Futbolda yıldız olmaktan önce takım oyuncusu olabilmek çok önemlidir. Bazen birçok yıldızı bir takıma toplarsınız ve o takım çok başarısız olabilir. Özellikle de Türk futbolunda bunun örnekleri haddinden fazla karşımıza çıkıyor. Bazen de hiç yıldız isminiz olmadan büyük başarılar elde edebilirsiniz. Ancak bu durum çok uzun süreli olmayabilir. Örneğin, bir dönemin Sivasspor’u hatırlarsanız iki yıl üs üste şampiyonluğa oynamış ve son hafta kaybetmişti. Ancak Sivasspor’un o kadrosunda göze çarpan futbolcuların hiçbirinin şimdi esamesi dahi okunmuyor. Çünkü Sivasspor, yıldızı olmadan sadece takım oyunu ile başarıya ulaşan bir takımdı. O takımdaki futbolcular bireysel olarak diğer takımlarda başarılı olabilecek kapasitede değillerdi. Sonuç olarak da başarı uzun sürmedi. Şimdi bizim bununla ne alakamız var diye de düşünüyor olabilirsiniz. Yazımın başında iki önemli durumdan bahsettim, ya çok yıldız alırsınız ki bu genelde başarı getirmez ya da sadece yürekten ve takım arkadaşlığına kenetlenmeyi sağlarsınız, bu da uzun süreli olmaz. Aslında bu durumda en makbul olanı hem içerisinde yıldız barındıran hem de takım olabilen bir kadro kurmaktan geçer. Bunu yapabilmek için de en başta çalışacağınız teknik direktörün egolarından kurtulmuş, insan ilişkileri iyi ve en önemlisi takım içerisinde adaletli olabilmesi lazım. Bunu başarabildiğiniz takdirde, yedek kalan futbolcu da sahada olan futbolcu da aynı hisleri taşır. Kimse kimseden kendini üstün görmez ve sonradan oyuna girse de elinden geleni yapar. Yedek kulübeniz yeteri keder iyi değil ise o zaman sahadaki 11 de bir süre sonra önemini yitirir. Bazı insanlar teknik direktörün çok büyük katkısı olamayacağını savunur. Aslında takımın düştüğü her durum başta teknik direktörün eseridir. Siz futbolcunuzun size ve yönetime güvenmesini sağlayamazsanız, oyuncu da kulübün adaletsiz olduğunu hissederse işte o zaman sizin kadronuzdaki yıldızlar önemsiz olur. Çünkü başarı inançla gelir. Takıma inanmayan futbolcular da başarı getiremez.
Gelelim Alanyaspor-Bozüyükspor maçına. Aslında maç beklediğim gibi başladı. Teknik kapasitesi çok fazla olmayan Bozüyükspor'un sert oynamaya çalışarak Alanyaspor’un teknik futbolcularını oyundan düşürmeye çalışacağını maç öncesinde tahmin etmiştik. Öyle de oldu. Maçın başlaması ile birlikte irili ufaklı çok sayıda faul yapan Bozüyükspor takımı, futbol oynamaktan ziyade oynatmamaya çalıştı. Rakibinin durumunun farkında olan Alanyaspor’un tecrübeli futbolcuları ise bunu silah haline çevirmeyi bildi. Yapılan ters koşular ve atılan ters toplar ile birlikte sıkıntıya düşen Bozüyükspor çareyi faul yapmakta bulunca erken bir şekilde kartlarla karşılaştı. Nitekim bu durum beraberinden penaltı ve kırmızı kartı da getirdi. Ben, Alanyaspor’un sert futbola karşı nasıl bir futbol oynayacağını açıkçası merak ediyordum. Çünkü teknik kapasitesi yüksek futbolcular genelde bu tarz durumlarda çok fazla etkili olamayabiliyor. Beni endişelendiren bir diğer unsur da Alanyasporlu futbolcuların, Bozüyükspor'un faullerine ve tahriklerine sert karşılık verip kart görmesiydi. Yüksek kart ortalaması bulunan takımın bu oyuna gelmemesi en büyük temennim di. Beklediğim gibi olmadı, oynadığı futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan genç Emre, gördüğü iki basit sarı kart sonunda oyundan atıldı. Ancak diğer futbolcular dirayetini koruyarak kart görmemeyi başardı. Ben buradan Emre’ye birkaç şey söylemek istiyorum. Geldiği zaman ne yapacağı bilinmeyen Emre, hocasının kendine olan güveni sayesinde takımın önemli isimleri arasına girdi. Üzerine koyarak giden performansı sayesinde özellikle ofansa dönük oynadığımız dakikalarda önemli bir silah oldu. Ancak, Bozüyük maçında gördüğü iki gereksiz kartın kendisine bir ders olmasını temenni ediyorum. Çünkü bonservisi Antalyaspor’da yani her an Süper Lig’de adından söz ettirecek bir futbolcu olma ihtimali var. Buna karşın şimdi gördüğü kartlar onun hem gelişimini hem de hocalarının ona güvenini sarsabilir. Daha kariyerinin başındayken Emre'nin bu tarz olaylardan kaçınmasında fayda var. Sonuç olarak Alanyaspor, rakiplerinin de puan kaybettiği haftada adeta 9 puan aldı. Şampiyonluk yolunda emin adımlarla giden Turuncu-Yeşilliler her gün performansını daha da arttırarak ilerliyor. Sezon başında yıldızlarla dolu bir takım kuran Alanyaspor, ikinci aşama yani 'Takım Ruhu' kısmını da neredeyse tamamlamak üzere. Sahadaki yardımlaşma bunun en güzel göstergesi. Maçın yıldızı bana göre Burak Uca. Uzun süre futboldan ayrı kaldıktan sonra, Alanyaspor’un kendisine verdiği şansı iyi değerlendiren genç futbolcu, attığı goller ve yaptığı asistlerle galibiyetlerde önemli rol oynuyor. Geçtiğimiz haftalarda ofansif anlamda oyuna etki yapan Burak Uca’nın top kendisinde olmadığında etkisiz kaldığı takım savunmasında zayıf olduğu gözlenmişti. Ama Bozüyük maçında sahada farklı bir Burak Uca vardı. Hem takım savunmasında hem de hücumda arı gibi çalışan Burak’ı tebrik etmek istiyorum. İkinci yarının ortalarında forvet arkasında kısa bir süre gördüğümüz Burak’ın hücumun her yerinde etkili bir isim olacağına da eminim.