İŞARET
fişeğini dün sabah Alanya Şoförler Odası Başkanı Ali Akkaya yaktı.
Dünkü "Çarşıdan bildiriyorum" başlıklı köşe yazımı sabahın köründe okuyan Akkaya, sosyal medyadan şu mesajı gönderdi: "Alper günaydın. Bu yıl turizm konseptini değiştirelim. Deniz, kum ve güneş üçlüsünden vazgeçip, 'maceraperest', 'ölümü göze alan', 'adrenalin bağımlısı', 'gözü kara' turiste hitap edelim."
Vallahi tutar mı, tutar!
"Süpersin Başkan. Müsaadenle bu önerini ismini de vererek kullanmak istiyorum" dedim, "Sıkıntı yok" dedi.
Kendi aramızda mizah yaptık.
Ne demişler; "İzahı olmayan şeyin mizahı olur."
İşte izahı olmayan bir durum daha...
Alanya Kaymakamlığı önceki akşam turizmcileri topladı, "Güvenlik ve Terör Zirvesi" yaptı.
Mardin'de, Diyarbakır'da veya Şırnak'ta değil, Türkiye'nin turizm kenti Antalya'nın en büyük, en önemli, en geniş yatak kapasiteli, en uzun sahilli ilçesinde, Alanya'da yapıldı bu toplantı.
Ardından, merkez ve kırsal dahil olmak üzere 102 mahallenin muhtarı dün sabah Milli Eğitim Müdürlüğü binasındaki salona çağrıldı, bir de orada "Güvenlik ve Terör Zirvesi" başlıklı toplantı yapıldı.
Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı koordinesinde gerçekleştirilen toplantıda, mahalle muhtarlarına, terör olaylarına müdahale şekli, şüpheli paket ve alınması gereken tedbirler sıkı sıkı tembih edildi.
Terörün amacının halkı yıldırmak, korkutmak ve sindirmek olduğu belirtilen toplantının ardından yapılan açıklamada, terör olayları ile ilgili eğitimlerin turizmciler, sivil toplum kuruluşları ve özel güvenlik birimlerine yönelik devam edeceği belirtildi.
Önce turizmciye, ardından muhtarlara verilen terör ve güvenlik konulu eğitime eyvallah, elbette yapılmalı da, bunun basına servis ediliş şeklinde bir sıkıntı var, hem de çok büyük bir sıkıntı.
Şöyle ki...
Önce "Basına kapalı" denilen ve gerçekten de tamamı basına kapalı yapılan toplantı sonrası, içerik, konuşmalar ve katılımcıların tamamının fotoğraf ve haber metninin Alanya Kaymakamlığı'nın resmi internet sitesine konulması, pek çok meslektaşım gibi bana da tuhaf geldi.
Birincisi; madem basına, yani kamuoyuna kapalı yapıldı, o halde neden toplantının içeriği kamuoyuna duyuruldu.
İkincisi; toplantıda konuşulan konulardan, ortaya atılan fikirlerden basının, dolayısıyla kamuoyunun haberdar olmasının engellenmesi, "Bizim istediğimiz ve sizin bilmeniz gereken kadar bilgiyi sosyal medyadan alın" denilmesi, sizce de tuhaf değil mi?
Madem herkesle ve her kesimle bu toplantılar periyodik olarak yapılacak, o halde bu gizlilik neden?
Misal, vakti bol olup da o toplantıya katılım sağlayanlar, terörle nasıl mücadele edileceğini öğreniyorsa, vakti olmayıp da toplantının amacı ve içeriğini en azından medyadan duyup buna göre önlem almak isteyenler ne yapacak?
Toplantıya katılabilenler vatandaş da, katılamayanlar değil mi?
Toplantıda Alanya kamuoyunun büyük çoğunluğunun bilmemesi, öğrenmemesi gereken konular mı anlatılıyor?
Güvenlik ve terör, sadece turizmcilerin ve muhtarların sorunu mu?
Simitçisinden butikçisine, ayakkabı tamircisinden gazetecisine, bu şehirde yaşayan bireyler, sır gibi saklanan ve basının alınmadığı bu tür toplantılarda konuşulan mevzuları, ortaya atılan öneri veya uyarıları nasıl, nereden, kimden ve hangi kaynaktan öğrenip bilgi alabilecek, buna göre güvenlik tedbirleri uygulayacak?
Sorular, sorular, sorular.
Hepsi de daha öncekiler gibi yanıtsız, askıda kalacak, biliyorum.
Ama askıda kalmayacak olan bir gerçek var ki, o da şudur.
Bir turizm memleketinde, üstelik kriz yaşayan ve her bir turiste ayrı ayrı ihtiyaç duyan bir şehirde, madem "terör" ve "güvenlik" konulu bir toplantı yapılıyor, içeriği ne kadar sert olursa olsun, bunun adını daha yumuşak sunmak gerekir.
Devlet Baba'nın Alanya'daki en üst düzey temsilcisi konumundaki bir makamın, resmi internet sitesinden verilen haberin başlığını, "Alanya Kaymakamlığı'ndan turizmcilere terörle mücadele kapsamında eğitim verildi" şeklinde servis etmesi, hiç şüphesiz Alanya'nın rakibi olan diğer şehirlerin ve ülkelerin ekmeğine yağ sürecektir.
Bahse konu rakip şehirlerin ve ülkelerin gazete ve televizyonlarında, "Bakın, Alanya'da mülki amir terörle mücadele eğitimi veriyor, hem de turizmcilere" diye çarşaf çarşaf haber yapılsa, bu haberler aleyhimizde propaganda malzemesi olarak kullanılsa, bunun Alanya'yı nasıl olumsuz etkileyebileceğini varın, siz hesap edin.
Diyeceğim o ki...
Şuyuu vukuundan beterdir.
Yani, bir şeyin söylentisinin yayılması, onun gerçekleşmesinden daha büyük zarar verir.
"Bakın, Bodrum'da, Fethiye'de, Marmaris'te bu tür toplantılar olmuyor. Alanya'da kamuoyuna açıklanmayan çok ciddi bir sıkıntı mı var ki bu tür terör ve güvenlik konulu toplantılara ihtiyaç duyuluyor?" söylentisi bir yayılırsa, bomba patlamasından daha büyük olumsuz etkisi olur, benden söylemesi...