Tam tersi olur zannederken…

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri yurt düzeyinde olduğu gibi Alanya’da da CHP’nin başarısıyla sonuçlandı. Halk ülkedeki çürümüşlüğe ve ekmeğin bölüşümündeki adaletsizliğe tepki olarak bir oy tercihinde bulunmuştu. Her sözünde sandığa ve halkın iradesine saygıdan bahseden siyasi iktidar ve küçük ortağı, daha ilk günlerden başlayarak seçim sonucunu yok sayan, tehdit dolu demeçler vermeye başladı.


Şehrimiz Alanya’da durum farklı değildi. Ahlak ve dürüstlüğü su götürmez bir belediye başkanı ve ekibinin, geçmiş dönemin her türlü yıpranmışlığını onarmaya yönelik yönetimi, karşıt güçlerce ilk günlerden başlayarak baltalanmaya çalışıldı.


Geçmiş yerel yönetimin son yıllarda verdiği tavizlerle şehirde disiplinin yok olduğu tüm taraflarca dile getirilmekteydi. Hal böyleyken, yeni yönetimin bunu sağlamaya yönelik davranışı ‘halkın boğazını sıkmak’ olarak yorumlandı. AKP İlçe Başkanı belediyeyi ‘turizmi baltalamakla suçlayıp’ el yükseltti… Küçük ortak ve organları ise bel altından vurmayı tercih ettiler…


Ekim ayında yüce Meclis açılırken Türkiye’nin yönü bambaşka bir rotaya çevriliyordu. Yeminli düşman diye bellenenlerin elinin sıkılması, terörist başı diye nitelenen şahsın meclise davet edilmesi ülkede şaşkınlık yarattı. Herkes yapboz oyununun geri kalanını merak ediyordu.


Dünya jandarması ABD’nin yeni lideri Trump’ın 20 Ocak 2025’teki ‘zırh kuşanması!’ sırasında yaptığı konuşma olacakların habercisiydi. Diğer taraftan; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle 2023 yılından beri ‘muhalefeti dizayn edeceğini’ söylüyordu. Bu söylemin, İstanbul başta olmak üzere, iktidarın büyük kentlerdeki rant odaklarından yoksun kılınacağı için geliştirildiği zannediliyordu.


Belki böyleydi ama yine Alanya başta olmak üzere, yerel yönetimlerde iktidar olan CHP teşkilatı yıllardır özlemini çektiği örgütlülüğün tadına varacaktı. Nitekim öyle oldu. Şehirde âtıl durumda olan, korku ve baskıyla sindirilmiş, kentte oluşan gelirden yeterince pay alamamış, kararlarda söz sahibi olmamış halk CHP çatısında buluştu. İktidar için asıl tehlike buydu…


Alanya’daki durum büyük ölçekte düşünüldüğünde, İstanbul’un çok başarılı Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da önü, geleceğin lideri olma tehlikesiyle(!) kesilmeliydi. Nitekim, yine herkesin aslında adil olmadığı konusunda hem fikir olduğu diploma ve diğer soruşturmalarla İmamoğlu’nun özgürlüğü elinden aldı.


Yerel seçim sonrası uygulamaya çalıştığı normalleşme politikasının yanlışlığını anlayan CHP, siyasi rejim ile mücadele konusunda bambaşka bir yol seçti; artık halk tüm kesimleriyle ayaktaydı. Adı ‘rekabetçi otoriter’ rejimden ‘totaliter’ olmaya doğru evrilen siyasi iktidarın elbette ki alacağı önlemler vardı. Bunları uygulamaktan bir an bile kaçınmadı!


Bütün bunlar olurken; çok gelişmiş bir büyük turizm kenti olmasına karşın herkesin birbirini gayet iyi tanıdığı(!) Alanya’da iktidarın şehirdeki temsilcilerinin, en azından yarınlarda birbirinin yüzüne utanmadan bakabilmeleri için özellikle hukuksuzluk karşısında daha tarafsız olmaları beklenirdi. Dedelerinin mezarları Alanya’da olanların(!) genel merkezden gönderilen şablon siyasi bildirileri, özellikle hiç yeri olmadığı halde Alanya Belediye Meclisi toplantısında dile getirmemeleri beklenirdi.


19 Mart sonrası Türkiye’de oluşan tablonun CHP’yi aşan bir halk hareketi olduğunu sezmiş olmaları gerekirdi. Aynı demagojiyi kullanarak ‘esnafı halkın önüne attılar’ kışkırtıcılığında bulunmamaları umulurdu. Alanya Belediye Meclisi’nde ‘patırdayarak!’ siyasi ikbal peşinde olanların, hiçbir dönemde amaçlarına ulaşamadığının bu insanlara anlatılması gerekirdi. Yine de tarihe sürekli not düştüğümüzü ve yaptıklarının yanlış olduğunu hatırlatmak bizden olsun…