UZUN
süredir IŞİD teröristlerinin tehdidi altında bulunan Süleyman Şah Türbesindeki 2 askerin sandukası ile birlikte Şah’ın da sandukasının nakli üzerine tartışmalar devam etmektedir. Bizim burada üzerinde duracağımız konu ise farklıdır. Böylesi durumlarda eğer gerekli ise nakil yapılabilir. Ancak yetkililer düne kadar başka şeyler konuşuyorlardı. “Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın” türünden falan. Ama görüldü ki her zaman olduğu gibi neticede yine bu sözlerin içi maalesef boş çıktı.
Suriye’deki terör gruplarıyla bir anlaşma ve işbirliği var mı? “Kimse ile anlaşmadık ve işbirliği de yapmadık” sözleri komik ötesi bir açıklama mı? Zira uzmanlar hiç de böyle söylemiyorlar. Türbenin naklini savunanlar daha önce de Suriye içerisinde iki defa nakil edildiğinin arkasına sığınıyorlar. Ancak o zaman bu konu Suriye ile müzakere edilerek ve anlaşılarak çözülmüş idi. Şimdi öyle mi? Suriye uluslararası hukuk yollarına başvuruda bulundu. İnşallah ileride başımız ağrımaz.
Yeni türbe sınırlarımızın hemen çok yakınına inşa ediliyor. İnşallah yaklaşan seçimlerde, naklinde olduğu gibi siyasi malzeme yapılmaz. Temennimiz türbeyi teröristlerden kaçırmıştık, bu defa da tekrar başka teröristlerden kaçırma gereği duymayız.
Hani “Bölgede söz dinleyen değil, sözü dinlenen” ülke konumuna gelmiştik? Daha da önemlisi “Dünya lideri” olan bir de liderimiz vardı. “Komşularla sıfır sorun” vs. vs. Hangisini anlatalım. Demek ki bu sözler sadece kuru ve boş laflardan ibaretmiş. Zira tablo şekil A’da görülmektedir. On dönümlük bir toprağa sahip olamamışız. Bir de kalkmışız bölgeye düzen vermek gibi iddialı bir sözden bahsediyoruz. Yani maskaralıktan da öte bir durum. Ama malum medya Cihan harbi kazanılmış gibi atıp tutuyor. Keşke öyle olsaydı. Oysa bu durumun baş sorumluları yanlış Suriye politikasında ısrar edenlerdir.
Malum medya demişken, şimdiden bazıları da “Türbenin asıl yerinin torunlarının yanı” olduğu yani Osman Bey’in yanına nakledilmesi gereğinden bahsediyor. Demek ki zoru görseler buraya da getirecekler. Şimdiden yol yapmaya başladılar. Bu defa da top arabasına koyarak mehter marşı ile getirilebilir. Bunu söyleyecek olanlar hazır, “Büyük başarı” olarak yazacak ve ekranlarda verecek olanlar da zaten hazır kıta bekliyorlar. İnanacak olanlar ise inanmaya ve alkışlamaya dünden razı. Böylesi rezaletlere karşı çıkanlar ise “Darbeci”, “Paralelci” veya "Ergenekoncu", dahası “Suriye rejimi ile işbirliği yapan Baasçı” olmaya hazır olsunlar. Yani seç seç, hangisini beğenirsen al. Benden şimdiden söylemesi.