Teamül

Hukuk sistemimizde yazılı kurallar hiyerarşisi; Anayasa, kanun-kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, talimat şeklinde sıralanmaktadır. Bunun yanında Anayasamızla uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve kanunlar arası güce sahip...

Hukuk sistemimizde yazılı kurallar hiyerarşisi; Anayasa, kanun-kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, talimat şeklinde sıralanmaktadır. Bunun yanında Anayasamızla uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve kanunlar arası güce sahip kılınmıştır. Yazılı hukuk kuralları yanında, toplumca kabul edilip, benimsenen gelenek ve görenekler ve idari uygulamalarda oluşan teamüllerde hukukça dikkate alınan uygulamalar olarak kabul edilmiştir.
Teamüller daha çok yazılı hukuk kurallarının hayata geçiriliş şekli olarak algılanmaktadır. Bu yönüyle yazılı hukuk kurallarına aykırı teamüller hukukça meşru ve makbul görülmezler.
Başbakan Erdoğan’ın bu yılki Yüksek Askeri Şura’da masanın başına tek başına oturması, iki yıldır kendisine dayatılan atamalara uymaması, kuvvet komutanlarının sivil idareyle uyumlu çalışabilecek kimselerden seçilmesi konusundaki kararlılığı teamüllere aykırılık yakıştırmasıyla bombalanmaya çalışıldı. “Türk Silahlı Kuvvetlerin geleneklerinin alt-üst edildiği” yaygarası yapıldı.
Alt-üst edilen teamüllere bakınca; Hukuk ve mahkemeler önüne çıkarılamama, orgenerallerin istediği kişileri terfi ettirme, istediklerini sorgusuz sualsiz ordudan atma ve 3. gömlekten akrabalarının bile, zorunlu askerlik yapma ve şehit olma dışında millete ait olan ordu tesislerine 500 metreden fazla yaklaşamamalarına karar verebilmeleri, silahlı kuvvetlerin harcamalarını kimsenin denetleyememesi gibi hukuk Devleti ve demokrasilerde bulunmaması gereken hususlardır.
Yaygara yapanlara bakınca, ordu ve orduya hakim olan küçük bir grup üzerinden statü kazanan, ülke kaynaklarından haksız pay alan, psikolojik baskılarla milletin isteklerine engel olan sermaye ve elitik faşist sol kesimlerdir.
Bu kesimler statülerine kaynaklık ettiği sürece silahlı bürokrasiye, her tür üstünlüğü yakıştıran, generalleri hiç hata yapmaz insanlar olarak sunan, dolayısıyla kendilerini de ineklere tapan Hindu racaları olarak fotoğrafa yerleştirmekten hiç vazgeçmezler. Yalakalık ve yağcılıkla edindikleri statülerini de cumhuriyetin kazanımları olarak yutturmaya çalışırlar.
Yalakalık, kişilik zafiyeti olan kişilerdir. Kişiliğinde arıza olmayan bir insan, her ne sebeple olursa olsun diğer bir kişiye olmayan vasıfları mal edemez. Diğer insanda olmayan özellikleri ona yakıştıran kimse, çıkarı veya korkuları nedeniyle veya akıl, fikir, idrak yönünden zaaf içinde olan kimselerdir.
Birinci tip kimseler yalakalıkla menfaatlerini tatmin ederler veya beladan korunurlar, ikinci tip kimseler ise, psikolojikman sığınma duygularıyla rahatlarlar.
Bu tip kişilikler ülkemizdeki liyakatsiz idare ve idarecilere analık yapmakta, memleketimizin kalkınma ve gelişme hamlesine takoz olmaktadırlar.
Başbakanın kararlılıkla ülkeyi demokrasi ve hukukun üstünlüğü ideallerinin tahakkuku için aldığı kararlar, menşei fetret ve zafiyete dayalı teamüllerden çok hukuk kurallarını öne çıkarmaktadır.
Silahlı kuvvetlerdeki atamalar ve uygulamalar sonunda kamuoyunca görülen fotoğraf, yazılı hukukun gereği olan en tabii görüntülerdir. Önceki görüntüler hastalıklı, zorbalıkla verilen pozlardı.
Türkiye normalleştikçe bu fotoğrafları görmeye devam edeceğiz.
İnşallah, teamüllerin zorbalıkla oluşmadığı, milli, ahlaki değerlerimizin kaynaklık ettiği milletimizi en yüksek hayat standartlarına taşıyacak hukuk kurallarının hayata geçirilmesini sağlayan aklıselim, bilgi, feraset ve diğer kabiliyetlerce mücehhez ehil eller ürünü teamüllere sahip olacağız.
İşte o zaman herkesin yüzünün güldüğü tarihi misyonumuza uygun, huzur ve barışın ülkesi olacağız.