Her ne kadar hükümetteki yeni düzenlemeyle(!) kültür bakanlığı görevine çekildiyse de, kâğıt üstünde hala turizm bakanı olarak Ertuğrul Günay görünüyor… Bakan Günay, Alanya’dan hazzetmiyor! Bunun kendince nedenleri olabilir. Ama bakan bir hata yapıyor: Her kötü örnekte Alanya’nın adını anıyor… Seçim öncesi, solcu geçmişi yüzü hürmetine İzmir’i “kazanması” için görevlendirilen Günay’ın, oradaki konuşmalarında, “ders alınan olumsuzluklar”, “ alt-üst yapısı tamamlanmamış yatırımlar”, “ucuz turist beldesi” örneklerini verirken hep Alanya’dan bahsetmesini hatırlıyoruz.Bakan, “Sürdürülebilir turizm için doğayı korumak gerek” diyor. Ama bakanlık, bir otel yapımı için Alanya İncekum Orman Kampında girişilen ağaç kıyımı konusunda yetkisiz olduğunu söylüyor… Beri yandan verdiği son demeçlerin birinde, “Otel müşterisini halkla birleştirebilecek bir turizm çeşitlemesine gidilmeli” diyerek tam da Alanya’daki turizmi, şehrin adını anmaya gerek görmeden tarif ediyor… Bu yüzden, Alanya kendisini Günay’a sektörün düzgün temsilcileri(!) aracılığıyla anlatmalı. Günay’a mı, yoksa turizm bakanlığı teşkilatına mı ait olduğu belli olmayan kötü Alanya algısı kırılmalı.ALANYA’NIN TURİST PROFİLİ DEĞİŞİYOR MU?Alanya’nın muhafazakâr yapısı, AKP iktidarının kafasındaki turizmle gittikçe uyum sağlamaya başladı. Alanya şehir içi plajları, okulların kapanmasıyla, haşemalı ve uzun paçalı giysili insanların akınına uğruyor. Müslüman olduğu tesettürlü giyimleriyle anlaşılan yabancılar da, sokakları dolduruyor. Ramazan ayının gelmesiyle ise plajlar ve şehir aniden boşalıyor. İşin ilginci, “şehrin terk edilişi” otelci ve acenteci tarafından yadsınıyor… Bu “görmemezlikten gelme hali”, Ramazan’a özgü düşüş konusunda Alanya turizm otoritesinin önlem alma iradesini zayıflatıyor...Sözde “Arap Baharı”nı yaşayan ülkelerin turizm bakanlarının mesajlarını okuyoruz. Tunus Turizm Bakanı Fakh Fakh, “Bırakın bikiniyi alkol yasağını, başörtüsü konusunda bile kısıtlama söz konusu değil. Bu sözler turizme zarar veriyor”… Mısır Turizm Bakanı Münir Nuri Abdel , “Medyanın Mısır algılamasından şikâyetçiyim” şeklindeki demeçlerle turizm pastasındaki azalan paylarını geri alma peşindeler. Bize çok uzakmış gibi duran bu gelişmeler, gün gelir gündemimize oturur mu dersiniz? Ocak başında, turistlere camileri rehberlerin değil ama imamların gezdireceği, hutbe özetlerinin İngilizce okutulacağı açıklanmıştı. 23 Şubat’ta da Antalya il müftüsü Çelik çocuklardan ilahi korosu kurulup, yaz aylarında turistlere konser verileceğini açıklamıştı. İlginç yenilikler! Bu yıl Ramazan ayının yanında iki büyük spor olayı, Haziran’daki Avrupa Futbol Şampiyonası ve Ağustos ayında gerçekleştirilecek Olimpiyat Oyunları var. Zaten 60 günlük dolu sezonu olan Alanya, gerekli önlem alınmadığında yine düş kırıklığı yaşamaya aday…Turizmciler tatil tercihlerini belirlemede kadınların aile içindeki rolünün arttığını söylüyorlar. Bu farklı görüş de belki tanıtım stratejisi saptamada yararlı olabilir… Öte yandan, dünya turizmcisinin gözdesi(!) Alman turistin, Alanya’ya tekrar yönlendirilmesi için özel çabanın gerektiği gün gibi ortada… Alman’ın yüzde 55 oranında online rezervasyon yaptığı gerçeği ise, hazırlıklı olunması gereken bir başka konu…YEREL YÖNETİM, TURİZM ESNAFI İLİŞKİSİDedeman Hotels Resorts yönetim kurulu üyesi Herzog, çok açık yüreklilikle, “Antalya bölgesinin, tur operatörleri tarafından düşük turist profiline hizmet eden ucuz bir tatil beldesi olarak yaratıldığını” söyledi. Alanya, şehir içinde turizm yapılan bir destinasyon olarak işte böyle bir turist görünümüne hizmet veriyor. Alanya turizm esnafı ya da çalışanının fırsatçı, kural tanımaz, günü birlik kazançlara yönelik davranışı, yerel otoriteyi karar alırken onlarla işbirliğine gitmemeye, danışmamaya, fikrini almamaya zorluyor. Esnafın temsilcisi oda başkanları da orta yolcu olunca, turizm kazançlarından pay alması beklenen esnaf ve onu düzenlemek, denetlemek görevindeki yerel yönetim barışık olamıyor. Bu da Alanya’ya zarar veriyor…YARIN: ALANYA’NIN İMAJI DEĞİŞİR Mİ?