kapsamlı bir çalışma yaparak bir standart getirebilir, böylece önüne gelen her otelci bu sistemi uygulayamaz. Çevremizde birçok kötü örneğini görüyoruz. Alanya'da bu işi hakkıyla yapan da var, her şey dahil'miş gibi çalışan ama müşterisini kandıran, dolayısıyla turizmi baltalayan da. Bakanlık bu işin standartlarını oluşturur, fiziki ve lokasyon yeterliliklerine göre iki yıl süre verir, kendini düzeltmeyenin belgesini iptal edebilir. Bırakmak isteyene geçiş süreci için iki yıl süre verilmeli, çünkü bazı kontratlar bir iki yıl önceden yapılıyor."

Cimrin'in, "Alanya'da bu sistemle hizmet veren tüm tesisler toplansa, 'Biz bu sistemden vazgeçiyoruz' dese, dışarı çıkınca üçü beşi anında bu sisteme geri döner" şeklinde bir de tespiti ve sitemi var.

Uzun lafın kısası...

Bağırsaktaki tenya misali, pek çok otelciyi de artık çileden çıkarmaya başlayan, sabah-öğle-akşam yemeği bedava olduğu için turist otelinden çıkmadığından dolayı küçük esnafı da perişan eden her şey dahil sistemi ile yaşamak, bir ömür geçirmek durumundayız.

Tek çare, Cimrin'in de işaret ettiği üzere, her şey dahil'i disipline etmek, standartlar getirmek, bu işin layığı ile yapılmasını sağlamaktır.

Hükümette Kültür ve Turizm Bakanı koltuğuna oturan en son kişi olan Sayın Numan Kurtulmuş'un son haftalarda turizmle ilgili bir beyanatını duyan bilen oldu mu, merak ediyorum.

İnternete göz gezdirdim, son olarak bayramın ikinci günü, yani 2 Eylül'de memleketi Ordu'ya giderek hemşerileriyle buluşan Bakan Kurtulmuş,
2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin, 16 Nisan'daki referandumdan daha çetin geçeceğini söyleyip Ordu seçmeninden partisine destek istemiş.

Sözün özü...

Alanya'da turizmden ekmek yiyen herkese "Can çekişen 2017 sezonu sizlere ömür" diyor, 2019 seçimlerinin de şimdiden vatana millete hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.