Telefonlarım dinleniyor

KAFAMDA üç beş deli soru…. Misal… Alanya Kaymakamı bir iki haftaya yine değişecek mi? Her şey sil baştan mı olacak? Isparta'ya Vali Yardımcısı olarak atanan Erhan Özdemir'e 'eski kaymakam” mı diyeceğiz? Antalya'dan...

KAFAMDA

üç beş deli soru….

Misal… Alanya Kaymakamı bir iki haftaya yine değişecek mi? Her şey sil baştan mı olacak? Isparta’ya Vali Yardımcısı olarak atanan Erhan Özdemir’e “eski kaymakam” mı diyeceğiz? Antalya’dan geri dönen “eski” Vali Yardımcısı Dr Hasan Tanrıseven’e “yeni kaymakam” mı diyeceğiz, yoksa iki hafta durup Isparta’ya giden Erhan Özdemir’den de önce zaten Alanya Kaymakamı olduğu için “eski kaymakam” diye mi hitap edeceğiz?

***

Dün dedim ya, “İzahı olmayan şeyin mizahı olur” diye! Af buyurun, yazının girişinde kendimce bir parça mizah yapayım dedim.

***

Asıl mevzu, gerçek sorular şunlardır.

2012’nin Eylül ayında Alanya’ya atanıp 2014’ün Eylül ayında İzmir’e Vali Yardımcısı olarak gönderilen, açtığı yürütmeyi durdurma davasında ara karar verilmesi üzerine Şubat’ın son haftası görevine dönen, daha evrak dosyasındaki kağıtlara attığı imzaların mürekkebi bile kurumadan bu kez de Isparta’ya gönderilen Erhan Özdemir ile kim ya da kimler uğraşıyor?

***

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir mülki amir olarak Erhan Özdemir’in affedilemez bir suçu var da o yüzden gönderiliyor ise, İzmir’in veya Isparta’nın günahı ne?

Yok eğer Erhan Özdemir’in hiçbir suçu yoksa neden oradan oraya savruluyor?

Biat etmediği için mi?

Boyun büküp ceket iliklemediği için mi?

İçişleri Bakanı’na mı terbiyesizlik yaptı, Antalya Valisi’ne mi, Alanyalı Dışişleri Bakanı’na mı, yoksa Dışişleri Bakanı’nın bir yakınına mı, bir tanıdığına mı?

***

Yine soruyorum.

Bu sürgünün sebebi nedir?

Bu “kafayı takmışlığın” altında yatan sebepler nedir?

Günlerdir, haftalardır, hatta aylardır bu ve benzer sorulara yanıt vermesi gerekirken susan, “Nasıl olsa millet balık hafızalı, üç beş gün konuşulur, yazılır çizilir, sonra herkes unutur” diyenlere seslenmek istiyorum.

Gücüm nispetinde, imkanlarım dahilinde mütemadiyen bu ve benzer soruları bu sütunlardan sormaya, “Kaymakam Erhan Özdemir meselesi”ni sıcak tutmaya, varsa bir suçu öğrenmeye, yoksa bu sürgünün sebeplerini sorgulamaya, bu atama işinin keyfi mi, yoksa bir haklı gerekçeye dayandırılarak mı yapıldığını irdelemeye devam edeceğim.


***

Bu arada…

Dün çarşıda rutin haber avındayken karşılaşıp ayaküstü üç beş dakika sohbet ettiğimiz, Alanya’nın yerlisi, turizmci, kimin ne olduğunu atasıyla, soyuyla sopuyla bilen ismi bende saklı bir ağabeyimiz, bu tayin sürecinde yazdıklarıma atıfta bulunarak, “Seni tebrik ediyorum, direnen, bu işi sorgulayan üç beş kişiden biri de sensin. Sakın pes etme!” dedi.

***

Buna benzer cümleleri son zamanlarda çok sık duymaya başladığım için müsaade buyurursanız herkese fiks bir yanıt verip konuyu şimdilik kapatmak istiyorum.

***

Ben koyu bir Erhan Özdemir taraftarı değilim.

Hatta kendisini, nasıl ki “son kaymakam” Dr Hasan Tanrıseven’i lüzumundan fazla, aşırı derecede aktif olduğu için eleştiriyorsam, Özdemir’i de zaman zaman istenilen düzeyde aktif olmadığı için eleştirmişliğim vardır.

***

Bugüne dek Lütfi Yiğenoğlu’ndan tutun da, Osman Dıraçoğlu, Cengiz Gökçe, Günhan Sarıkaya ve Hulusi Doğan gibi pek çok kıymetli kaymakam ile gazeteci/mülki amir ilişkisi içerisinde çalıştık, bazılarıyla yeri geldi atıştık, yeri geldi yaptığımız haberlerden dolayı mahkemelerde dava süreçlerine geldik, bazılarıyla ağabey/kardeş olduk.

***

Hepsi de yasada ne yazıyorsa, görev sürelerini zamanında tamamlayıp, planını programını yaparak, kışın ortasında çoluk çocuk rezil olmadan Alanya’dan mutlu mesut bir şekilde ayrıldı.

***

İşte tam da bu yüzden Erhan Özdemir’e yapılanları, tıpkı Alanya’da yaşayan binlerce vatandaş gibi kabullenmek istemiyorum, bu tayin meselesinin iç yüzünün açıklanmasını, Özdemir’in bir kabahati varsa bilmek, yok ise bu tayin işinin keyfi mi, birilerinin kafasına göre mi yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyorum.

***

DİPNOT:

Son bir haftadır, özellikle Kaymakam Özdemir’in tayin sürecinden hemen sonra benim telefonlara bir haller oldu. Ayıptır söylemesi ben de bir adet Samsung Galaxy S3, bir adet de Samsung Galaxy S4 var. Birinde özel hattım takılı, diğerinde şirket hattım. Gazeteci olduğumuzdan, hele de Yeni Alanya’nın politika biriminden sorumlu olduğumuz için telefon numaram Alanya’daki en zengininden en garibanına, en tanınmış siyasetçisinden en ücra köydeki vatandaşa kadar herkeste mevcuttur. Tespitlerime ve teknoloji bilgi kapasiteme göre, son bir haftadır her iki telefonum ile konuşurken sesimi karşıdan duyuyorum, araya hışırtılar giriyor, çoğu zaman sanki hamamda konuşuyormuşum gibi ekolu falan çıkıyor. Sizin anlayacağınız telefonlarım epey yorulmuş, her ikisini de bir süre “dinlendirmek” istiyorum. Buradan tüm dost, hısım akraba ve bilumum tanıdıklara haber salıyorum, duyanların duymayanlara bu lafları ısmarlamasını rica ediyorum.

Sevgili dostlar.

SANIYORUM TELEFONLARIM

çok yorulmuş.

Bir süre her ikisi de

DİNLENİYOR.