Temiz insanlar asla leke tutmazlar

KARATE Kid diye bir film var. Muhakkak izlemişsinizdir. Karate öğrenmek isteyen zayıf ve çelimsiz bir çocuğun okulda arkadaşları tarafından dalga konusu olmasını ele alır. Arkadaşları dalga geçer ve 'Senden karateci olmaz.” derler....

KARATE

Kid diye bir film var. Muhakkak izlemişsinizdir. Karate öğrenmek isteyen zayıf ve çelimsiz bir çocuğun okulda arkadaşları tarafından dalga konusu olmasını ele alır. Arkadaşları dalga geçer ve “Senden karateci olmaz.” derler. Çocuk boynu bükük bir vaziyette hocası Miyagi’nin yanına gider. Hocası “Ne oldu?” diye sorar. Çocuk der ki: “Benden karateci olmazmış, okulda dediler”. Miyagi Hoca güler ve der ki: “ Eğer söylenenlere katılıyorsan sen gerçekten de öylesin, yok hayır ben öyle değilim diyorsan sadece olmak istediğin gibi düşün. Diğerlerini de çok önemseme…” der.
Bizler mi tuhafız yoksa diğerleri mi?
Bu soruyu bu ara sık sık sorar oldum kendime…
İnsanlar tuhaf, evet. Sadece tuhaf bile değil, varlıkları ile yoklukları hiçbir şey ifade etmeyen "insancıklar" var.
Görüntüsü insan gibi olmasına rağmen içi tıpkı boş bir savaş davulu gibi, sadece ses veren duygu, algı ve muhakeme yeteneğinden yoksun "insancıklar", bu sözünü ettiklerim...
Tanısın, tanımasın, saçmasapan karalama politikalarıyla, asılsız sözleriyle size, yaptığınız işe laf eden bir sürü boş "insancık" var...
Takmayın!
İnsanların iyi niyetini suistimal ederek kendi çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan zihniyetler, zavallı olduklarını fark edemeyecek kadar zavallı geliyorlar, nedense bana.
“Şişik ego, bastırılmış bir travma göstergesidir oysaki ve sağaltım şarttır. Yazık!” diyorum.
Diyorum demesine de yine de olmuyor, yediremiyorum bazı şeyleri.
Samimiyetsiz geliyor...
Bazı insanlar, vazgeçilmez olduklarını düşünen diktatörler gibiler ve dünyayı sadece kendi ütopyalarında yaşıyorlar.
Kimse kimsenin penceresinden bakmayı yeğlemiyor, istemiyor.
Çok tuhaf!
Bu fikrin son derece saçma olduğunu düşünüp kendinden emin bir edayla bunu savunan insanlar biliyorum, tanıyorum…
Bencillik ve hırs, duygulara hükmediyor resmen!
Ha bir de karşınıza geçip kendilerinden emin bir tavırlarla sizin değiştiğinizi söyleyen tipler var!
Unutmamalı ki; "İnsanlar, sizi kullanamadıkları zamanlarda değiştiğinizi söylerler.".
Boşverin, aldırmayın.
Kulak arkası yapın bazen bazı şeyleri. Görmeyin, duymayın, gerekirse bilmeyin.
İyilik yapan, iyilik bulur mu bulmaz mı belli değil; ancak yine de kişinin vicdanen kendisini rahat hissediyor olması, en büyük kazançtır, bana göre...
Yaşam bazen komedi bazen de drama olabiliyor.
Her türlü sıkıntı ve stres karşısında “İyi ki hayattayım, iyi ki varım, iyi ki sağlıklıyım, iyi ki beni canından çok seven bir aileye sahibim, iyi ki, iyi ki, iyi ki ve iyi ki…”. Evet, birinci kuralımız kesinlikle ve kesinlikle bu olmalı.
Dönem dönem canımızı sıkan insancıklar (!) olsa da hayatımızda sadece onların olmadığını kendimize hatırlatmalıyız.
Hem de ivedi bir sıklıkla!
Bugün çok güzel bir duvar yazısı okudum, diyor ki: “Armut deyip geçmeyin, birçok kişide bu kelimenin "ilk iki harfinden" eser yok…”.
Güldüm.
Hayatta her yeni doğan günü yeni, yepyeni umutlarla karşılamalı, doğan güneşe neşeyle sarılmalıyız.
Bizler insani düsturlar içinde var olduğumuzu biliyoruz. Bazı insanların -haksız dahi olsalar- kendilerini haklı gösterme çabası içinde olan insancıklar olduğunu biliyoruz.
Aslına baktığınızda dışarıdan bakıldığında o insanların kendilerini haklı görmeleri ya da haklı gösterme çabaları hiçbir şeyi değiştirmez; çünkü ne dersek diyelim, karşımızdaki bildiği kadar anlar, her şeyi. Empati kuramaz bu tipler; zira benmerkezcilik, hat safhadadır.
İnsancıklar çirkinleşse de bizim gibiler temiz kaldıklarında kaybeden onlar olacak. Olmalı!
Buna inanıyorum. Evet, evet hem de kuvvetle inanıyorum.
Bazılarına verilecek en güzel cevap, hiç cevap vermemektir. Sakın unutmayın.
Şimdi güçlü olmak, şimdi coşkulu olmak, şimdi sevgi dolu olmak, şimdi, şimdi, şimdi...
Hayatta her şey var ve yaşanıyor işte! Şunu çok iyi biliyorum ki her ne olursa olsun temiz insanlar, asla leke tutmazlar. Mutlu günler!