BİR kaç hafta önce müzik alanındaki meslek birliklerinin kamuya açık alanda müzik çalınması yüzünden telif hakkı istemelerine şahit olduk. O konuda haklılardı, sonuçta müzik parçalarını dijital olarak ya da medya üzerinde (CD,DVD) satın alırken kişisel kullanım için alıyoruz, bunu kamuya dinletmek için ayrı telif hakları ödememizden daha normal bir şey yok. Ancak televizyon için telif hakkı istemek? İşte o noktada durulması gerek.
Tamam, bazı paralı uydu sistemlerini kamuya açık olarak hizmete sunmak hukuken yasak olabilir, bu konuda diyebileceğim bir şey yok. Ancak bugüne kadar bunları hiç bir şekilde takip etmeden, bu televizyonlar ve uydu sistemleri yıllardır kullanılırken bir anda çıkıp "biz bunun parasını istiyoruz" demeleri bana pek iyi niyetli bir hareketmiş gibi gelmiyor. Eğer iyi niyetli olsalardı bu konuda önce uyarı verir, telif hakkı ücretini belli bir süre sonra isterlerdi. Ancak ortada konuyla alakalı herhangi şey yokken yırtıktan çıkar gibi telif hakkı istemeleri bana pek mantıklı gelmiyor.
Zaten tek kamuya açık alanda (otelin barı, restorantı) paralı uydu sistemlerinin sunduğu yayınların yayınlanması yüzünden telif hakkı istemiyorlar, odalardaki televizyonlar için de para istiyorlar. İyi de, bu işin kısıtlamaları ve kuralları bu kadar net mi? Evinde televizyon olmayan ve TRT vergisi ya da paralı uydu sistemi için para vermeyen bir aile komşusuna gelip televizyon izleyebiliyor. O zaman vatandaştan da vergi alınsın? Ama olmaz, çünkü vatandaşı gözlemek, nerede ne yaptığını izlemek mümkün değil. Oteller kolay lokma olduğu için, herşey dökümanlara döküldüğü kimin hangi televizyonu ne kadar süre izlediği belli olduğu için bu şekilde sömürülmeye çalışılıyor. Ancak yasalar sadece belli bir kesim veya kurumlar topluluğu için geçerli olmaz. Eğer bir yaptırım yapılacaksa herkese yapılmalı, eğer olamıyorsa oteller de rahat bırakılmalı.
Tekrar söylüyorum.
Yasalar sadece belli bir kesim veya kurum için geçerli olamaz. Eğer sadece belli kurumlara çeşitli yaptırımlar uygulanıp diğerlerine uygulanamıyorsa bu haksızlıktır, kötü niyetliliktir, kolay yoldan para kazanma çabasıdır. Bana kalırsa birileri artık turizm sektöründe dönen parayı "kolay para" olarak görüp cebe atmaya çalışmayı bırakmalı, herkes kötü niyetli olduklarının farkında zira.