Son
iki haftada sizlere havalimanı kentleri ve kargo havalimanları hakkında bilgi vermiştim. Kısaca hatırlayacak olursak, her ikisinde de havalimanları sosyal/ticari-sanayi faaliyetlerinin odağında kalmakta ve hizmet verdikleri kent/bölge ile bütünleşik yapıda kuruluyor/gelişiyordu. Turizm havalimanları ise hem havalimanı sınırları içinde hem de çevresindeki yerleşimler olarak çok daha farklı özellikler göstermekte.
Önce bu farklılıklar nelerden kaynaklanmakta, görelim.
-Turizm havalimanları ağırlıklı olarak tarifeli değil tarifesiz uçak seferlerine (turist taşımacılığı) hizmet vermektedir.
-Bulundukları bölgenin turizm koşullarına paralel sezonsal uçuşlar ağırlıklıdır (Örneğin ülkemizde yoğun uçuşlar yaz sezonunda gerçekleşmekte, bu havalimanları kış aylarında neredeyse boş kalmaktadır).
-Havalimanına yönelik uçuş/yolcu trafiği tek yönlüdür (bağlantı-aktarma uçuşları genelde yoktur).
-Kargo taşımacılığı azdır veya yoktur.
Turizm seyahatlerinde uçağa olan ilgi 1980’ler sonrasında havayolu ulaşımında yaşanan serbestleşme ile artmış, “ucuz ücretli (low-cost)” havayolu taşıyıcılarının devreye girmesi ve uçak bilet fiyatlarındaki düşüşler sonucunda, bu ilgi sürekli bir artışı beraberinde getirmiştir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) verilerine göre 2014 yılında dünyada 3,2 milyar yolcu uçak ile seyahat etmiştir. BM Dünya Turizm Örgütü (UN WTO) verilerine göre de 1,2 milyar turist hareketi gerçekleşmiştir. Son 10 yılın verilerine göre, gerek uçak yolcu gerekse turist sayısı her yıl %5’ler seviyesinde artmakta ve seyahatlerinde uçağı tercih eden turist sayısı da artmaktadır. Bu da turizm havalimanlarının daha da gelişmesine neden olmaktadır. 2014 yılında ülkemize gelen turist sayısı 41,4 milyon olup gelen turistin %70’i uçağı tercih etmiştir (TUIK; Türkiye İstatistik Kurumu). Turizm havalimanları yıllık hizmet verdikleri uçak/yolcu sayısı ne olursa olsun iki temel sorun mevcuttur. Bunlardan ilki, hizmet verilen bölgede turizm faaliyetleri ne kadar mevsimsel ise havalimanı yolcu yoğunluğu da o kadar mevsimsel olmaktadır. Havalimanı büyüklüğünü (kapasitesini) en çok yolcunun geldiği güne göre yapamayacağınızdan ister istemez bazı istisnai günlerde (ulusal bayramlar, vb.) çok yoğun yolcuya hizmet verilmek durumunda kalınmaktadır. Bunun tersi olarak da, havalimanı bazı aylarda boş kalmaktadır. İkinci sorun hizmet verilen bölgede turizm çeşitlemesi yok ise havalimanı faaliyetleri sadece sezonla kısıtlı kalmakta bu da işletme maliyetlerini oldukça yükseltmektedir. Dünyadan örneklere bakacak olursak, Meksika Cancun, Kanarya Adaları Teneriffe, Fransa Nice Havalimanları tipik turizm havalimanlarıdır. Bu havalimanlarının her üçü de yoğun tarifesiz uçuşlara ve sezonsal yolcuya sahiptir. Türkiye’de ise Antalya, Gazipaşa-Alanya, Muğla Milas-Bodrum ve Dalaman Havalimanları bu kapsamdadır. Bu havalimanlarımızdan hepsi havalimanı veya terminal tesisleri olarak özel sektör işletiminde ve tesis/kapasite – hizmet kalitesi olarak oldukça iyi konumdalar. Turizm havalimanlarındaki yolcu beklentilerine gelince, gelen turistin