SON
günlerde Türkiye Cumhuriyeti’ne başkaldıranların, sosyal medya ve görsel yayın organlarında bolca yer verilerek birer idol olarak gösterilmesi yeni moda oldu.
Geçtiğimiz günlerde eski futbolcu Rıdvan Dilmen’in açıklamaları yeniden fitnenin fitilini ateşledi. Gençlerimize Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne baş kaldıranların idol olarak gösterilmek istenmesi, kasıtlı, bilinçli olarak yayın organlarından pompalanması, milli değerlerinden koparılmış, içi boşaltılmış bir Türk gençliği yaratma çabalarından başka bir şey değildir.
Türk gençliğinin en büyük idolü Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk yeni devletin temellerini Türk milliyetçiliği üzerine kurarken, bugünün sözde Atatürkçüleri ise savundukları teröristlerin, milliyetçilere “Faşist” yakıştırması yaparak, 1966 ile 1971 yılları arasında, sözde devrim adına, sözde halk adına sayısız şekilde üniversite işgal ederek, yüksek tahsil amacı ile gelen binlerce öğrenciyi öğrenim hakkından mahrum bırakmış, banka soymuş ve zorla insan kaçırmıştır. Birçok kanlı eylemin planlayıcısı olmakla beraber bizatihi kendisi de bu eylemlere katılarak, masum insanların canının yanmasına sebep olmuştur. “Devrim kanla yazılırsa hükmünü verir!” düşüncesi ile Filistin’e giderek her türlü silah eğitimi almış ve aldığı silah eğitimi ile şerefli Türk askerine, polisine kurşun sıkmıştır.
Deniz Gezmiş 1972 yılında idam edildi. Yalnız 1968 kuşağı olarak anılan birçok Deniz Gezmiş taraftarının ve hayranının hep bir kuyruk acısı kalmıştır. Çünkü devrim diye diye memleketi böleceklerdi ama muratlarına eremediler.
Onlar hesapta Amerikan emperyalizmine karşıydılar ancak Marksizm, Leninizm çağrıları altında Sovyet emperyalizminin Türkiye’yi nasıl bir uçurumun eşiğine getireceklerinin de farkında bile değildiler. Çünkü şahsın idam sehpasında canını teslim ederken bile sarf ettiği son sözleri ‘Hakkınızı helal edin’ olmamıştır. Tutanaklara geçen resmi bilgilere göre “Yaşasın Marksizm-Leninizm'in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi” sözleri ile asıl gayelerinin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bir Türk gencine idol olarak gösterilmek istenen Deniz Gezmiş, TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca mahkum edilmiştir. Bu madde Türkiye Cumhuriyetini yıkma eylemi olarak adlandırılan madde “Vatan Haini ve Terörist” tabirleri ile anılmaktadır.
Suçları sabit olan ve yaptıklarından pişman olmadığını defaatle söyleyen bir şahsın Türk gençliğine ve devlet büyüklerine benzetilmesi, şuursuzluk ve yakın tarihimizden bihaber oluşlarındandır.
Türk milletinin tarihte örnek alabileceği nice cevherleri, kahramanları vardır. Ama bu kahramanların hiç biri devletine baş kaldırmamış, Türk’ün övüncü olmuşlardır.
Göğüslerinde ateist Che Guevara ile dolaşan, bebek katili PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a özledim methiyeleri düzen Ahmet Kaya dinleyen, sırtına yeşil parka atıp, daha anlamlarının bile ne olduğunu bilmediği söylemlerin peşinde kızıl bayrak sallandıracağız nidaları atan Deniz Gezmiş hayranları, bu devlet bizlere ceddimiz Oğuz’dan, Alparslan’dan, Fatih’ten, Atatürk’ten emanettir.
İdollerimiz, tarihimizin asıl kahramanları Türk’ün bükülmez bilekleridir.
Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türk Milliyetçiliği iradesinin bugünkü temsilcileri olarak, bugün ve tarihte devletimize, milletimize hainlik edenleri öven, övdüren hiç kimseye fırsat vermeyecek güce ve kudrete sahibiz.
Türk gençliği atasının izinden ayrılmayacak, gayri milli olan hiçbir fikriyatın temsilcilerine müsemma göstermeyecektir.
Sözlerime son verirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmakta yarar görüyorum:
"Milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlerin şikarıdır."