TİK
, bir kas grubunda, tekrarlayan istemsiz hareketlerin ortaya çıkmasıyla meydana gelen bir problemdir. Bu hareketler, göz kırpma, ayak sallama, omuz silkme, burun çekme, boğaz temizleme ve buna benzer birçok davranış şeklinde ortaya çıkabilir. Bu tür belirtiler genellikle 18 yaş öncesinde ortaya çıkar ve görülme olasılığı erkeklerde kızların üç – dört katı daha fazladır. Tiklere eşlik edebilecek diğer belirtiler ise takıntılı davranış, dikkat sorunları ve acelecilik gözlemlenebilir. Çoğu çocukta görülen tikler kalıcı değildir. Bu tür geçici tikler bir aydan önce kendiliğinden ortadan kaybolur. Ancak bir tik bir yıldan fazla sürerse kronikleşme durumu söz konusu olabilir. Tikleri kontrol etmek bir anlamda hapşırmayı engellemeye çalışmak gibidir. Tikler, stresli durumlarda artar, rahat ve uykunun olduğu durumlarda azalır. Tiklerin istemsiz yapıldığı unutulmamalı ve tikleri olan çocuğa kırgınlık ya da öfkeyle karşılık vermemeye özen gösterilmelidir. Ayrıca çocuğu sürekli olarak uyarmak ve var olan tikine dikkat çekmek, tikin kalıcılığına neden olabilir. Tikli çocuklarda, diğer çocuklara oranla daha fazla duygusal bozukluklara rastlanır. Bunlar kaygı bozukluğu ve saldırganlık türünden belirtilerdir.
TİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Tedavide ilk amaç, tikin sadece motor bir belirti olmadığını, aynı zamanda duygu ve düşüncelerin de ifadesi olduğunu anne – babalar unutmamalıdır. Tedavi sürecinde davranışçı yaklaşımdan sıklıkla yararlanılır. Tik geçse bile temelindeki kaygı kalabilir. Bu nedenle tikle baş etme sürecinde ailelerin profesyonel yardım almaları önemlidir. Psikolojik destek öncesinde, nörolojik incelemeden geçmesi faydalı olacaktır. Tikli çocuğun karşısında anne-baba, önce genellikle stres altında ve heyecanlı durumlarda şiddetlendiğini bilerek hareket etmeli, çocuğa uygun bir yaşam ortamı hazırlamalıdır. Tikin kısa vadede düzelemeyeceği ya da tekrarlayabileceği akıldan çıkarılmadan, sabırlı, anlayışlı ve hoşgörülü bir tutum içerisinde bulunulmalıdır. Ayrıca, tikler çocuğun sosyal ilişkilerini ve okul başarısını etkileyebilir. Buna bağlı olarak çocuğun özgüvenini tehdit eder. Bu nedenle çocuğun çeşitli spor veya sosyal etkinliklere katılmasını desteklemek, kaybettiği statüsünü ve özgüvenini yeniden kazanmasına yardımcı olur.