hızlı bir şekilde kalacağı konaklama tesisine ulaşımı çok önemlidir. Havalimanı hizmetleri yeterince hızlı sonuçlandırılmalıdır. Ulaşım araçlarına (genellikle otobüs) ulaşım kolay ve hızlı olmalıdır. Konaklama tesislerine ulaşım çok uzun sürmemelidir. Durum böyle iken bir çok turizm havalimanında sadece karayolu ulaşımı mevcuttur. Çoğu zaman, konaklama tesislerinin havalimanına uzak oluşu ve karayolunun kapasite yetersizliği sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bunu ülkemizden örneklemek gerekirse, bahsedilen havalimanlarımızdan özellikle Milas Bodrum Havalimanı konaklama tesislerine oldukça uzak mesafededir, benzer durum Dalaman Havalimanı için de söz konusudur. Antalya Havalimanı kimi tesislere yakındır, kimilerine uzaktır, ancak karayolu trafiği yoğundur. Gazipaşa-Alanya Havalimanı ise Alanya’ya yakın sayılabilir ancak Alanya ötesi için mesafeler uzundur. Alanya’ya kadar karayolu trafiği pek yoğun değilse de Alanya-Antalya arasında zaten yoğun olan trafik nedeniyle ve de çok sayıdaki trafik ışığı sonucu yolculuk süresi uzamaktadır. Turizm birçok kent, bölge için hayati öneme haiz ekonomik bir faaliyettir ve sürekliliği çok önemlidir. Bu durumda yapılması gereken ulaşım bağlantılarını en iyi şekilde düzenlemektir. Aksi takdirde, havalimanında ne kadar iyi ve hızlı hizmet verirseniz verin 2-3 saat uçak yolculuğu sonrasında bir saati bulan veya daha uzun süreli karayolu seyahati ile turisti bunaltırsanız tekrar gelmesini veya çevresine tavsiye etmesini sağlayamazsınız. Tatilini tamamlayıp giden yolcu için de sorunlar mevcuttur. Bunlardan en önemlisi uçuş saatinden çok önce ve de toplu şekilde havalimanına getirilmeleridir. Bu noktada, havalimanı terminal hizmetleri ve bekleme alanlarının kapasite olarak uygunluğu ön plana çıkmaktadır. Ülkemiz havalimanları bu açıdan oldukça yeterli olsa da gereksiz birikimleri ortaya çıkabilmektedir. Son olarak, turizm havalimanları yolcu sayısının artırılması için gerekli turizm çeşitlendirmesinden bahsetmek istiyorum. Yukarıda da ifade ettiğim gibi sadece deniz/güneş turizmine yönelik faaliyetlerin havalimanının deniz sezonu dışında boş kalmasına neden olmaktadır (Tabi ki kent/bölge tesisleri de boş kalmaktadır). Öncelikle yaz sezonu dışında gerçekleştirilebilecek kongre/fuar hareketliliği sağlanmalıdır. Tarihsel geçmişi/ziyaret alanları bulunan bölgelerde kültür turizmi geliştirilebilir. Sanat faaliyetleri artırılabilir, sağlık turizmi oluşturulabilir. Bunun yanı sıra bölgenin özelliklerine göre, sportif aktiviteler ile de çekim merkezi haline gelinebilir. Bunlar ancak planlı, karar vericilerinde dahil olduğu tüm tarafların katıldığı çalışmalar ile sağlanabilir. Çoğu ilimizde her yaz öncesi yapılan “ne yapabiliriz” türünde toplantı/çalışmalar ile bir sonuca varılamayacağını hepimiz biliyoruz. Konuşuluyor, yazılıyor, sonuç yok. Bunlar bir günde, ayda, yılda yapılacak işler değil. Orta ve uzun döneme yönelik çok ciddi çalışmaları yapılması ve arkasında yatırımlara yönelik kaynağın bulunması gerekiyor.
İyi bir turizm sezonu geçirmek dileği ile haftaya görüşmek üzere…