Hayatınız yalan dolan üzerine kurulu dedikçe, yakın çevremizdeki yalan arsızı bazı AKP’liler tepki gösteriyor; “hani” diyorlar, “nerede, ne zaman, ne yalan söyledik!?…”
Allah hiç kimseyi yalan arsızı, yalan yüzsüzü yapmasın.
Demek ki, belli bir dozdan fazla yükleme yapılınca, alışıyor insanlar.
Onun için de bilmezden, görmezden, duymazdan, anlamazdan geliyorlar.
Görmek, duymak ve anlamak istemeyince de sorun kalmıyor zaten.
* * *
Geçtiğimiz Pazar, Başbakan Erdoğan, bazı bakanlarıyla birlikte Gazipaşa’ya geldi.
Kendilerinin bile önünü arkasını bilmedikleri bir dolu şeyin açılışını yaptılar. Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı; 5 yıl önce hizmete giren, Gazipaşa Havalimanın da açılışını(!) yaptılar.
Herkes şaştı kaldı.
Açılış töreninin ayrıntılarını törene katılanlardan dinledim; Başbakandan önce konuşan Ulaştırma Bakanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Erzincanlı Binali Yıldırım Bey demiş ki; “…Burayı büyük bir şevkle yaptım. Şöyle katkım oldu, böyle katkım oldu…”
* * *
Şimdi buradan, törene (!) katılan katılmayan, partili partisiz tüm Alanyalı ve Gazipaşalılara ve hatta Antalyalılara soruyorum.
Gazipaşa Havaalanı ile gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Ne olduysa her şey gözümüzün önünde oldu.
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; Sayın Bakan burada şevkle ne yaptı Allah aşkına?
Sıkıntıdan, eziyetten gayri ne verdi size, bize ve de yöre halkına?
Bundan daha büyük yalan, bundan daha büyük takiye olur mu?
Göreve geldiği günden bugüne, Antalya Havaalanına rakip olabileceği gerekçesiyle, Gazipaşa’nın yerinde sayması için ne gerekirse onu yaptığı konuşulmadı mı?
Yeni Alanya Gazetesi camiası olarak az mı mücadele verdik biz bu iş için. Az mı şimşek çektik üzerimize? Az mı papaz olduk malum çevrelerle? Az mı tehditler aldık?
Sayın Bakan, gazetemizin gösterdiği tepkiler içinden cımbızladığı sözlerimizle ilgili, gazetemizi mahkemeye verdi. O mahkemenin birinden aklandık, diğeri hâlâ devam ediyor.
Az mı uğraştık biz o mahkemelerle?
Sayın Bakan madem Gazipaşa için bu denli şevkle çalıştıysa; biz neyin çilesini çektik o zaman? Kimle mücadele ettik?
Biz, buraya orta gövdeli uçaklar inebilir, etme Sayın Bakanım, yapma Sayın Bakanım dedikçe, direndi de direndi.
Şimdi ne diyor Sayın Bakan açılış töreninde?
Burada şöyle emeğim var, böyle emeğim var.
Bundan daha büyük yalan olur mu?
Hadi o ayağının birini kaldırıp, tek ayağının üzerinde bunları söylüyor; ya bütün bunları bilmelerine rağmen o alkışlayanlara ne demeli?
* * *
Şimdi bir düşünün nasıl geldik bu günlere…
Bir Arif Ahmet Denizolgun’un katkılarını ve çabalarını düşünün; bir de malum gerekçelerle direnen Binali Bey’i…
Kimin döneminde başladı bu havaalanı, hangi bakan, varını yoğunu koydu buraya? Hangi iktidarın, hangi bakanı direndi, buraya ruhsat vermem, burayı açmam, açtırmam diye?
Sayın Başbakan, 2006 TÜROFED genel kurulunda, Gazipaşa Havalimanının açılması için ısrar eden dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı nasıl azarladı,“orada o dağ olduğu sürece, orada havaalanı olmaz” diye… Tüm ülke, tüm turizmciler tanık buna.
Şimdi ne diyor Sayın Başbakan?
Biz ettik, biz tuttuk biz yaptık.
Böyle yalan olur mu?
Havaalanının işletme ihalesi bile 2007 yılında, dönemin geçici Ulaştırma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından yapıldı.
Siz söyleyin şimdi ne katkısı oldu Sayın Bakanın?
Bundan daha büyük yalan dolan, bundan daha büyük çelişki olur mu?