Turizm sektörü kirletiliyor

SABAHIN erken saatlerinde telefonum çalıyor. Karşımda; daha önce bir otelde rezervasyon yaptırmış ve bedelini banka kanalıyla ödemiş bir aile. İstanbul'dan yola çıkmış, ailesi ile birlikte güzel bir tatil yapma hayali ile Alanya'ya...

SABAHIN

erken saatlerinde telefonum çalıyor. Karşımda; daha önce bir otelde rezervasyon yaptırmış ve bedelini banka kanalıyla ödemiş bir aile. İstanbul’dan yola çıkmış, ailesi ile birlikte güzel bir tatil yapma hayali ile Alanya’ya doğru geliyor. Aracı ile yolda gelirken rezervasyon yaptırdığı otelden aranıyor ve arayan yetkili; “sizin otelinizi değiştirdik, bize geldiğinizde elemanlarımız sizi otelinize götürecektir” deniliyor. Misafirimiz tüm itirazlarına rağmen sonuca ulaşamayınca beni arayıp yardım istiyor.

Bir başkası; aylar önce rezervasyonunu yaptırmış, toplam bedelin yarısını da ödemiş ve yılın yorgunluğunu çıkarmak için ailesiyle birlikte otele gelmiş. Fakat; rezervasyonda belirtilen oda başka birisine verilmiş ve kendilerine de havasız ve karanlık bir oda gösterilerek, geçici olarak burada kalmaları, beğenmedikleri takdire ödemiş olduğu parayı 20 gün içinde kendilerine iade edileceği, başka bir otelde kalmaları söylenmiş.

Bir başkası; sabah ofise geldiğimde beni bekleyenlerin olduğunu görüyorum. Ofise giriyoruz vatandaş perişan bir vaziyette başlıyor anlatmaya. Otelin birisine 4 kişilik rezervasyon yaptırıyor ve bedelini de banka kanalıyla ödüyor. Keyifle geldiği otelin kapısını çalıyor. Kendilerini karşılayan görevli; otelin onarımda olduğunu, ödemiş olduğu bedelin de en kısa zamanda kendilerine gönderileceğini söylüyor.

Bir başkası; 3 kişilik rezervasyon yaptırıyor, bedelini banka kanalıyla ödüyor. Ancak, otele geldiklerinde;

biz sizi aile zannettik, eşsiz olduğunuzu bilseydik sizi kabul etmezdik, bu nedenle sizi kabul edemeyeceğiz, ödemiş olduğunuz paranızı da en kısa zamanda hesabınıza iade edeceğiz” yanıtını alıyor.

Bu makaleyi yazarken bir telefon alıyorum. (Tarih: 10 Temmuz Pazartesi,saat: 14.34) Arayan vatandaş; otelin internet sitesini inceleyerek rezervasyon yaptırdıklarını, ancak otele geldiklerinde, internet sitesinde gördüklerine benzer bir yer olmadığı, dökük ve salaş bir otel olduğu, mağdur olduklarını, ödemiş oldukları paranın da geri verilemeyeceği cevabını aldıklarını belirterek bizden yardım istiyor.

Turizm sezonunda bu ve buna benzer olayları yıllardan beri yaşıyoruz. Yapmayın, etmeyin, bu sektörü kirletmeyin, bu insanların hayallerini üç kuruşa satmayın diyoruz ama, haksız kazancı şerefinden önde tutan, adaletten nasibini almamış ve turizmden haksız kazanç sağlayan bir çok tesis sahibi veya işletmeci var.

Devleti yönetenlerin yanlış dış politikaları nedeniyle sürekli gerileyen dış turizm maalesef devasa tesisleri kapanacak hale getirdi. Dış politikadaki yanlışlara devam edildiği ve yerli portföyü de oluşturulmadığı sürece, turizm artık ekmek kapısı olmaktan çıkacak. Yerlinin 150 TL ye tatil yaptığı otellerin çoğunda yabancıların 10 – 13 dolara tatil yaptığını herkes biliyor. Yabancıların önünde gereksiz yere takla atıldığını, yerli vatandaşlarımızın da dışlandığını herkes biliyor.

Bu zihniyet devam ettiği sürece hiç kimse kusura bakmasın varınızı yoğunuzu kaybedersiniz. Sorsam benden fazla dindarsınız, benden fazla dürüstsünüz, benden fazla milliyetçisiniz. Aslında; siz ve sizin gibileri hiçbir şeysiniz. Ne demek istediğimi anlamış olmalısınız.

Şu anda bir telefon daha aldım. Saat 15.01. Arayan vatandaş Samsun’dan ailesi ile birlikte Alanya’ya geliyor. Yerli bir tur şirketinden rezervasyon yaptırmış ve bedelini de ödemiş. Ancak otele geldiğinde; o tur şirket ile otelin herhangi bir anlaşması olmadığı ve kendileri adına ayrılmış bir rezervasyon olmadığı bilgisi üzerine dünyası kararmış.

Dile getirdiğim bu sorunlar, sadece turizmle ilgili gün içinde şahit olduklarımdır. Diğerlerini yazmaya kalksam sayfalar doldurur. Tabi ki bu vatandaşlarımıza gerekli bilgileri aktararak yardımcı olmaya çalıştık.

Şimdi ben; bu iddiaların doğruluğunu tespit ettikten sonra, bu tesislerin adlarını açıklasam, yürürlükteki yasa sahip olduğum bir evimi “ticari itibarını sarstığım için” elimden alır. Peki mağdur edilen bu vatandaşların hakları ne olacak.? Dava açsa sonuçta en erken bir yıl sonra sadece ödedikleri bedeli alabilecekler. Kaybolan hayalleri, beklentileri, ellerindeki valizlerle çektikleri çileler ne olacak?Adalet mi bu ?

Görülüyor ki adaletsizlik diz boyu.

Şimdi soruyorum: Yukarıda dile getirdiğim sorunların acilen çözümü mümkün mü? Hayır. O halde; vicdanla, ahlakla bütünleşmemiş yalın bir adalet, sorunları çözmez, aksine kaos yaratır.

Sonuç olarak; adalet isteyenleri itibarsızlaştırmaya çalışmakla, eleştirip, alay edilmekle ne kadar büyük bir yanılgı içerisinde olduğumuzu, adaletin bir gün herkese lazım olabileceğini bir kere daha hatırlatmak istedim.

Saygılarımla.