SEÇİMDİ
, Ramazan'dı, Bayram'dı derken, Alanya Kaymakamı Sayın Hasan Tanrıseven ile epeydir görüşemiyorduk, sağ olsun bizi dün makamında misafir edince açtık teybi, merak edilen bir kaç soru yönelttik.
***
İlk sorum, "Turizm sezonu nasıl geçiyor?" oldu.
Sayın Tanrıseven dedi ki...
"Hafta sonunda bir kaç turizmci ile görüştüm, otelleri gezdim, sahilde güneşlenen veya denize giren turistleri gözlemledim.
Özellikle bayramdan önceki haftadan itibaren Alanya'da bir yoğunluk başladı. Mesela bu hafta sonu bayramdan da kalabalıktı. Turizmde toparlanma süreci yaşandığını görüyoruz.
Temennim, Temmuz gibi bunun Ağustos'ta da devam etmesi yönünde.
Su sporları, sahil büfeleri ve otelciler 'Bugünkü durumdan memnunuz' diyorlar. 'Ağustos ayında belki bu kadar kalabalık olmaz' diyorlar ama ben inanıyorum ki Ağustos ayı da dolu geçecek.
Belki Nisan, Mayıs ve Haziran biraz zayıf gibiydi ama burada üzerimize düşen görevi yapıp daha duyarlı olmamız gerekir.
Çünkü turist buluttan nem kapıyor. Bu çerçevede turisti rahatsız etmeden, nazik davranarak sezonu sorunsuz bitireceğiz inşallah.
Alanya turizminin iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Çeşitli sorunlarımız var, bunların farkındayız ama çözmek de hem bizim hem de turizmcilerin görevi."
***
İkinci sorum şu oldu: "Malum, gerek içte gerekse dışta ülke olarak çeşitli sorunlar yaşıyoruz. Geçen hafta Manavgat'ta canlı bomba olduğundan şüphelenilen bir kadın yakalanıp tutuklandı. Alanya'da kamuoyunun buna benzer konularda bilmesi gereken olumsuz bir durum var mı?"
Sayın Tanrıseven bu soruya şu yanıtı verdi...
"Devletin kolluk kuvvetleri görevinin başındadır. Kolluk kuvvetlerimizle sık sık geniş kapsamlı değerlendirme toplantıları yapıyoruz.
Amacımız, turizme en ufak bir zarar gelmeden, hem vatandaşın hem de yerli ve yabancı konuklarımızın can ve mal güvenliğini korumak. Bununla ilgili güvenlik birimlerimiz hassasiyetle çalışıyor.
Şu an maalesef ülkenin bazı bölgelerinde olaylar var, bu da bizi üzüyor. Fakat devletin bütün birimleri görevinin başındadır. Kimsenin bir endişesi olmasın."
***
Kamuoyunun merak ettiği bir başka husus ise, Büyükşehir Yasası'ndan kaynaklanan yetki karmaşasından dolayı Alanya Belediyesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi arasındaki sürtüşmenin devam edip etmediği konusu olunca, şehrin mülki amirine bunu da sordum.
İşte Sayın Tanrıseven'in yanıtı...
"Buna 'Kurumlar arası sürtüşme' denilmez ama Büyükşehir Yasası yeni bir uygulama olduğu için bazı sorunların çıkması doğal.
Ama sorun çıktığı zaman bunu çözmek de bizim görevimiz. Kimi kanunu kendine göre algılayabilir ya da yanlış bilebilir.
Öte yandan bu durumun daha önce uygulaması yok. İline veya ilçesine göre farklı uygulamaları vardır ama bu konuda sorun çıktığı zaman bunları çözmek, tarafları uzlaştırmak bizim görevimiz.
Ben şehrin mülki amiri olarak gerek Alanya Belediyesi'ni gerekse Büyükşehir Belediyesi'ni iyi niyetli görüyorum. Sürtüşmelerin son dönemde azaldığını düşünüyorum.
Sonuçta her iki kurum da Alanya halkına hizmet etmek için görev yapıyor. İlk geldiğim zamanla şimdiki gözlemime göre yetki karmaşasının azalmakta olduğunu hissediyorum.
Fakat bazı konularda işbirliği yapılması gerekiyor. Özellikle vatandaşa hizmetlerin sunulması, turistin rahat ettirilmesi için bu şart.
Alanya'nın kavgaya ve sürtüşmeye değil, uzlaşmaya ve hizmete ihtiyacı var. Vatandaş bunu istiyor."
***
Göreve başladığı dönemde sarf ettiği "Alanya, Türkiye'nin Miami'sidir" iddiasının halen arkasında olup olmadığını da sordum, Sayın Tanrıseven, "Hem de sonuna kadar" dedi ve şunları ekledi...
"İddiamı sürdürüyorum, çünkü bu iddiamı Amerikalılar da destekliyor.
Hafta sonu Kızıl Kule'nin yanında açtığımız 'Eski Alanya Fotoğrafları' sergisine katılan dostlarımız, 'Alanya'daki tarih Miami'de bile yok' dedi. Evet, Miami güzel bir sahil kenti. Ama Alanya'nın da Miami'den hiç bir eksiği yok.
Bizim bu potansiyeli daha yükseğe çıkarmamız gerekiyor. Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat da bu söylemime köşe yazısında hak vermişti.
Eğer Alanya'nın kıymetini bilirsek, gerçekten bir Miami olacaktır. Türkiye'de Alanya gibi eşi benzeri olmayan bir yerleşim yeri olduğunu düşünmüyorum. Çünkü burada turizmle kent iç içedir.
Aynı zamanda 70 kilometrelik sahil bandıyla, tertemiz kıyılarıyla binlerce yerli ve yabancı turiste hizmet ediyor. Türkiye'ye yerleşen yabancıların 3'te 1'i Alanya'da.
Tarımsal potansiyeli, tropikal meyveleriyle de Miami'den hiçbir farkımız yoktur. 81 vilayetten ve 78 milletten insanın Türkiye'de yerleştiği ender yerdir Alanya."
***
Son olarak...
"Pek çok meslektaşınız ve devlet memuru gibi, bu şehrin büyüsüne kapılıp bir gün emekli olduğunuzda Alanya'ya yerleşmeyi düşünür müsünüz?" diye sordum, Sayın Tanrıseven tüm içtenliği ile şu yanıtı verdi...
"Şu anda öyle bir düşüncem yok. Fakat ben Alanya'ya ilk olarak 1990 yılında gelmiştim. O zamanlar turizm sektöründe çalışıyordum.
Söylediğim ilk söz 'Alanya çok güzel, yaşanılır bir kent' olmuştur, halen de böyle düşünüyorum. Ama bu işler nasip kısmet işidir."
***
Son söz...
Halefi olan eski Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir'in durumunu, Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi'nin muhtemel evliliğini, Alanyaspor'a yeteri oranda mali destek sağlayıp sağlamadığını da soracaktım, zamanımız yetmedi.
"İnşallah bir sonraki buluşmamızda" diyorum, verdiği içten ve dobra yanıtlar için Sayın Tanrıseven'e bu sütunlar aracılığı ile bir kez daha teşekkür ediyorum...