Sükut altınmış

"SÖZ

gümüşse, sükut altın” demiş birileri.

Sadi de “Ey be gafil aç şu kepenkleri, bakalım çerçi misin, kuyumcu musun?” dedikten sonra konuyu şöyle bağlamış:
“Önemli olan, konuşulacak yerde konuşmak, susulacak yerde susmak.”
Şimdi.
Kimi okurlarım.
Bu da nereden çıktı diyebilir.
Nereden mi çıktı?
Şuradan çıktı.
Son yıllarda, her konuda ileriye değil, geriye gitmeye başladığımızı bilmem söylemeye gerek var mı?
Bizim sol öğretide “Tarihin çarkları geriye dönmez” diye bir söz vardı, biz de buna inanıp, tüm olumsuzlukları görmemize karşın, ülke ve toplum olarak hiçbir zaman geriye gitmeyeceğiz diye sevinip duruyorduk.
Maalesef o da hikayeymiş!
Bugünlerde çarklar, geri vitesinde son sürat ilerlemekte.
Siyaset arenasında olduğu gibi.
Futbolda da, her şey dibe vurmuş durumda.
Sportif başarı için belli kurum ya da kuruluşların başına geçenler, bülbül gibi şakıyarak, laf üretmekten iş üretmeye vakit bulamıyorlar.
Yıllar boyu futbol ile ilgili her alanda görev yapmış biri olmama karşın, futboldan nefret etmeye başladım.
Fenerbahçe’den soğudum.
BJK’ye sempati duyuyorum.
GS konusunda bir şey diyemeyeceğim.
Zira Fatih Terim’e dönük çok büyük antipatim vardı.
Ama gel gör ki.
Galatasaray’da göreve başladığından beri, o eski saçma sapan çıkışlardan ve de agresiflikten özellikle uzak durup, suskunlaşmış, işine odaklanmış durumda.
Bu yönüyle yavaş yavaş Terim’e de sempati duymaya başlar gibiyim.
Gibiyim dememin nedeni.
Takım başarılı olunca bu şekilde davranması normal, başarısızlıkta da aynı tavrı sergileyecek mi onu merak ediyorum!
Yani.
Fatih Terim bugün için, suskunluğuyla altını hak etmiş durumda, ileride ne olur, onu bilmek mümkün değil.
Ama onun yerini, şakıma ve saçmalama konusunda Aykut Kocaman almış durumda.
Spor Toto Süper Lig'de.
Benim tuttuğum futbol takımı Aytemiz Alanyaspor.
Şimdi size bir başka saçmalıktan söz etmek istiyorum.
Yaygın TV kanallarından birinin haber bülteninde spiker “Türk'ün gücü” diye bir haberin anonsunu yaptı.
Bir Türk olarak meraktan öldüm.
Haber ne imiş biliyor musunuz?
Uluslararası bir yüzme müsabakasının bir etabında yüzücümüz, büyük bir sürpriz yaparak gerilerden gelip birinci olmuş.
Güler misin, ağlar mısın?
Diğer etaplardaki müsabakalarda nal toplayanlar bizden değil miydi?
Daha da önemlisi.
Bu bir spor.
Çalışan kazanır.
Yeterince iyi çalışmayan, iyi organize olamayan, başarılı olamaz.
Tüm spor dallarında başarılı olmanın yolu iyi yönetilmek ve iyi organize olmaktır.
Bunun Türklükle, Almanlıkla İngilizlikle ilgisi yok.
Bu bir kültür ve disiplin işi!
Çalışma ve organizasyon ve iyi yönetim anlamında Türkiye’de örnek gösterilebilecek tek takım Altınordu.
Bana göre spor alanında ayakta alkışlamamız ve de saygı göstermemiz gereken tek kişi Altınordu Kulüp Başkanı Seyit Mehmet Özkan.
Bir Türk olarak övünmemiz gereken, bu tür bir yapılanmaya imza atarak başarıdan başarıya koşan sayın Özkan olmalı.
Televizyon kanallarında ve bir sürü programda din adamları ve ilahiyatçılar boy göstererek öne çıkarılırken, bilim adamlarından, başarılı ressamlardan, sağlık personelinden, öne çıkarılan çok az kişi var.
Biz toplumu dünyevi ihtiyaçlar için değil, uhrevi ihtiyaçlar için motive etmekle meşgulüz.
Dünyevi ihtiyaçlar çalışmaya ve de bilime yönelmekle mümkün olurken, öbür dünya ile ilgili çalışmalar çok daha kolay yollardan, yani nasihatlerle elde edilebilmekte!
Değerli okurlar.
Sükut altındırdan yola çıkıp bakın nerelere geldik.
İnşallah bundan böyle, laf salatası, hamaset ve anlamsız efelenmeler yerine çalışıp üretken olma konusunda çok daha duyarlı oluruz!